The Phone

640 47 54
                                    

Stephanie kapıyı açıp milyon dolarlık elbisesiyle sivri topuklarını ses çıkararak arkadaşlarının karşısına odadan sinsi gülümsemesiyle çıktığında zafer kazanmış gibi bir hali vardı,Bayan Helmsley ceketinin cebine soktuğu ellerini çıkarıp stresle alyansıyla oynamaya başladı,itibarlı bir okulun müdürüydü ve günlerdir okulundaki bir öğrencinin kaybolması yüzünden derslerin aksamış olmasına tahammül edemiyordu.

Louis iki dizi yırtık kot pantolonunun üstünü titizlikle silkeledi ve içeriden kendi adının seslenilmesiyle emin adımlarla odaya ilerledi,odadan içeri girdiği an günlerdir okullarında sabahlayan Dedektif Styles ile göz göze geldiler,adamın uykusuzluktan göz altlarının çöktüğü ve acilen bir kafeine ihtiyacı olduğu belli oluyordu.

Dedektif Styles eliyle ona karşısındaki siyah sandalyeyi işaret ettiğinde Louis gri göz kalemi çektiği göz altını parmağının ucuyla kaşıyarak gösterdiği yere yani tam karşısına oturup ellerini önünde birleştirdi,omuzları dik ve başı her zaman olduğu gibi kendinden taviz vermeyecek şekilde duruyordu.

Dedektif Styles şeffaf delil torbasına konmuş olan cep telefonunu dirseğiyle itekledi ve önündeki mavi dosyanın kapağını açıp aynı dosya gibi mavi gözlere sahip olan oğlana baktı,konuşmaya başlamadan önce gömleğinin kol kısımlarını dirseklerine kadar sıyırdığında Louis onu sinir etmeye ant etmiş gibi bütün hareketlerini özenle izliyordu.

Louis'in gözü kısa bir anlığına kayıp Cassandra'nın cep telefonuna iliştiğinde Dedektif Styles boğazını temizledi,"Louis'di öyle değil mi?"

Louis gözlerini devirerek başını salladığında Dedektif Styles'ın bacağı masanın altından ufak bir saniye onun bacaklarına sürtünüp geri çekildi,odanın camının dışından herkes onları merakla izlerken bir kaç kişi de yaptıkları konuşmadan bir şeyler çıkarabilmek için dudaklarını okumaya çalışıyordu,dışarıdaki öğrenciler arkadaşları Louis'in her zaman olduğu gibi ukala ve kendini beğenmiş tavırlar sergileyeceklerinden emindi.

"Cevabını bildiğiniz sorular sorarak zamanımdan çalmayın Dedektif Styles,siz sormadan ben söyleyeyim Cassandra'yı en son okulun havuzunda gördüm,son görüşüm olduğunu bilseydim yüzüne daha çok iğrenerek bakardım."

Dışarıdan bir kaç kıkırtı duyulduğunda Dedektif Styles sinirle arkasına dönüp müdüre hanıma öğrencilerini susturması için gözleriyle işaret verdi,yeniden Louis'e döndüğünde Louis pişkin pişkin sırıtıyordu,"Bu size komik mi geliyor Bay Tomlinson?Cassandra Copeland ile bir zamanlar çok yakın bir arkadaşlığınız varmış ve sonrasında aranızda kimsenin bilmediği soğuk rüzgarlar esmeye başlamış,sebebi nedir?"

Louis beklemediği sorunun gelmesiyle her zaman dik duran omuzlarını bu sefer hafif düşürmüştü,yine de kendinden ödün vermeyecekti,o Louis Tomlinson'du ve kendi isteği dışında bir şeylerin gelişmesine izin vermezdi,soruyu cevaplamak için dirseklerini çelik masaya yaslayıp Dedektif Styles'a doğru eğildi ve çatlakların gözüktüğü dudaklara baktı,"Okulun dans yarışmasına katılamayayım diye beni özellikle merdivenlerden aşağıya itti ve uzun bir süre ayağımın üstüne basamadım,yarışmada birinci oldu,eğer ben katılsaydım birinciliği rüyasında göreceğini biliyordu ve bunu yediremeyince çareyi beni sakatlamakta buldu."

Camın arkasından şaşkınlık nidaları yükseldiğinde Dedektif Styles deftere bir şeyler yazıp yeniden Louis'e döndü,"Cassandra'nın telefon kayıtlarına bakıldığında en son sizinle konuştuğu görülmüş,sabah çok erken bir saatte,ve kaybolduğu saate kadar da başka kimseyle konuşmadığı aşikar,ne konuştunuz?"

Louis aklına gelen konuşmayla alayla 'Hah' diye bir ses çıkarıp bacak bacak üstüne attı ve Dedektif Styles'ın bakışlarına kendi simgesi haline gelmiş olan şımarık göz devirişlerle cevap verdi,"Aptal kız dolabının kilidini kaybetmiş ve benim görüp görmediğimi sormak için aramıştı,aramızdaki husustan dolayı benim çaldığımı falan düşünmüş,çok değerli vaktimi ona ayıracak kadar embesil olduğumu düşünmesi ne acı."

Dedektif Styles masanın ortasına koyduğu ses kayıt cihazının durdurma düğmesine bastıktan sonra önündeki kağıdı Louis'e çevirip üstüne elinde döndürüp durduğu tükenmez kalemi koydu,"İfadenizi doğrulamanız için imzanız gerekiyor Bay Tomlinson."

Louis baygınlık geçirecek kadar sıkılmıştı,kalemin kapağını dişlerini kullanarak açtı ve kağıda imza denmeyecek kadar küçük bir nokta bırakıp Dedektif Styles'ın üstüne fırlattı,"Bitti mi?"

Dedektif Styles oğlanın tavırlarını kameraya kayıt ediyormuş gibi dikkatle incelerken kafasını iki yana salladı,"Hayır Bay Tomlinson,daha yeni başlıyoruz."

**

**

"Sert seviyorsun demek,ha?!"

Elini yatak başlığına dayarken soluk soluğa derin bir titreme yaşandı vücudunda,"Sert seviyorum,ve içimden hiç çıkmamanı istiyorum."

Dışarısı karlarla beyaza boyamışken sallanan yatak alev alev bir duruma gelmişti,"Seni bırakmayacağım,ateşini hiç düşürmeyeceğim,ellerim her zaman tenine değiyor olacak."

The Truth (L.S)Where stories live. Discover now