Moore kulağındaki tünel şeklindeki delikle oynarken önüne konulan fotoğraflara baktı,bir tanesinde Louis ile sarmaş dolaş birbirlerine yapışık halde elinde kadehlerle poz vermişlerdi,diğerinde ise yanlarında arkadaşlarının da olduğu ve ortada bir doğum günü pastası olan fotoğraftı.
Moore turuncuya yakın renkteki omuzlarına kadar uzanan maşa yapılmış gibi duran dalgalı saçlarını öne atarak tek gözünün üstünü kapadı,okulun en havalı müzik grubunun kurucusu aynı zamanda solistiydi,sesi cidden en yüksek notalara kadar ulaşabiliyordu,Dedektif Styles onun gözüne yumruk geçirmemek için bütün sınırlarını zorlarken Moore bütün bu sorgu işlerinden çok gına geldiğini belli ederek sıkıntıyla üfledi.
"Yani ne olmuş?Evet Louis ile bir zamanlar takıldık,ki bir zamanlar demem saçma olur,o bir ateş gibi sizi ayağına kadar çağırabilen bir baş yapıt resmen,baksanıza...",işaret parmağını havaya kaldırıp camın arkasından müdüreyle tartışan Louis'i gösterdi,"Ona karşı koyabilen insana cidden ödül verilmeli,ve Cassandra ile ilgili bin defa söylediğim gibi bir halt bilmiyorum,Louis ile bir geçmişim var diye Cassandra ile de yakınlığımın olduğunu düşünmeniz çok saçma,onunla yakın arkadaş olan Louis'di ben değil."
Dedektif Styles uyuşan parmaklarını kıtlatıp kumaş mat siyah pantolonunun cebinden bir Captain Black paketi çıkardı,metalik gri renkteki çakmağını da ceketinin iç cebinden aldıktan sonra paketinden çıkarmış olduğu dalı ateşledi,"Bu ne kadar etik?" diye kaba bir şekilde rahatsız olduğunu ortaya sererek sordu Moore,"Bir öğrenciyle sorgu halindesiniz ve sigara yakıyorsunuz,sizi nasıl dedektif yapmışlar anlayabilmiş değilim."
Müdüre Helmsley kolundaki saate baktıktan sonra kapıyı tıklatmaya gerek duymadan odanın kapısını açarak hışımla daldı içeriye,"Öğrencilerimin huzurunu kaçırıyorsunuz Bay Styles,hepsinin derste olması gerekirken sizin sorularınızla boğuşmak durumunda kalıyorlar,okulda geçirdiğiniz zamanı Cassandra'nın ailesiyle konuşarak geçirseydiniz gerçeği şimdiye bulmuştunuz belki de."
Müdürenin arkasından Louis bütün cazibesiyle içeriye girdiğinde Harry pür dikkat ona kesildi,"Ah şey aslında Dedektif Styles bizim için hiç sorun değil,dersler kimin umurundaki?...Öyle değil mi millet!?",arkasına dönüp diğer arkadaşlarına coşkuyla sorduğunda hepsi onu onaylayarak alkış tutmuşlardı,Harry müdürenin görmemesi için kafasını aşağıya eğip Louis'in hiç bitmeyen enerjisi karşısında gülümserken Bayan Helmsley Louis'in kolundan bütün gücünü kullanarak tuttu,Harry kafasını yerden kaldırdığında gördüğü manzara ile taş bir heykele dönüştü,Louis'in o güçlü tutuş karşısında canı yanmış mıydı?
Louis iki saniyelik bir bakışla Harry'e gözleriyle önüne dönmesini işaret ederek müdüreye dönüp kolunu kurtardı,"Vay canına bileğinize kuvvet Bayan Helmsley,takdir ettim doğrusu!"
Bayan Helmsley'in söylenmeleri eşliğinde ikisi de odadan çıkınca Moore ayağa kalkıp odanın kapısını kapadı ve sandalyeye geri geçmeden önce içinden bir küfür savurup yeniden Dedektif Styles'ın karşısına kuruldu,"Bir daha sorgu bitmeden yerinizden kalkmazsanız sevinirim,ve lütfen soruları yanıtlarken tam gözümün içine bakın."
Moore bütün cesaretini yukarılara taşıyarak gözlerinde topladığında Dedektif Styles'tan ilk kez bu kadar korktuğunu hissetti,adamın dış görünüşü hiç korkutucu değilken bir bakışıyla bile karşısındakini öldürecek bir moda geçebiliyordu,Moore onunla göz temasının fazlasıyla tehlikeli olabileceğini düşünerek gözlerini kaçırdığında Harry sesini yükseltmek durumunda kaldı,"Gözler dedim,gözlerime bakın ve Louis ile en son ne zaman takıldığınızı söyleyin?"
Moore kafa karışıklığı ile kaşlarını çatıp stresle bacaklarını sallamaya başladı,"Bunun konumuzla ne ilgisi var,Louis ile en son ne zaman seks yaptığımızı söylersem mi Cassandra'yı bulacaksınız,ilginç bir yöntemmiş!"
Camın dışındaki öğrenciler Moore'un laflarıyla kahkahaya boğulurken Louis ise arkadaşlarından çok zıt derecede sinirle tırnaklarını kendi avuç içlerine batırıp bu sorgunun hemen son bulmasını diliyordu,Dedektif Styles bileğindeki lastik tokayla bukleli saçlarına hızlı bir at kuyruğu şekli vererek Moore'u bakışlarıyla yerin dibine soktu,"İşime burnunuzu sokmayın,Louis,siz ve Cassandra arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışıyorum."
Moore hala hiçbir şey anlamazken bilekliğinin ipini koparırcasına parmaklarının arasına dolayıp sıktı ve camın arkasındaki Louis'e izin alır gibi süt dökmüş kedi bakışlarıyla bakıp Dedektif Styles'a cevap verdi,"Cassandra kaybolmadan haftalar önce Louis ile beraber olmuştuk."
**
**
Silahını ve rozetini yatağın üstüne fırlattıktan sonra iki eliyle gömleğinin yakalarından tutarak yırtarak açtı ve yatağın soğuk kumaşına bıraktı kendini,şişmiş ellerini yüzüne götürüp ovarken banyonun kapısı açıldı ve üstüne ıslak havlu fırlatıldı,havludan yayılan sandal ağacı kokusu onun bütün yorgunluğunu tek celsede alırken nemli beden üstüne yerleşti.
"Öfkelisin?"
Kucağındaki bedenden su damlaları onun göğsüne akarken gözlerini alamıyordu ondan,"Hem de çok öfkeliyim...Senin her tarafını yalayıp yutmak ve yatağın içine hapsetmek istiyorum,sözümü dinlemedin."
Su damlaları bu sefer dudağına değdiğinde aşağı tarafları en sert şekilde uyarıldı,"Seviş benimle dedektif."
YOU ARE READING
The Truth (L.S)
Fanfiction"Cassandra'nın kaybolduğu saatler arasında tam olarak neredeydiniz ve dediğinizi doğru çıkaracak bir şahidiniz var mı Bay Tomlinson?"