My Boy

260 40 27
                                    

Cassandra okulun her yerinde vücudunu esir alan panikle birlikte suratını uzattığı tırnaklarıyla çizmek istediği Louis'i arıyordu,sırtında gitar çantasıyla ıslık çala çala koridorda her önüne gelene göz kırpan Moore ile ona doğru koşturup önünde durdu ve bir adım daha atmasına izin vermeyip bileğinden tutarak kendine çekti.

Moore dilinin ucundaki piercingi dişlerken Cassandra'ya diğer herkese yaptığı gibi göz kırptı,"Hey hey Cass seninle okulun koridorunun tam ortasında sevişemem,müzik odasına gelirsen bunu seve seve yaparım ama!",Cassandra onun bileğini daha sert tuttuğunda Moore yüzünü buruşturup delirmiş gibi görünen kıza baktı,"Kes saçmalığı Moore!Louis'i gördün mü?"

Stephanie ekose desenli eteğini bilerek daha çok yukarı çekip onların yanında durduğunda Moore omuz silkerek Stephanie'nin yanağından öptü,"Hayır görmedim,en son gördüğümde baya ateşliydi ama,ah sahi nerede acaba?"

Bahsi geçen ateşli oğlan koridorun başında gözüktüğünde Cassandra Moore'un bileğini bırakıp topuklu çizmeleriyle düşme tehlikesini göze alarak Louis'e doğru son sürat koştu,Louis mor camlı güneş gözlüklerini çıkarmadan onu baştan aşağıya süzdüğünde Cassandra bir an onun ellerindeki beyaz deri eldivenlere baktı,"Sonunda buldum seni,neden bu kadar geç geldin,ablana bir şey söylemedin değil mi?"

Louis onu gerisinde bırakıp yürümeye başlarken Cassandra'da peşinden geliyordu,Louis dolabının önünde durduğunda Cassandra elini onun dolabının kapağının üstüne koydu ve açmasına izin vermeden kendisine dönmesi için sahteden öksürdü,Louis beyaz eldivenin içinde yaralardan dolayı sızlayan ellerini kullanıp onu boğmak isterken yüzünü kaldırıp onun gözlerine baktı,"Hayır seni sersem,kimseye bir şey anlatmadım,ablamın nişanlısı aynı zamanda da kasabanın gözde dedektifi ile istediğin yerde düzüşebilirsin,şimdi beni rahat bırak."

Louis dolabın kapağını açacaktı ki Cassandra tekrar elini dolabın üstüne koydu,"Sana neden güveneyim!?"

Koridordaki çoğu bakış onlara döndüğünde Louis onun elini dolabından itekleyip üstüne yürüdü,Cassandra kimin üstüne gittiğinin farkında değildi,geçmemesi gereken çizgileri geçiyordu,"Bir zamanlar ayağını sakatlayıp dans yarışmasını kazanmasını engellediğin bu çocuğa yani bana güvenip güvenmemek sana kalmış,dediğim gibi o züppe dedektif ile ne yaptığınız umurumda bile değil,ne ablamla arasındaki şeye ne de seninle arasındaki şey her ne ise gerçekliğine inanmıyorum."

Evet haklıydı,çünkü Dedektif Styles ne Louis'in ablası April'e ne de Cassandra'ya aşıktı.

Aşık olduğu tek kişi onu Cassandra ile o acı verici şekilde bastıktan sonra üzüntüsünden ve kırgınlığından ellerini duvara yumruk atarak yaralayan oğlandı.

Cassranda alayla kıkırdarken Louis'i ittirmek için elini kaldırmıştı ki Louis 'Sakın' dercesine kaşlarıyla onu geri püskürttü,"Benimle iyi geçin Cass,bu senin faydana olur."

**

**

Beyaz eldivenler çıktığında yara bere içinde kalmış küçük ellerle içi sızladı adamın,ne yapmıştı kendisine böyle?

Yaralardan dolayısıyla şişmiş küçük ellerden birini kendi büyük elinin arasına alıp şefkatle okşadı ve üstüne doyumsuz öpücükler bıraktı,"Kalbim bu yaralardan daha çok acıyor,onunla beraber olduğuna inanamıyorum."

Kalbini küle çeviren aşık olduğu oğlanın yaralarını saracaktı,onu bir daha asla böyle kırmayacaktı,"Onunla beraber olmadım,öpüşme denmeyecek kadar saçma bir şeydi,tek düşündüğüm,aklımı ve kalbimi yoklayan sensin."

Oğlan ondan uzaklaşmaya kalktığında adam izin vermeyerek elinden daha sıkı tuttu ve hırçın oğlanından yayılan sandal ağacı kokusuyla mest oldu,"Bir daha Moore ile görüşmeyeceğini söyle bana güzelim,yaptığım kaldırılabilecek bir şey değil ama ben ne yaşadıysam yaşa istedim,sen benim oğlanımsın,seni sadece ben öpmek,ben koklamak ve porselen tenine bir tek ben hükmetmek istiyorum."

Oğlan yaralı elini onun yanağına götürdüğünde adam özlediği dokunuşla gözlerini yumdu,"A-ama sen de her gün ablamın yanındasın,ona sarılıyorsun,öpüyorsun...Ben senin olduğum gibi sen benim değil misin yoksa?"

Adam onun etkisiyle sağlıklı düşünmenin ne demek olduğunu unuturken güzel oğlanın yeni yıkanmış saçlarını dudaklarıyla taradı.

"Onların hepsi mecburiyetten aşkım,her şeyden kurtulacağız,seni kimsenin olmadığı yerlere götüreceğim."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
The Truth (L.S)Where stories live. Discover now