Sarayda Aşk

135 11 0
                                    

Bana nasılsın daha iyi misin diye sorup cevabı beklemeden "Şehzade ile artık daha fazla vakit geçireceksiniz oğlum eğitimden geri kalacak diye korkuyorum" dedi.

Ben de, "Kalmaz Musa Amca. Eğitim saatleri dışında eğitim vermeyeceğim. Bugün sarayda ilk günüm olduğu için Şehzade benimle yemek istedi yoksa bu süreklilik arz eden birşey değil" dedim.

"O, ben anlamam anlaşmamızı unutmuşa benziyorsun. Zaten hala bir bilgi de getirmedin!" dedi.

Ben anlamamış gibi yapacaktım çünkü daha detayları bilmiyordum. Zaten gerçekten anlamamıştım ben Musa Bey'in casusu muydum?

"Musa Amca ne anlaşması? Ben herhangi bir şey hatırlayamıyorum."

"Gerçekten mi yoksa bu bir oyunun mu? Yine de açıklayacağım. Seninle siz buraya mülakata gelmeden önce anlaştık. Burada eğitmen olup güvenlerini kazanacaktın ve bana işe yarar bilgiler getirecektin.

"Ben gerçekten hatırlamıyorum. Bir süre önce ufak bı kaza geçirdim birçok şeyi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım saraya yakın bir yerde polislerin beni durdurup saraya mülakata getirdiği... Onu bile unutmuşum. Peki ne karşılığında anlaştık?"

"Peki sana inanmış gibi yapacağım. Baban eskiden en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Kızına da güvenmekle hata mı yaparım bilmem? Baban seni okuttuysa verdiğim burslar sayesinde. Hatta sana yine para verdim. Vereceğin işe yarar her bilgi için de daha vereceğim. Eğer hedeflediğim şey gerçekleştirse de, senin istediğin ve benim için makul olan bir koltuk da vereceğim. "

"Peki Musa Amca, madem bu şekilde anlaştık. Anlaşmamızı devam ettireceğim. Yalnız nasıl bilgiler istiyorsunuz?"

"Tahta Murat Bey'in yada benim geçmemize yarayacak bilgiler! Senin zeki olduğunu ve anlaşmamızı bozmayacağını bilmiyorum. Hem üstünde emeğim büyük bana ihanet etmezsin. Yine de seni uyarmak isterim. Elimin kolumun nerelere ulaşacağını tahmin dahi edemezsin. Padişahtan daha fazla bağlantım var ama lanet prosedürü aşmam gerekiyor. Bunu unutma yeter!"

Gözlerinden çıkan ateşi gördüm. Beni bu öldürmüş olabilir mi?

Rüzgar gibi gitti Musa Bey. Demek hedeflediği şey buydu. Benim nasıl bilgi alacagimi dusunuyor acaba? Şehzade'yi baştan çıkaracağımı falan mı sanıyor yoksa öğretmenliğimi kullanıp gizli bilgileri elde etmemi mi istiyor? Bu nasıl bir şeyse, umarım hain ilan edilmeden önce kendi zamanıma dönebilirim.

Ertesi sabah, ne yapacağımı düşünerek uyandım. Ne yapacağımı bilemiyordum. Keşke Mayıs gelse de herşeyi eskiye döndürebilsem. Herkes gerçek hayatını yaşardı.

Kapı çaldı saray görevlisi beni Şehzade'nin kahvaltıya çağırdığını söyledi.

Şehzade'ye samimiymis gibi yapmam gerekiyordu. Öyle de yaptım. Çünkü Musa Bey'in tarafına geçmeye karar verirsem, şehzade hakkında ancak bu şekilde bilgi alabilirdim. Şayet işler ters gider de, Musa Bey bana zarar vermek isterse diye de padişah ve şehzade ile yakın olmalıydım. Sanırım ne yapacağıma karar verene kadar ikili oynamam ve her durumda da şehzade ile yakın olmam gerekiyordu.

Şehzade'nin odasına gittim. O çayımı doldurdu.

"Bütün arkadaşlarınıza bizzat kendiniz mi çay ikram edersiniz Şehzadem" dedim gülümseyerek. O da, sadece güzel olanlara, dedi her zamanki pis gülüşüyle..

Onun pis gülüşünü görünce sinirlerim zıplıyor. Melasadaki tabakları kafasına geçirmedim geliyor. Sabret Zuhal sabret! Suyuna git yakın ol.

"O zaman bu masada bir çok güzel arkadaşınıza bizzat çay ikram etmiş olmalısınız. Magazinde hakkınızda bir çok haber okumuştum. "

Şehzade kızarmadı bile.

Başka Dünyada Where stories live. Discover now