En Uzak Yer Ellerinmiş Meğer

37 16 16
                                    

Görmek pek âla
Dokunmak ne mümkün
Tutuşurken küstüm yağmura
Sönmek ne mümkün ...

Sana hep
Bir daha göremeyecekmiş gibi bakardım
İyiki de öyle bakmışım ...

Hani dört mevsimdir ya sene
Kaç yaşında bir yaşım ?
Güldüğünde serpilen bahar
Sustuğun da düşen kar da
Dahil oldu takvimlere
Kaç günümde geçti kaç yaşım ?

Evet biliyorum
Ben o yaşımda değildim
Hani zamanın aynada oyup çizdiği
Bir kağıtta herkesin görüp bildiği ...

Ne için gizler insan sevişini
Acısını gülüşüyle ayıpmış gibi ...

İçimde yorulmuş bir ruh
Kavuşmalara küs asi bir güruh
Senden doğan ne varsa
Hepsine  uzağım şimdi ...

Sırtlamış vebali  yarınlar;
Dünlerden kalma
Gözlerle görmekteyim
Hala gitmektesin
Bense  hala seyretmekteyim

San ki ...

Bazen bir ses duyarım
Bana sesleniyormuşsun gibi
Adımı çoktan unuttuğunu bilmeme rağmen
Benden bahsediyormuşsun gibi
Nerede olduğumu bilip bekliyormuş ...

Oysa yıldızlar da uyurdum
Gözlerine sığabilmek için
Gölgenin dizlerinde üşürdüm
Bir defa da görebilmen için
Düşlerimi yakardım
Saçlarının siyahlığında  düşebilmek için ..

Keşkelerin gazabına uğrayıp
Sadece sandım
Ve bir de
En uzak yerin yanıbaşım da olduğunu
Ellerini tutamayınca anladım  ...

En uzak yer
Ellerinmiş meğer ...

SÂHİB-İ MELÂHAT  ( DÜZENLENİYOR )Where stories live. Discover now