Yumabildiğim Kadar

58 30 14
                                    

Bazen sustuğunda  bazen güldüğünde hatırlar insan ne zaman öldüğünü ...

Kalem kağıda düştü
Üşüyü verdi mısralar
Evveli hiç yazılmamış gibi
Yetim kaldı onca kağıtlar
Benden bahsedince
Susardı bükülüp mürekkep
Şiirler yazılırdı mısrasız
Bir düşüm dolaşırken hep
Gecelerde yorgansız ...

Keşke demek için bile çok geç artık
Bağlanmış yarınların ayaklarına
Geçmişten kalan prangalar ve günahlarım
Nasıl koparıpta bir cesaretle gülsün şiirler
Kaderin dar ağacında asılıyken alın yazım ...

Yas tutsun ! yas tutsun bulutlar
Yürütsün tabutumu sevdiğim şehirlere
Kül damlatsın gözlerimden alıp
Hoşçakal desem ilk uykumdan önce
Son rüyama dalıp
Sevilsem çiçeklerce
Yağmurdan bir parça  sanılıp ...
İşte o vakit yumarım gözlerimi

Gömülür ben gibi
Topraksız yerlere intikamlar
Tutmam hesabını çocukluğumun
Görürsem ki zamanı kocamış bir ihtiyar
İşte o vakit yumarım gözlerimi ...
Yumabildiğim kadar ...

SÂHİB-İ MELÂHAT  ( DÜZENLENİYOR )Where stories live. Discover now