10

1.7K 164 86
                                    

Bölüm şarkısı: Bebe Rexha-Knees

İyi okumalar!

Yoongi

Elimi sarmalayan ince parmaklara baktım.

Jungkook hızla konuşuyor, bir yandan da beni lunaparkın giriş kapısına sürüklüyordu ama neşeli sesine bir türlü odaklanamıyordum.

Dünyada kalacağın sınırlı sürede...

Cidden beni burada yanında istemiyor muydu?

Derinleşen ve derinleştikçe kanatan düşüncelerimi kovmak için başımı salladım ve hala konuşmaya devam eden Jungkook'a baktım.

Gözleri hafifçe kısılmıştı, kirpikleri istesem sayabileceğim kadar belirgin ve uzundular ama saymama gerek yoktu, uykusuz gecelerimdeki en sevdiğim uğraşımdı onlar.

Sağ gözünde 632 tane vardı, sol gözündekiler ise daha seyrekti 589 kadar olmalıydı.

Gözlerimi kapatıp o geceleri canlandırdım zihnimde.

Perdeleri hep tamamen kapalı olurdu olmasına fakat bir camı açmadan uyuyamazdı. Bu onun için ritüel gibiydi. Eğer temiz hava ciğerlerine girmezse uyuyamazdı, bilirdim.

Uykuya dalmadan hemen önce yanağının altına sıkıştırdığı elleri oradan usulca ayrılır ve yatağın üstüne avucu pencereye bakacak şekilde düşerdi.

Eğer penceresinden süzülebilirsem elini tutardım, uyku ise bu anın benim için kutsallığını biliyormuş gibi hiç uğramazdı bana.

Eli elime her yuva olduğunda içimi titretecek kadar güzel gülümserdi uykusunda. O an eğer Tanrı bana ağlama yetisi verseydi o ana göz yaşlarımı kurban edeceğimi düşünürdüm.

Uyurken parmaklarımı değdirmeden yanağını, o küçük yara izini okşardım mesela. Küçükken onunla dalga geçen bir grup, kendini oraların kabadayısı zanneden ergen bırakmıştı o hatırayı. Jungkook eve gidince canının acısından değil de onu sevmediklerinden dolayı ağlamıştı. Tabii o ergenlerin sabaha yanaklarına Jungkook'un o dokunmaya kıyamadığım güzel yüzüne attıkları taş şeklinde bir yara dağlandığını ve  ilerleyen dönemlerde peşlerini bırakmayan kabuslar yüzünden birinin akıl hastanesine diğerinin ise derin bir yarığa düştüğünü bilemezdi.

Jeon Jungkook kalbimin hala kanayan en güzel yarasıydı.

Bilinçsizce de olsa bana değip geçerdi bazen gözleri, bilemezdi o an gönlümden oluk oluk akan kanı.

Tek başına otururken birden gülmeye başlardı, penceresinin kenarındaki çiçeklerle uğraşırken kısık bir sesle cennetin bütün o korolarından daha güzel söylerdi melodisini, kitap okurken bağlandığı karakterlerin acıklı sonlarına akıtırdı bir kaç göz yaşı.

Tüm bu zamanlarda onu izledikçe sol kaburgam ağrırdı, farkına varmaz gülüverirdim, anlamazdım ne olduğunu silerdi tüm dünyamı. Sadece o ve ben kalırdık.

Sadece o ve ben.

" Yoongi?"

Araf'ta iken gem vurulmuş duygularım onu gördüğüm anda tamamen uyanmışlardı. Her şeyim onundu. En ufak bir tebessümünde bile kontrolünü kaybeden kalbim onundu mesela, her anıyla doldurduğu zihnim, en güzel gülümsemelerim, kahkahalarımın en neşeli tonu, sağ baş parmağımın en yumuşak kenarı da, nefesim, yaşama sevincim her şeyim, her şeyim ona aitti.

" Yoongi, beni dinliyor musun acaba?"

Gözlerimi kırpıştırarak tavşancığıma odaklandım.

" Üzgünüm bir an dalmışım öyle."

" Atlı karıncaya bineceğim diyorum, pamuk şekerlerimizi sen alır mısın?"

" Elbette."

Arkamı dönüp bayıldığını bildiğim o tuhaf, bulutumsu şeyi almak için en yakındaki tezgaha doğru gidecekken şen kahkahası ve omzuma konunca içimde şimdiye kadar haberdar bile olmadığım köşeleri titreten narin eli beni durdurdu.

" Para olmadan nereye gidiyordun acaba?"

Elime bir kaç bozukluk sıkıştırdı ve kıkırdayıp, kendi kendine söylenerek atlı karıncaya doğru yürümeye başladı.

Şöyle güldükçe beni daha da kanatıyorsun.

Gözlerimi titrekçe kapatıp nafile yere titrek nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Ama...

Sen hep bana gül, ben de hep kanayayım olur mu?

Salak salak sırıtarak kalabalığı yararken kulağıma dolan tanıdık seslerle donakaldım.

Tanrım lütfen onlar olmasın, lütfen onlar olmasın.

Ölümlüler hafifçe açılınca hayatta karşılaşmaktan en çok korktuğum ikiliyi gördüm.

" Demiştim sana Taehyung bir ölümlüye soralım diye, kaybettik onları ne yapacağız şimdi?!"

" Sakin ol hayatım, gördüm buradaydılar. Fazla uzaklaşmış olamazlar."

" Hayatım deme bana! Onları bulup, planımı uygulamaya koymamız lazım yoksa bu iki gerizekalının kendi kendilerine hiçbir şey yapacakları yok. "

Jimin ve Taehyung.

" Aa Jimin."

Jimin üstündeki çiçekli gömleği çekiştirerek çirkefçe Taehyung'a söylendi.

" Bölme beni Tae, düşünmeye çalışıyorum! "

" Düşünme sebebin tam önümüzde bize bakıyor ama. "

Omuzlarım düşerken bana şaşkınca bakakalmış ikiliye lanetler savuramayacak kadar yorgun hissediyordum.

Hayır yakındığımdan değil ama tam biraz olsun Jungkook ile işleri düzeltmişken bu iki aptal neden burada?

Eh, başa gelen çekilirdi.

Ayaklarımı sürükleyerek avanak ikiliye ilerledim.

××

××

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yine benim standartlarıma göre uzun bir bölümle karşınızdayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yine benim standartlarıma göre uzun bir bölümle karşınızdayım.

Vmin'i olaya tamamen dahil etmemden memnunsunuzdur umarım, onları yazarken çok eğleniyorum yahu xkmdldjdkd

Düşüncelerinizi belirtin lütfen, yorum okumayı seviyorum ama çok az yorum var ühü

Kendinize iyi bakın, sonraki bölümde görüşmek üzere~

horns and voices | yoonkook ✓Where stories live. Discover now