7. KİMSE GERİ DÖNMEZ

60 14 4
                                    

        
         7. KİMSE GERİ DÖNMEZ

Mikail Pore ,Lezir’in sayılı iş adamlarından biriydi ve büyük bir marka değeri vardı. O Lezir’de hayatta kalan tek Rus’tu. Tabii onun saltanatı ardından buraya yerleşenlerde olmuştu. Evet babam bir Rus’tu. Samiramis’in iş birliği yapmak istediği insanlardan birinin de babam olduğunu biliyordum. Ve eğer bu gerçekse ispatlamam çok da uzun sürmeyecekti.

Babamın çalışma odasına girmem pek kolay değildi. Bilgisayarına bile anca salonda bıraktığı anlarda ulaşabiliyordum. Ama yeterince uğraşırsam o odaya girmenin imkansız olmadığını biliyordum.
Samiramis blöf yapıyordu. Çünkü asla babama benden bahsetmezdi. Babam tüm bu işlerin içinde olduğumu bilmiyordu ama öğrendiği anda ilk ayağını kaydıracağı kişi Samiramis olurdu. Tabii hemen ardından aynısını bana da yapardı. Çünkü kendi öz kızının hırsızlar kraliçesine çalıştığını duyarsa en önemlisi bu haber  camiada yayılırsa ölüm emrimi kendisi verirdi.

Beni sinirlendiren şey babamla tehdit etmesi değil Mia’in senetlerini vermemiş olmasıydı. Üstelik borcundan fazlasını getirmiş olmamıza rağmen. O sürüngen yüzünden bir adım kat edemiyorduk çünkü bizi sürekli sömürüyordu ve şimdi de bir piyon gibi elinde oynatıyordu. Mia’in benim kırmızı çizgim olduğunu o kasayı açmayacağımı bildiği için bunu kullanmıştı. Ama bu fırsatı ona ben vermiştim. Buraya yalnız başıma gelmeliydim her zaman olduğu gibi.

Oradan çıkmadan önce elimdeki son kozu oynamıştım. Kille. Samiramis'in babası.

“Deli bir sürtüksün!” diye bağıran Mia kaçıncı olduğunu bilmediğim birasından yeni bir yudum aldı. “O kemirgenlerden birisini nasıl bıçaklarsın?! Ya sana zarar verselerdi?!” son yarım saattir aralıksız bunun hakkında konuşuyordu. “Kahrolası odada yalnız başınaydın! Beni duyuyor musun Els yalnız başınaydın! Kendini öldürtebilirdin.”

Neticesinde ölmemiştim. Korumalardan birisi arkadaşını korumak için bana silahını doğrulttuğunda buna yakın olduğumu hissetmiştim.

Patronunuz eğer beni öldürmek istiyorsa kurmak istediği ittifakları yeniden gözden geçirmeli.’ Dediğimde çakımı geri çekip korumanın elini serbest bırakmıştım. Artık kullanılmayacak bir halde olsa bile. Ayrıca çok çirkin çığlık atıyordu.

Samiramis’in o odayayı izlediğini biliyordum. O kadar da saf değildim. O kadın her şeyi planlardı. Nasıl bir tepki vereceğimi izlemek istediğini biliyordum. Nitekim haklıydım da. Bana silah doğrultan korumanın telefonu saniyeler içinde çalmış ve her ne emir aldıysa silahını çıkardığı  yere sokmuştu.
Yerde acı içinde inleyip küfürler savuran adamı ve onu geride bırakıp elimi kolumu sallayıp o odadan çıkmış ardından Mia’yı bulmuştum. Buraya motorla gelmezdi çünkü çaldırması daha kolay olurdu o yüzden tüm yolu yürüyerek geçmiştik. Ve ne hikmetse susmak bilmeyen lağım faresi yol boyunca tek kelime etmemişti.

Şimdi de etmiyordu öylece oturmuş konuşmalarımız dinliyordu. Eve gelmiştik. Adamların gidip gitmediğini buraya geldiğimizde görmüştük ki zaten bu durumda gidecek başka bir yerimiz de yoktu.

“Sen neye bakıyorsun?” diye sordum Mia’nın sorularını kulak ardı edip Alkım’a bakarak. Elini bir yanağına yerleştirmiş diğer elinde birasını tutarken bakışlarını tavana dikmişti. Geldiğimizden beri öyle oturuyor tepki bile vermiyordu.

YALANCI ŞAKAYIK Where stories live. Discover now