neunzehn ✿ break apart

2.8K 303 74
                                    

Namjoon'un da beş dakikalık gecikmesinin ardından içeri girmesiyle dolan siyah tekerlekli sandalyelerle birlikte yüzünden gülücükler eksik olmayan başkan oyalanmadan direkt konuya girmeyi seçti. Malum zamanlar artık geride kaldığından ve şirket hisseleri aylardır düşüşte olduğundan toparlanma vakti geldi de geçiyordu.

"Yıllık planınız, yıl içerisinde yapmanız beklenen tüm şarkıları, showları, çekim ve kayıtları, katılacağınız programları içerecek şekilde hazır. Tek yapmamız gereken bir an önce işe koyulmak ve elimizden geldiğince plana uygun gitmek. Bu süreçte hırpalandığınızın, istenmeyen şeyler yüzünden zor günler geçirdiğinizin farkındayım, bu nedenle yalnızca bir albüm üzerine yoğunlaşacağız. Tur, mini albüm veya mixtape yok. Ya da yaz paketi gibi gezi içerikli kayıtlar da yok. Tabii istediğiniz takdirde kameralar olmadan sizi tatile yollayabilirim. Sorusu olan?"

Toplantı odasının geniş pencerelerinden gelen güneş ışığı, genç adamların saçlarına vurup güzel bir renk cümbüşüne yol açarken, ortama kimsenin nedenini bilmediği derin bir sessizlik hakimdi. Bundan birkaç ay önce gürültüden Bang Shi Hyuk'u delirttikleri yer sanki bu salon değilmiş, farklı bir boyutun güzel anısıymışçasına durgunlardı.

Bunda başkanla yaşadıkları sürtüşmenin etkisi vardı belki, ya da hala üzerlerinden atamadıkları yorgunluk, şaşkınlık. Sebebi her ne olursa olsun her birinin gözlerindeki umut parıltıları gitmiyordu. Orada kalmış, gözleri kamaştıracak kadar parlayacakları günü bekliyor gibiydiler.

İçlerinden cesaret edip konuşmak için elini kaldıran beklenildiği üzere lider olmuştu. Başkan gözleriyle işaret vererek konuşmasını istediğinde ses tonu biraz gergin çıkmıştı.

"Çok haklısınız başkanım fakat halka herhangi bir açıklama yapmadan nasıl hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edebiliriz? Sonuçta bir şeyler yaşandı ve her ne kadar tekrar bir arada olsak da açıklanmayı bekleyen şeyler var. Basın toplantısı veya yazılı açıklama yapmayı düşünmüyor muyuz?"

Başkan bir süre tepki vermeden durduktan sonra masada kavuşturduğu ellerini ritmik şekilde sallayarak kocaman gülümsedi.

"Zekisin ama benim de zeki olduğumu unutuyorsun Joonie. Elbette bunu düşündüm. Geri dönüş konseptinizin ne olacağını düşünüyordun? Her birinize kendi hikayenizi yazdığınız bir yazıyla ve yapımına katkı sağladığınız solo parçanızla durumu izah etme şansı vereceğim. Temamız ise dostluğunuz olacak, ayriyeten albüm yayınlanır yayınlanmaz yazılı resmi bir açıklama da biz yapacağız." Tüm üyelerin yüzüne biraz renk ilişirken keyifle ekledi. "Kısacası, siz sadece müziğinize odaklanın, geri kalan küçük işleri biz hallederiz."

Durum biraz daha kurtarılabilir hale gelmişti, kısık sesli konuşmalar, hasret kalınan gülüşmeler odayı dolduruyordu kum saatinin ince kumları gibi. Fakat iki kişinin kalbinde çözülmeyi bekleyen belirsizlik gitmemişti hala. Bunlardan biri, aylarca vicdan azabından muzdarip Jimin'di.

Canlanmaya başlayan saçlarının arasından elini bir tarak gibi geçirdikten sonra puslu gözlerle önce tam karşısında oturmuş, bir elini çenesinin altına diğeriniyse masanın üstüne koyarak parmaklarıyla ritim tutturan düşünceli abisi Yoongi'ye baktı. Bakışları buluşup ondan gözlerinin içerisine sinen sempati ışıltılarını kazandıktan sonra aniden güç kazanmış gibi başkana döndü.

"Başkanım, bir şey söylemek istiyorum."

"Buyur Jimin." Dedi giydiği bordo ince kazağı düzelten Başkan. Tüm üyeleri fazlasıyla sevse de Jimin'i ve Namjoon'u bu zamana kadar ayrı sevmişti. Jimin, gruba katıldığından beri fiziksel açıdan en fazla eleştiri alan üyeydi, onun yaptığı ölüm diyetlerine her zaman karşı olmasına rağmen genç adamın içinde barındırdığı kırılgan ruh ve zedelenen özgüveni nedeniyle sözünü dinletemiyor, daha çok kırılacağını bildiğinden üsteleyemiyordu. Ayrıca anne ve babası olmayan ancak kanser kardeşine bakmak zorunda olan tek üyeydi. Min Ji'nin durumunu hep saklamış, tüm olaylar gerçekleştikten sonra söylemişti ancak başkan hala seviyordu Jimin'i.

wild child | myg  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin