Punish Me

271 41 12
                                    

Dedektif Suarez elindeki termosun kapağını sağa çevirip kapadığında uykulu gözleriyle duvarın önünde dikilen marka kıyafetlerle bedenlerini süslemiş olan öğrencilere baktı,hepsinin kendinden emin duruşları ve gözlerinde şuh bir canlılık vardı.

Louis'e özgü sandal ağacı kokusu diğer öğrencilerin kokusundan üstün gelip koridoru şenlendirirken müdüre ile konuşarak yanlarına gelen Dedektif Styles bir anda en dikkat çekici unsur haline geldi,"Günaydın,sorguya gördüğünüz üzere Dedektif Suarez'de dahil oldu,ben yan odada herhangi birinizle konuşurken o da kendi seçtiği bir öğrencinin ifadesini alacak,bu süre zarfında birbirinizle çok iletişim halinde olmamanızı talep ediyoruz."

Dedektif Styles gayet rahat bir tavırla elindeki kupada yarısına kadar içilmiş filtre kahveden bir yudum aldığında Louis kupanın tanıdık gelmesiyle elmacık kemiklerini baskın hale getirip yumuşak bir tonda gülümsedi,eh kim olsa gülümserdi aslında kendi aldığı hediyenin kullanılıyor olduğunu görünce.

Müdüre Helmsley öğrencilerden birine çantasından ağrı kesici vermesini söylediğinde Dedektif Styles Moore'u işaret parmağıyla yanına çağırıp beyaz perdeli odayı gösterdi,"Sizden başlayalım Bay Hardy."

Moore kanuna aykırı olmadığını bilse şimdiye uzun bukleli saçlı dedektife yumruğunu geçirmişti,bilmediği tek şey o yumruğunu savuramadan Dedektif Styles onu kolaylıkla alt ederdi,alt yapısı güçlü bir adamdı.Moore söylene söylene odadan içeriye girdiğinde Dedektif Styles Louis'e son bir bakış atarak odadan içeri girdi ve perdeleri sonuna kadar çekip içerinin gözükmesine engel olduktan sonra kapıyı kapadı.

Dedektif Suarez Dedektif Styles'a göre daha yaşlı duruyordu,kirli sakallı ve saçlarının ön taraflarında beyazlar çıkmış olan bir adamdı,koyu tenine zıt olarak oldukça açık renkli gözleri vardı,odanın kapısını açıp en köşede duran mavi gözlü oğlana baktı,"Bay Tomlinson?"

Louis Stephanie ile yaptıkları kısa okul dedikodusu sohbetlerine ara verip günlerdir sorgu için kullanılan odaya ilerledi ve sandalyeye suratındaki geniş gülümsemeyle oturup Dedektif Suarez'in karşısında yerini almasını bekledi,Dedektif Suarez masanın üstüne konmuş olan bütün belgeleri masanın en ucuna itekleyip kendi kafasını kurcalayan şeyleri sormayı düşündü.

"Cassandra Copeland ile bir zamanlar yakın arkadaşmışsınız."

Louis sabah özenle sürdüğü simli ojelerine bakarken 'Hmm' diye hızla geçiştirip sıradaki cümleyi bekledi,"Cassandra'nın kaybolduğu saatler arasında tam olarak neredeydiniz ve dediğinizi doğru çıkaracak bir şahidiniz var mı Bay Tomlinson?"

Louis bir saniye bile fire vermeye gerek duymadan hızla kafasını salladı ve Dedektif Suarez'in beklediğini karşılamayıp hiç kekelemeden gayet öz güvenli bir şekilde cevap verdi,"Evet tabi ki de var,evde ablam ve nişanlısıyla birlikteydim,muhtemelen telefonda en son benimle konuştuğu gözüktüğü için sürekli olarak ben çağrılıyorum ama benden sonraki kayıtları silmediği ne malum?Günlerdir bir odaya çekilip saatlerce dil dökmekten bıktım,son sınıf lise öğrencisiyim ve odaklandığım tek şey gelecekteki dans kariyerim,o kız öldü mü kaldı mı bilmiyorum ama zerre umurumda değil!"

Dedektif Suarez termosun ağızlık kısmından bir yudum aldığında ayaklandı ve odanın kapısını açıp Louis'e dışarıyı işaret etti.

"Hava almaya ihtiyacınız varmış gibi görünüyor Bay Tomlinson."

**

**

"Moore sorguda ara sıra senden ve ne kadar muhteşem olduğundan bahsedip durdu yine,onunla bir zamanlar yata kalka ağzına seni dolama fırsatı verdiğine inanamıyorum!"

Genç dedektif öfke küplerinin üstünde tepinirken ceketini çıkarıp yere fırlattı ve günlerdir bir türlü kurtulamadığı dolambacın etkisiyle kulak yırtacak güçte bir çığlık attı,sadece bir bakışıyla bile ona dünyanın döndüğünü unutturan oğlan tam dibinde biterek ellerinden tuttu ve kalçasını havalandırıp sinirden köpüren sevgilisinin kucağına çıktı,"Bunun için beni cezalandırmak ister misin?"

Elini arkaya atarak genç dedektifin tam poposunun üstünde duran kelepçeye parmağını doladı,"Ben çok yaramaz bir suçluyum dedektif,bu durumda ne yapacağız?"

Dedektifin yüzündeki sinirden oluşmuş olan kızarıklık bebeğinin sözleriyle yok olurken dayanamadığını belirterek inledi,"Tanrım...Louis."

Dudaklarından yükselen nefesler odayı sorgu odasında insanların tepesinde yakılan ışık kadar ısıtırken sandal ağacı kokusu dedektifi bayıltacak kadar kendinden geçirdi.

"Buralardan beraber gideceğiz Harry,çok az kaldı."

The Truth (L.S)Where stories live. Discover now