episode 17

1.5K 90 13
                                    

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"Seninkiler gibi

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


"Seninkiler gibi..."

°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°

(5 gün sonra...)

  Dünya fani ölüm ani derdi hep büyüklerimiz. Beş gün öncesinde yaşadığım kaza ile bunu deneyimlemiştim. Ölümle burun buruna gelmiştim adeta lakin o kadar yaklaşmama rağmen buluşamamıştım ecelimle, ölmemiştim.

Bağışlamıştı Rabb'im beni sevdiklerime. 

  Ölüm öyle bir eylemdi ki bir yandan üzebilirken bir yandan da sevinebiliyorduk. Hakikatinde bu düşünce öznel idi. Ölüm kimileri için tamamiyle karamsarlıkla kaplıydı fakat benim şahsi fikrim olaraktan öyle bir husus değildi.

Rabb'ine yaklaşmak nasıl karamsarlıkla kaplı olabilirdi ki? Ölüm bizi Rabb'imize yakınlaştırıyordu esasında.

  Bedenim hasta yatağındaki konumunu korurken gözlerimi tavandan çekip yanımdaki refakatçi koltuğunda yatan eşime çevirdim. Tamı tamına beş gündür yanımdan bir saniye bile ayrılmamıştı. Telefonundan görüntülü görüşme başlatarak oğlumuza olan özlemimizi de gidermeye çalışıyordu. Onu hak edecek ne yapmıştım hiçbir fikrim yoktu. Bildiğim tek birşey vardı oda...

Hiçbir şey bilmediğimdir!

  İç sesim kendini belli ettiğinde gülümsedim. Beş gündür duymuyordum kendilerini lakin bugün varlığını hatırlatmak istemiş olmalıydı.

  Ama asıl bildiğim şey Ömer'in bana verilmiş bir hediye olmasıydı. Çocukluğumu süsleyen kişi şimdi bütün hayatımı süslüyordu ve ben bunun karşılığında sadece şükürlerimi sunuyordum Rabb'ime.

"Beni seyre dalmak nasıl bir duygu merak ediyorum doğrusu." Kurduğu cümleyle beraber gözlerini açtığında aslında uyumadığını anlamam zor olmamıştı doğrusu.

Kur-an Kursunun Muallimi ღDonde viven las historias. Descúbrelo ahora