9

1.7K 191 56
                                    

Bölüm şarkısı: Ocean-17

İyi okumalar!

Siyah saçlı melek derin bir nefes aldı ve zifiri karalarını tavşancığına dikti.

" Nereden başlas-"

" Artık beni çıldırtma da anlat Yoongi!"

Kapalı, kürek kemiklerine yaslanmış büyük kanatlardaki siyah tüyler ürperdiğinde loş odada serin bir yel gezindi.

" P-pekala...

Normal bir insan olmadığımı ve doğduğundan beri seninle birlikte olduğumu anlamışsındır herhalde? "

Işıltılar saçan iri, kahverengi gözler devrildi ve dikçe karalara odaklandı.

" Yani insan olmadığını anladım herhalde Yoongi ama..."

Oğlanın sesindeki yapmacık kızgın ton yerini ani bir değişimle sükunete bıraktı.

" Nesin sen? "

" Ben bir nefilimim."

İnce kaşlar Jungkook zihnini hatırlamaya zorlarken çatıldı.

" Ah, aslında nefilimlerle ilgili araştırma yapmıştım. "

Siyah saçlı genç adam ince kollarını kavuşturarak kalçasını ahşap masaya yasladı.

" O zaman bildiklerini anlat bakalım."

" Pekala..

Bildiğim kadarıyla siz de bir çeşit meleksiniz. Delice bir düşünce olsa da kanatlarını gördükten sonra hiçbir şey imkansız gelmiyor."

İnce parmaklar siyah, yumuşacık tüylerin arasına daldı.

" İnsanların sınanması için Tanrı tarafından görevlendirildiniz. Ölümlülerle işiniz olmadığında ise Araf'tasınız. "

Tereddütle Yoongi'ye baktığında, siyah saçların sahibi onaylarcasına kafasını salladı.

" A-ama bunların hepsi mitoloji değil mi? Yani gerçek olamazsınız. "

Beyaz parmaklar esmer tene konduğunda Jungkook ne olduğunu bile anlamadan yanağını yumuşak parmaklara sürterken bulduğunda yanakları ısındı.

Oğlanın bu şirin tepkisi ile pembe dudaklar kıvrılmadan duramadı.

" Sana yeterince gerçek gelmiyor muyum Jungkook?"

Oğlanın ellerinden birini bu ufak hareketle bile ritimleri bozulan kalbine diğerini ise yumuşacık tüylerle kaplı görkemli kanatlara yerleştirirken nazik parmak uçları esmer tenin hüküm sürdüğü narin elde gezinmeden duramadı.

" Ne olduğumu anladın, şimdi ise sıra kim olduğumda..

Aşağı yukarı 19 yıl önceydi, doğumundan bir gün kadar erken olmalı.

O zamanlar Araf'ta takılıyordum, canım fena sıkılıyordu. Orada hatırı sayılır nefilimlerden biri olan Kim Taehyung ile - ayrıca arkadaşlarımdan biri sayılır kendisi- önemsiz bir iddiaya girdik. Aptalca bir şeydi, ne için iddiaya girdiğimizi hatırlamıyorum bile ama kaybettim.

İddianın sonucu o an bana önemsiz gelmişti. Bir ölümlü bul ve o reşit olana kadar bağlan."

Kendini nefessizce dinleyen Jungkook'a baktığındaysa ağzından kaçan minik bir kıkırdamaya engel olamamış, elinin tersiyle nazikçe oğlanın pürüzsüz yanağını okşamıştı.

" Senin için 19 yıl çok gelebilir Jungkook ama bir nefilim için 19 yılın hiçbir önemi yoktur. Nefilimler ölümsüzdür.

Bağlanma ise o ölümlüyü bağını koparana kadar asla terk edemeyeceğin anlamına gelir. Bağ koparma işlemi ise sadece ölümlünün reşit olacağı günün ilk 10 saniyesinde gerçekleştirilebilir. "

" Yani 3 gün sonra... "

" Evet, eğer Araf'a, bütün yaşamıma geri dönmek istiyorsam 4. günün ilk 10 saniyesinde senden ayrılmak zorundayım. "

Jungkook hayal kırıklığıyla çöken omuzlarını cılız, sahte gülümsemesinin altına saklamaya çalıştığında başarılı oldu. Zira Jungkook'un hayatı kırıldığında ardına saklanabileceği maskelerle geçmişti.

Jungkook, Yoongi'ye gideceğini mi yoksa kalacağını mı sorma girişiminde bulunmadı. Alacağı cevap netti.

Gidecekti.

Neden tüm hayatını harcasındı ki?

Yüzüne en inandırıcı, parlak gülümsemelerinden birini yerleştirdi ve uzanıp Yoongi'nin elini tuttu.

" O zaman Dünya'da kalacağın bu sınırlı sürede bolca eğlenmen gerekiyor!"

Oğlan, genç adamın sınırlı sürede dediği anda parıltısı sönen gözlerini fark etmedi.

Beni burada, yanında istemiyor mu?

××

" Uf ne demek sınırlı süre, ne demek!? Tahyung şuna baksana çıldıracağım! Gerizekalıların ikisi de birbirlerini seviyor ama bir türlü söylemiyorlar! Ulan ağzınız yok mu sizin be, konuşsanıza!?"

Taehyung yaslandığı küçük omuzda mayışmış bir şekilde uyuklarken gözlerinden tekini açıp, dudaklarını büzüp işaret parmağıyla pürüzsüz beyaz yanağı dürttü.

" Dürtme beni Tae, haklı değil miyim?! "

" Tabii ki haklısın hayatım. "

Park Jimin ise ince kaşlarını çatıp, dolgun dudaklarını büzerken bir anda aklına gelen planla sırıttı. Ne yapıp ne edip bu çifti bir araya getirecekti!

Minik ellerini gökyüzüne doğrultup pis kahkahalar ağzından süzülürken Taehyung umursamadan yaslandığı omuzdan, yumuşak karına koydu kafasını.

Uyku önemliydi sonuçta.

××

××

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Oh bitti sonunda

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oh bitti sonunda.

Diğer bölümlerden daha uzun yazdım, mutluyum.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir nar tanelerim. Düşünceleriniz benim için cidden çok önemli o yüzden belirtmenizi çok isterim.

Kendinize iyi bakın, sonraki bölümde görüşmek üzere~



horns and voices | yoonkook ✓Where stories live. Discover now