◇drei◇

4.7K 679 286
                                    

Jimin'in yüzündeki endişeli ifade onu gererken Jimin konuştu.

"Çok kötü şeyler oldu"
--

Nam Joon evin koridorunda volta atan Ho Seok'a endişeyle baktı. Bu durumda soğukkanlı olması gerektiğini biliyordu, ama artık korkmaya başlamıştı.

"Evden kaybolduklarını ne zaman farkettiniz"

Jungkook sert bir tonla sorusunu yönelttiğinde Nam Joon cevap verdi.

"Uyku bağımlılığım olmadığı için sabah yedi gibi odamdan çıktım. Normalde hizmetli kadının bu saatte kahvaltı hazırlıyor olması gerekirdi. Mutfakta onu göremeyince şoförün kaldığı odaya girdim. Yatak hala dağınıktı ve odasında yoktu.Evi baştan aşağı dolaştığımda annesinin de evde olmadığını farkettim."

Ho Seok endişeyle dudağını dişledi.

"Nasıl hepimizin telefonunu alarak kaçabilirler, evde iletişim için en ufak bir şey bile yok"

YoonGi gergin bir sesle konuştu. "Songbyul denen herif için çalışıyor olabilirler.Adadan çıkmaları imkansız. Birlik olup evin çevresini baştan aşağı aramalıyız. "

Ne kadar korksalar da bu öneriye itiraz edemezlerdi. Bir an önce bu adadan çıkmaları gerekiyordu.

Hepsi yanına kendilerini savunabilecekleri materyaller aldıktan sonra,sahil boyunca yürümeye başladılar.Büyük dalgalar neredeyse plaja kadar geliyordu.

Taehyung kayalıkların olduğu yere bakarken gözüne bir cisim çarptı.Eğilip siyah kabı eline aldığında bir telefon aksesuarı olduğunu anlamıştı.

Telefonları denize atılmıştı ve böylece iletişim kurmaları engellenmişti.

Jungkook'un yanında silah bulundurduğunu farketmişti, bu yüzden etrafı ararken onun yanında bulunmak istemişti.

Jungkook'a siyah telefon kabını gösterdiğinde Jungkook bir küfür savurdu.

Bu onun telefon kabıydı.

Neredeyse bir kilometre kadar sahil kenarında yürüseler de hiçbir şey çıkmadığı için eve doğru yürümeye başladılar.

Kara bulutlar arasında çakan şimşekler dalgaları daha da arttırırken gelen çığlık sesiyle birbirlerine baktılar.

Sesten anladıkları kadarıyla bu Nam Joon'du ve arkadaki ormanlık araziden geliyordu. Yönlerini ormana çevirip koştuklarında sese daha da yaklaşıyorlardı.

Sonunda karşılarında Nam Joon'u gördüklerinde yüzünün kireç gibi olduğunu farketmişlerdi. Nam Joon'dan başka Seok Jin ve Yoon Gi de oradaydı ve arkaları dönüktü.

Seok Jin yere eğilmişti ve bir şeyi kontrol ediyordu. Sonunda kalktığında Taehyung gözlerini yere doğru indirdi.

Gördükleri karşısında üzerine bir ağırlık yüklenmiş gibi hissetti ve dengesini kaybedecek gibi oldu.

Boylu boyunca uzanan iki insan vücuduna baktı. Oraya gitmeye bir türlü cesaret edemiyordu.

Onca davaya bakmıştı, onca ceset görmüştü ama bunu kaldıramayacak gibi hissediyordu.

Jungkook soğuk bir ifadeyle yerdeki cesetlere baktı.Songbyul denen herif gerçekten tehlikeli biri olmalıydı.

"Şoför sert bir cisimle kafasından vurularak öldürülmüş. Kadının vücudunda hiçbir darbe yok.Sanırım korkudan öldü"

"Iyi de bunları yapan kim" Yoon Gi sesinin titremesine engel olarak sorduğunda Jungkook cevapladı.

"Hepimizin toplanması gerekiyor"

-----

Ağır adımlarla eve doğru yürürken son kez etrafı kontrol ediyorlardı. Ama hiçbir şey yoktu.

Hiçbir iz yoktu.

Geriye sadece evin içi kalmıştı, ama oradan da bir şeyin çıkıp çıkmayacağı meçhuldü.

Sonunda eve geldiklerinde üç katlı evi baştan aşağı aramaya başladılar.Teker teker odalara girip çıkmışlardı,arkadaki odunluğa kadar didik didik etseler de elde olan sıfırdı.

Evin bodrumunu da son kez kontrol ettiklerinde Park Jimin umutsuzca kafasını salladı.

"Burada da hiçbir şey yok"

Hep beraber tekrar holde toplandıklarında hepsinin yüzü bembeyazdı.

Her şey açığa kavuşmuştu.

"Hep beraber adayı didik didik ettik. Ama hiçbir iz bulamadık" Ho Seok bitkin bir şekilde söylediğinde Yoon Gi huzursuzca kıpırdandi.

"Yani adada yedi kişiden başka hiç kimse yok"

Jung Kook karşısında duran altı yüze bakıp derin bir nefes aldı.

"Bu da demek oluyor ki, katil içimizden biri. "

cesetler evi » bangtan ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin