I Signed Up For This (Short Fic)

1.2K 87 96
                                    

   "Çok acıttı mı?"

   Steve önüne konan iki bardaktan gözlerini kaldırarak esmer adama bakarken iç geçirdi. "Hayır, bir yerden düşmedim."

   Gri takım elbisesi içinde, bir kolunu bar masasına yaslamış, rahat bir ifadeyle ona bakan esmer adam tek takışını kaldırdı. "Hey, oyunu bozuyorsun-"

   "Gerçekten mi?" Dedi Steve bardağından bir yudum almadan hemen önce. "Bununla mı geliyorsun?"

   "Bozmasaydın, bence gayet iyi gidiyorduk."

   Sarışın adam yine iç geçirdikten sonra hala masaya dönük bir şekilde oturarak ona yandan bir bakış attı. "Fantezilerin beni büyüledi, çok yaratıcı."

   "Hadi ama bebeğim, eğlenmeye gelmedik mi-"

   "Evet ama bu can sıkıcı,"

   "Çünkü eğlenmeye çalışmıyorsun?" Bir eli Steve'in dizine koyup, tüy gibi hafif parmakları yukarı kayarken kısık sesiyle devam etti. "Eğer fantezilerimi beğendiysen sana daha iyilerini gösterebilirim? Dilersen uygulamalı olarak, lavaboların oraya gitmek ister misin?"

   Hala karşı tarafı izleyen Steve masadaki kaselerden birine uzanırken mırıldandı. "Elindekilerin en iyisini tüketmişe benziyorsun," ve ağzına fıstık attı.

   "Beni öldürüyorsun," dedi adam sonunda. Ardından hızlıca ekledi. "Ama yaşama sebebimsin."

   Steve yüzünü buruşturdu. "Bu çok kötüydü."

   Adam yılan gibi ona sokulurken fısıldadı. "Bebeğim, bence bu tür oyunları geçme zamanımız gelmiş-"

   Sıcak nefesi boynunda hisseden Steve aniden başını çevirdiğinde neredeyse adamla burun buruna gelirken kaşlarını kaldırdı. "Bunun senin başlattığın konusunda hem fikiriz, değil mi?"

   Esmer adam karizmatik bir edayla gülümsediğinde Steve yine onun çok fazla güzel olduğunu düşünmeden edemezken bu sefer koluna çıkan el ve kaslarında oyalandı.

   "Pekala, daha açık konuşmamı istiyorsan; sen, ben, seks, tuvaletler?"

   Steve gözlerini yeniden devirerek önüne döndüğünde mırıldandı. "Bunun saygın bir davet olduğunu zannediyordum?"

   Adam onu inceledi. "Gerçekten çok mu kızdın?"

   "Ah," dedi Steve, sonunda gülümseyerek ona dönerken. "En ufak bir fikrin bile yok,"

   Bu sefer esmer adam iç geçirerek geri adım attı ve elini salladı. "Pekala, benim gerçekten tuvalete gitmem gerekiyor. Bir yere ayrılma," ardından öpücük atıp uzaklaştı.

   Steve başını iki yana sallayarak onun bıraktığı bardağı alırken diğer tarafından yabancı bir ses konuştu.

   "Ben olsaydım yumruklamıştım,"

   Dönerek kırmızı abiye elbisesi içinde, yüksek bar taburelerinden birine oturan kadına dönen Steve kör değil, bir an sarışın kadının güzelliği karşısında afallarken, kadın sessizliği farklı yorumlamış olacak ki yeniden konuştu.

   "Seni rahatsız mı ediyor?"

   Steve kimden bahsedildiğini anladığında birden gülerken kadın kaşlarını kaldırdı.

   "Evet," diye yanıtladı rahatlıkla. "Ama kendisi kocam olur ve... sanırım bunun için imza attım."

   Kadın şaşkınlıkla bakakalırken sordu. "Neden öyle davranıyor?"

   Steve yeniden gülerken utangaç bir tavırla şakağını kaşıdı. "Aramızı düzeltmeye çalışıyor,"

   Kadın ilgiyle kaşını kaldırdığında genç adam devam etti.

   "Pekala, özetle flört etmek doğasında var ve bazen insanlarla konuşurken dozajı kaçırabiliyor, bundan hoşlanmadığımı biliyor, gönlümü almaya çalışıyordu."

   Kadın onu incelerken Steve ne kadar gerizekalı göründüklerini sorgulamadan edemedi.

   "Bu..." dedi kadın sonunda. "Sevimliymiş." Steve rahatladığında bu sefer kadın gülerek devam etti.  "Eğer lavaboya gitmeseydi, ne yapacağımı biliyor musun?"

   "Düşünmesem daha iyi,"

   "Seni zorladığını düşündüm! Yumruk atmadığım için şanslısınız,"

   "Özür dilerim," dedi Steve içtenlikle. "Rahatsızlık verdiğimizi düşünmedim-"

   Kadın itiraz etti. "Hayır, aksine ben dinlememeliydim, üzgünüm."

   Bir süre sonra esmer adam geri döndüğünde gülüşen ikiliye bakarken kaşlarını çattı. "Pekala," dedi Steve'e dönüp, kadını reddederek. "Gidelim mi?"

   Steve omuz silkti. "İşin bittiyse..." Kadına döndü. "Tony, bu bayan Carol, Carol-"

   Tony gülümseyerek elini uzattı. "Kocasıyım,"

   Sarışın kadın imalı bir gülümsemeyle eli sıkarken Steve'e baktı. "Tek taraflı değilmiş,"

   "Hım?"

   "Sahiplenmek, diyorum," diye Tony'i yanıtladı Carol.

   Steve utangaç bir gülümsemeyle başını iki yana sallarken Tony omuz silkti.

   "Neden bahsettiğinize dair en ufak bir fikrim yok. Steve, gidelim, çok sıkıldım-"

   "Aynı cümleyi yarım saat önce ben kurdum, Tony," diyerek ayaklandı Steve.

   "Ama ben şimdi sıkıldım-"

   "Kalkıyorum-"

   "Acele etmiyorsun-"

   "Tony,"

   Tony susarak onun ceketini giymesini beklerken yaklaşarak mırıldandı. "Hala kızgın mısın?"

   Steve bu sefer onun sesinde gizlemeye çalıştığı saf endişeyi duyarken ifadesi yumuşayarak yanıtladı. "Sorun yok, bebeğim,"

   Tony aynı içtenlikle ona gülümsedikten sonra geri çekildi. "Iyi geceler, Carol." Ve dönerek uzaklaşırken Steve'i elinden çekiştirdi.

   Yeni tanıştığı kadınla zar zor vedalaşan Steve çekiştirilmekten ötürü ayakları dolanarak yürümeye çalışırken konuştu.

   "İşte ben de tam olarak böyle hissediyorum-"

   "Neden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim yok, Steve." Dedi Tony sakince. "Ama istersem şunu da yapar, sorunu çözebilirim tabii."

   Steve kendisine dönen yüzle durduğunda, dudaklarını örten Tony'i refleks gibi rahatlıkla karşıladı. Onu sırtından desteklediğinde iç geçirerek yanlarından geçen birkaç kişiye ek olarak en geride, müziğe rağmen ıslık çalarak sesini duyuran kişiyi duyarak Tony'nin dudaklarına güldü.

   "Aklımda tutarım,"

* * * *

Gördüğüm bir tweetle ortaya çıkan, tadımlık ya da çerez denilebilecek, minik bir fic yazmak istedim 😍
Islık çalan, anlamayanlar için, Carol'dı 💕 Ilk olarak bu tatlış ficte yazdığım için mutluyum 💜
Okuyan, beğenen ve yorumlayan herkese teşekkürler şimdiden ❤

İlham kaynağımız ;

All I Need (One-Shots)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ