《Boynunu Öptüğünde》
*Jin*
Bir başka başarılı konserin sonunda sahne arkasında onu beklediğinizi fark eder etmez kolları sizi sardı.
Kollarını omuzlarına sarmak için uzandın ve kulağına fısıldadın, "Seninle çok gurur duyuyorum, bu harika bir gösteriydi."
"Yine de artık yoruldum," diye mırıldandı, sen boynuna öpücükler kondurmaya başladığında hafifçe kıkırdayarak çenesinin hemen üzerinde durdu. "Bu iyi hissettiriyor," diye kızardı.
Sana doğru eğilirken kıkırdadın, elini yanağına dokundurdun, "terlemeyi bıraktığında, söz veriyorum bütün gece boynunu öpeceğim."
"Bu seni kesinlikle tutacağım bir söz."
**********************************************
*Yoongi*
İkinizin güne birlikte başlayabilmeniz için uyanması için sabırsızlığınız arttıkça, yanınızda, hala huzur içinde uyuyordu.
Ona doğru eğildin, mırıldandığını duyana kadar boynuna tatlı öpücükler bıraktın. "Uyan uykucu, yapacak işlerimiz var."
"Ya da bütün gün burada kalabiliriz," diye kıkırdadı, sen ona sarılırken yastığına yaslanarak, "şu anda tam olarak olmak istediğim yer burası."
Boyun öpücüklerinin onun zayıf noktası olduğunu biliyordun, onu uykusundan çıkarmanın mükemmel yolu. "Senin bir günün var ve ben bütün gün yatakta yatmak yerine bundan en iyi şekilde yararlanmaya kararlıyım."
"Tamam ama sadece beş dakika daha. Mutluyum."
**********************************************
*Hoseok*
Aynada kıyafetini dikkatle incelerken senin figürün arkasında belirdi, sadece stüdyoya gitmek için mükemmel olduğundan emin oldu.
Aklının nasıl çalıştığını biliyordun, bu yüzden onu kendini eleştirme aşamasından çıkarmak için dudaklarını boynunda gezdirmeye başladın. "Yapma."
"Elimde değil, sadece buradaki renklerin uyuştuğundan emin değilim," diye mırıldandı ama aklı, dudaklarının hassas teninde gezindiği hissiyle kesinlikle dağılmıştı.
Kafanın içindeki düşüncelere katılmayı reddederek başını salladı. "Yakışıklı görünüyorsun ve bu sadece stüdyo, bir podyumda falan yürümeyeceksin, sorun değil."
"Sanırım haklısın, beni daha iyi hissettirdiğin için teşekkür ederim."
**********************************************
*Namjoon*
Kapıdan girdiği andan itibaren bir şeylerin ters gittiğini anlayabiliyordunuz, Namjoon sessizdi.
Sonunda yanına gittin, sarıldın, "konuş benimle", dikkatini çekmek için ensesine öpücükler kondurmak istedin.
"Önemli değil," diye mırıldandı cevap olarak, ama sen onu bazen kendini tanıdığından çok daha iyi tanıyordun. "Sadece bunun hakkında henüz konuşmak istemiyorum."
Başın salladı, konuşmasına gerek yoktu ama yine de hazır olduğunda orada beklediğini bilmesini istedin. "Seni bekleyeceğim," diye fısıldadın.
"Yapacağını biliyorum, her zaman yapıyorsun."
**********************************************
*Jimin*
Uyumak için rahat bir pozisyon bulmaya çalışırken gecenin çoğunu savurdun ve döndün, Jimin yanında uyurken kendini öfkelendirmeden edemedin.
Çerçeven onun etrafında kıvrıldı, dudaklarının öpücükler bırakmaya başladığı omzuna yaslandı. "Ben yapamazken sen neden uyumak zorundasın?"
"Artık yapamam," diye yanıtladı seni zıplatarak. Seni kontrol etmek için döndüğünde ona özür diler gibi gülümsedin. "Bunu bana yapmak için ne zamandır bekliyorsun?"
Hafifçe kıkırdadın, "Bir süre. Uyuman hiç adil değil ve aklım aşırı hızlanacak şekilde burada yatmak zorundayım," diye homurdanarak ona sarılmaya devam ettin.
"Bir süre benimle yat, yakında uyuyacaksın."
**********************************************
*Taehyung*
Saç bantları ve Taehyung her zaman sizi çıldırtan bir ortaklıktı, onun evin içinde dolaşmasını izlerken zahmetsizce nefesinizi kesiyordu.
Arkasına süzüldün, kollarını beline sardın ve ensesine birkaç narin öpücük kondurdun. "Şu anda ne kadar iyi göründüğünü biliyor musun?"
"Hoşuna mı gitti?" Kendini beğenmiş bir şekilde sordu, ellerinin vücudunda gezindiğini hissederek, nasıl hissettiğini zaten biliyordu, "bana bu bakışın seni nasıl hissettirdiğini söyle Y/N."
Gözlerin yuvarlandı, hafifçe boynunu ısırdı, "Benimle oyun oynama, bu sabah o kafa bandını taktığında tam olarak ne yaptığını biliyordun."
"Hm, belki beni düşündüğümden daha iyi tanıyorsun."
**********************************************
*Jungkook*
Üç ay. Seni en son kucağına alıp senin hakkında sevdiği ve hayran olduğu her şeyi sana söylemesinin üzerinden üç ay geçmişti.
Konuşurken, dudaklarını boynuna bastırmadan edemedin ve beline sıkıca sarıldın. "Seni çok özledim Kook."
"Ben de seni özledim," diye mırıldandı, öptüğün en sevdiği yerinde dudaklarını hissetmenin tadını çıkararak. "Bir daha gitmene izin vermek istemiyorum."
Hafifçe güldün, onunla göz göze gelebilmek için geri çekildin. “Kaçırdığımız çok fazla sarılma ve öpücük var; Tüm bu kayıp zamanı telafi etmeye kararlıyım.”
"Beni tam burada öp, sana istediğin her şeyi vereceğim."
