13

1.4K 140 48
                                    

Bölüm şarkısı: Damien Rice - Delicate

Bu bölümün başında VMin ilişkisini merceğe alacağız, umarım beğenirsiniz ^^

Ve yorum yapan nar tanelerimi ne kadar sevdiğimden bahsetmiş miydim?

İyi okumalar!

Taehyung

Çalan şarkıyla hareketleri göz doldurucu bir uyumda olan minik bedende takılı kalan gözlerimi başka yöne çeviremiyordum.

Beyaz teni loş odada parıldıyor, yarı kapalı gözleri şarkının ritmiyle beraber titreşiyor, dolgun dudaklarından ise sözler akıyordu.

"We might kiss when we are alone
When nobody's watching
We might take it home
We might make out when nobody's there
I

t's not that we're scared
It's just that it's delicate,"

Ani bir dönüşle yanıma geldi ve elimi tuttu, beni narin dansına eşlik etmem için ayağa kaldırırken yanakları kıpkırmızıydı ve ışıldayan gözlerini benden kaçırıyordu.

" So why do you fill my sorrow
With the words you've borrowed
From the only place you've known
And why do you sing Hallelujah
If it means nothing to you
Why do you sing with me at all? "

Ellerimi nazikçe beline sardı ve kollarını boynuma doladı. Hızlanan kalp atışlarım onun boynundaki nabzına karışıyordu, bu andan daha güzel bir şey düşünemiyordum.

İçimdeki tüm hücreler şarkının son dizelerini* ona haykırmak için çırpınsa da bu büyülü anı bozmaktan korkarak onları susturdum ve saçlarına bastırdığım dudaklarımı sadece ona özel olarak hissettiğim huzurun varlığıyla kıvırdım.

" We might live like never before
When there's nothing to give
Well how can we ask for more
We might make love in some sacred place
The look on your face is delicate,

So why do you fill my sorrow
With the words you've borrowed
From the only place you've known
And why do you sing Hallelujah
If it means nothing to you
Why do you sing with me at all? "

Söylemek isteyip de söyleyemediklerim boğazımda sıkışıp kalırken dolan gözlerimi saklamak için hiçbir çabada bulunmadan belindeki kollarımı sıkılaştırdım.

Onu kollarımın arasına almak istiyordum, o dolgun dudaklarını doyasıya öpmek istiyordum, gülüşünün sebebi olmak istiyordum, sadece bana baksın, sadece bana gülsün istiyordum, beni sevdiğini duymak istiyordum.

Ama söyleyemiyordum.

Onu sevdiğimi her söylediğimde onunla sadece dalga geçtiğimi zannediyordu, gözlerini devirip gülüyordu, elimden ona uymaktan başka hiçbir şey gelmiyordu.

Sanki ciddi değilmişim gibi, sanki sadece şaka yapıyormuşum gibi.

Sanki onu sevmiyormuşum gibi.

O loş ve büyülü, hiç bitmesin istediğim zaman dilimi geçip gittikten sonra ne ben ona gömleğimin ıslaklığını sorabildim ne de o saçlarının nemini.

××××

Jungkook

30 saat, 21 dakika, 32 saniye

Bakışlarımı kol saatimden ayırmadan gitmesine kalan zamanı sayıklamaya devam ettim.

31 saniye oldu.

horns and voices | yoonkook ✓Where stories live. Discover now