◇elf◇

4.3K 632 245
                                    

Evanes kapak için çok teşekkür ederim^^Bu bölüm benden sana hediye olsun, her kitabın ayrı bir muhteşem.

--------

Park Jimin gördüğü manzara karşısında, nefes alma yetisini kaybettiğini hissetti.Geceden beri bastırmaya çalıştığı korkusu, tohumlarını atıp tekrar yeşermeye başlamıştı.

Odadaki iki adamı da geride bırakıp, titreyen bacaklarıyla merdivenlerden inmeye başladı. Son basamakta,bacakları bütün işlevini kaybetti ve kendini bir anda yerde buldu.

Kurtulamayacaktı.

Her geçen gün ulaşmaya çalıştığı çıkış kapısı biraz daha ağlarını örüyor, ümidini biraz daha kırıyordu.

O da bu evde bir ceset olacaktı.

Kenardaki ahşap merdiven korkuluğundan tutunup destek aldı.Kendini serbest bırakıp, ruhunun onu sürüklemesine izin verdi.Beyaz renkli dış kapıdan çıktığında sabah güneşi etkisini kaybetmiş,yağmur damlaları yüzüne vurmaya başlamıştı.

Yağmur damlaları teninden süzülürken içinde büyüyen ölüm ateşinin sönmesini diledi.Bu adada yaşadığı bir haftanın silinmesini,zihnine diken gibi batan ve her geçen gün tümörmüş gibi bütün hücrelerini ele geçiren soğuk, morarmış yüzlerin yok olmasını diledi.

Yağan yağmurun hipnozu altında deniz kıyısına doğru yürüdü.Her adımında sıçrattığı kum tanecikleri ıslak bacaklarına yapışıyordu. Elleriyle tişörtünün eteklerinden sıkıca tuttu.Beklediği şey görüş alanına girdiğinde omuzlarına yukarıdan baskı yapılıyormuş gibi hissetti.

Bedenine söz geçirmeye çalışarak sivri kayalıklara tırmandı. Islak kayalar ellerini çamur ederken kıyıya vurmuş siluete baktı.

Kayalıklarda sıkışıp kalmış bedenin yüzünü boyamış kan, midesine baskı yaparken cesede doğru yürüdü.

İnanmak istemiyordu.
Seok Jin olduğuna inanmak istemiyordu.

Cesedin kırmızı yırtılmış tişörtü gözüne çarptığında,dudaklarını ısırıp korku çığlıklarının onu boğmasına izin verdi.

Seok Jin ölmüştü.

Ruhu yaşadığı anın boşluğunda savrulurken, ıslak saçları kafasına ağırlık yapıyormuş gibi hissetti.

Gerisinde duyduğu, birbirine karışmış seslerle yanaklarının içini ısırdı.

Ölümün zehirli sarmaşık gibi yayıldığı bu evde sadece üç kişi kalmışlardı.

Yoon Gi'nin bedenini yanında hissettiğinde tiksintiyle kayalıklardan indi. Ne Taehyung ne de Yoon Gi, ikisini de görmek istemiyordu. Kendini odasına kilitleyip hiç çıkmamak, saatlerce yatağında uyumak istiyordu.

Yatağının tabutu olmasını istemiyordu.

*
*
*
Kim Taehyung, Seok Jin'in dalgalar içinde savrulan bedenini gördüğünde, boğazı bir el tarafından sıkılıyormuş gibi hissetti.

"Bu nasıl oldu?" Yoon Gi'nin bitkin ses tonu dalga sesleriyle karıştığında, Taehyung arkasını döndü ve eve doğru yürüdü.

Kendini geride kalan iki kişiden de korumalıydı.

Park Jimin'den korumalıydı.

Katil kesinlikle Park Jimin'di.Durmadan kendini zayıf halkaymış gibi göstermesi, Taehyung için kocaman bir oyundan ibaretti.Daha önce bir insanın ölümüne sebep olmuş biri bu kadar zayıf olamazdı.

Çünkü birini öldürmek insanı güçlendirirdi.

Mezar olarak gördüğü eve yeniden girdiğinde, Jimin'in karşısındaki koltuğa oturdu.Geniş odayı soğuk bir sessizlik sardığında, Taehyung ürperdiğini hissetti.

İlk geldikleri gün film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğinde, karnında bir yumru oluşmuştu.Ho Seok'un kahkahalarının artık ölüm çığlıklarına dönmesi göğsüne cam kırıkları batmasına neden olurken Yoon Gi'nin sesini duydu.

"Sanırım silahı bulmamız gerekiyor."

Jimin'in durgun bakışları Taehyung'un üzerinde sabitlenirken fısıltı halinde çıkan sesiyle konuştu.

"Silahı aramamıza gerek yok, kimde olduğu gayet açık."

Taehyung Jimin'in şüpheli bakışlarına elinden geldiğince karşılık verdi.

"Ne demek istiyorsun Jimin?"

Jimin belli belirsiz gülümsedi ama bu çok da uzun sürmemişti.

"Silahın sende olduğunu, hatta katilin sen olduğunu düşünüyorum Kim Taehyung."

Taehyung'un alaylı ve yapmacık gülümsemesi bütün odayı doldururken,Jimin öfkenin bütün damarlarına enjekte olduğunu hissetti.

"Seok Jin kaçtı deyip bizi uyandıran sendin. Ya Seok Jin'i sen öldürdüysen ve bize yalan söylüyorsan?"

Taehyung ayağa kalkıp sinirle ellerini saçlarından geçirdi. Gözleri ürkütücü bir ifadeyle yanıp sönüyordu.Yoon Gi'ye baktığında onun da kendisinden şüphelendiğini anlamıştı.

"Siz...siz delirmişsiniz."

Jimin gözlerini,Taehyung'un öfkesinin pençesinde kalmış gözlerine sabitlerken sakince konuştu.

"Zaten katilin amacı buydu; bizi delirtmek ve geçmişimizin gölgesinde sıkıştırmak.Sadece boşluğa konuşuyorsun Kim Taehyung."

Taehyung üzerindeki baskıya daha fazla dayanamayıp odasına çıktı.Kapısını büyük bir hışımla kapattıktan sonra üzerine yapışmış ıslak tişörtü yere attı.

Park Jimin'in yersiz iftiralarına yem olmayacaktı.

Sinirle bir küfür savurduktan sonra tişörtlerinin bulunduğu çekmeceyi açtı.

Gördüğü şey,bütün vücuduna şok dalgalarının esir olmasını sağlarken tenindeki yağmur damlaları siyah cismin üzerine damladı.

Silah çekmecesinde duruyordu.

-----
→ İki bölüm sonra final~~



cesetler evi » bangtan ✅Where stories live. Discover now