12

1.5K 151 55
                                    

İyi okumalar!

Jungkook

Elim elindeydi, gözlerim yumuktu, nefesim kesik, kalbim ise maratondaydı.

Sarhoş Jimin, Taehyung'a dayanmış, dili dolaşarak Yoongi'nin nasıl ağzımı yediğini kıkır kıkır anlatıyordu.

Taehyung ise çakırkeyif bir şekilde meleğim diye seslendiği sarı saçlı oğlanı yüzünde kimseye göstermediği tatlı bir tebessümle dinliyor, bir  yandan da Jimin'i taşımasına yardım etmek için sunduğumuz yardım tekliflerini yüzünde korkunç bir bakışla savuşturuyordu.

Takındığı o ürkütücü ifade ise Jimin'e baktığı anda silinip gidiyor, yerini ise ondan hayal bile edemeyeceğim kadar tatlı bir sırıtış alıyordu.

Çifte kumruları kıkırdayarak süzmeyi kestim ve derin bir nefesi ciğerlerime doldurarak gök yüzüne dalgın bakışlarımı odakladım.

Yoongi yanımdaydı, parmaklarımız kenetlediğinde hissettiğim o kızgın alev sol kaburgamda hala hüküm sürüyordu.

Kanatlarını her insanların arasına karıştığında yaptığındaki gibi kapatmış ve bol siyah tişörtünün içine saklamıştı. Gözleri yumuktu, teni öylesine beyazdı ki saydam gibi görünüyordu, kendimi zorlasam göz bebeklerini görebilecektim sanki.

Yıldızların soluk ışığı beyaz tene vurduğunda, daha önce hiç içmeme rağmen onu sıcak bir şaraba benzetiyordum.

Akışkan, sıcak ve yumuşak. Mayhoş bir tadı olan ama vazgeçemediğiniz bir şey.

Ve kesinlikle sarhoş edici.

Bulanıklaşan düşünceleri kovmak ve kafamı netleştirmek için kafamı salladım. Alkol de kullanmamıştım, neden ona baktığımda başım dönüyordu ki?

Kendine gel.

Kendimi sakinleştirmeye çalışır ve kafamı toplamaya çalışırken kolumdaki saat 12 kere çaldı.

2 gün kaldı gitmesine.

İçimi kaplayan hüznü yüzüme yansıtmamak için en etkili maskelerimden birini takınmaya çalıştım ama başaramadım.

Derin sesin kısıkça bana seslendiğini duydum.

" İyi misin Jungkook?"

Eğreti bir gülümsemeyi dikkatlice dudaklarıma yerleştirdim ve ona döndüm.

" Evet, neden sordun ki?"

Yüzüme bakarken gözleri gittikçe sertleşti ve apartmanın kapısının önünde Taehyung'un omzunda uyumuş Jimin ve Jimin'in omzuna yaslandığı kafasına kendisininkini dayayıp uyuyakalmış olan Taehyung'un çıkardığı horultulara aldırmadan ellerimizi ayırmadan boştaki eliyle bakışlarının aksine yumuşak bir şekilde çenemi kavradı.

" Bana yalan söyleme Kook. Neyin var?"

" Hiç, hiçbir şey."

Sahte gülümsememi daha da gerçekçi kılmaya çalışarak konuştum.

" Sadece yorgunum, içeri geçemez miyiz?"

Sert olduğunu zannettiğim ama sadece endişeli olan bakışlarını yumuşattı ve cılız bedenimi kollarının arasına aldı.

O an yumuşak kollarında kaybolayım istedim. Zaman üstümüzden geçip gitsin, bize uğramasın; sadece o ve ben kalalım. Teninden yayılan leylak kokusu oksijenim olsun, elleri ellerime yuva olsun, burnum hep boynunda konaklasın. Birbirimizin sonsuzu olalım.

horns and voices | yoonkook ✓Where stories live. Discover now