14.Bölüm- Yara izi

44 5 4
                                    

" Kapın yok,penceren yok,bacan yok,ama evimsin işte..."

Keyifli okumalar...🤍

______________________________________

Merih'in anlatımından

Kafenin en uzak köşesinde oturuyordum. Masanın üzerine koyduğum test sonuçlarına takıldı gözüm yeniden ve sabırsızca bir daha kontrol ettim saatimi. Ben 10 dakika erken gelmiştim,buluşacağımız saate daha 5 dakika vardı. Kafamdaki düşüncelerle oyalanırken bana doğru arkadan yaklaşan topuklu sesleri duydum ve bu seslerin sahibi gelip yanıma ulaşana kadar kıpırdamadım. Yanıma geldiğinde ayağa kalktım. Gözlerimin en derinine parıldayan,
heyecanlı gözlerle bakıp elini uzattı
A: Merhaba
Dedi heyecandan titreyen sesiyle. Elini nazikce sıkıp aynı şekilde 'merhaba' dedim sadece. Karşılıklı oturduğumuzda birbirimizi incelemeye başlamıştık. Yaşını göstermeyen bir gençliğe,ışıltıya sahipti. Sarı ve turuncunun karışımı olan saçları,yosun yeşili renginde gözleri vardı.
Onu incelemeyi bırakıp
M: Bunu getirdim
Diyerek elimle ona doğru ittirdim DNA testini. Eline alıp bir kaç saniye inceledi ve sonuçtan memnun gibi gülümsedi. Bana baktığında gözlerinde hem mutluluk,hem de yaşlar vardı.
A: Beni bulduğun için o kadar memnun oldum ki...
M: Ben bulmadım seni,hiç aramadım da
A: Olsun,yine de iyi ki bulduk birbirimizi. Seni çok aradım,gerçekten çocukluğumdan beridir hep seni arıyorum. Hep merak ederdim,görsem tanır mıyım,hisseder miyim? Diye sorardım kendime. Gerçi tanıyamazdım,ben seni en son gördüğümde 5 aylıktın.
Dedi ve iç geçirdi. Sanki oturup saatlerce benimle konuşmak,bu yıllar içinde olup biten her şeyi bana anlatmak istiyordu.
Soracağım soruyu sormadan önce yutkundum zorlukla
M: Onlar nerede şimdi? Istanbul'da mı yaşıyorlar?
A: Annemle babam mı? Annem benimle yaşıyor,ben evlenmediğim için,birlikte yaşıyoruz. Babamız çoktan rahmetli oldu...
Dediğinde sesine anında keder çökmüştü.
M: Allah rahmet eylesin
Dedim ben onun aksine bir şey hissetmeyerek. 'Amin' dedi hafif gülümserken. Dolan gözlerini elinin tersiyle sildikten sonra
A: Görüşecek misin?
M: Onunla mı?
A: Evet,annemizle,Poyraz
M: Merih,benim ismin Merih.
A: Tamam,sen nasıl istersen,Merih. Ne diyorsun?
M: O beni görmek ister mi?
A: Ona daha bir şeyden bahsetmedim,
her şey netleşsin,ilk ben buluşayım istedim. Bu akşam bahsedeceğim. Sen buluşmak ister misin?
M: Eğer o buluşmak isterse,evet. En azından hesap sormak için buluşacağım.
A: Hesap sormak?
M: Ya ne yapacaktım?
A: Yıllar geçmiş,Merih. Yani hangisi daha doğru,geleceğe bakmak mı yoksa geçmişte eşelenmek mi?
M: Benden çocukluğumu aldılar! Bir sokak lambasının altına bırakıp arkasına bile bakmadan gitti o kadın!
A: O gece annemin neler yaşadığını bilmiyorsun!
M: Onun bu yaptığına hak veriyorsun yani,öyle mi?!
A: Hayır,hak vermiyorum,ama ona sarılıp kokusuna olan özlemini gidermek yerine-
M: Ben onun kokusunu tanımıyorum ki..Insan bilmediği bir şeye nasıl özlem duyabilir?

Kurduğum cümleyle boğazı düğümlendi,yutkundu.
A: Onu affetmesen bile,en azından dinleye bilirsin
M: Şu an seni bile daha fazla dinlemek istemiyorum,hoşçakal
Diyip hızla ayaklandım. Arkamdan
A: Annemle konuşup,sana yeniden ulaşacağım! Bu sefer bırakmam seni,Poyraz!
Diye bağırdı ama ben pek aldırmadan yoluma devam ettim.

______________________________________

Akşam

Eve gelmiştim ve düşüne düşüne akşamı etmiştim. Birden Işık'ı çok özlediğimi farkedip telefonu elime aldım. Ilk başta aramak istesem de belki de müsait değildir diye mesaj attım;

" Nasılsın?Umarım iyisindir. Kusura bakma bu gün konuşamadık,biraz tuhaf günler geçiriyorum. Özledim seni,sesini. Uyumadıysan,müsaitsen,
arayayım mı?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Hafızanın Ötesinde AşkWhere stories live. Discover now