Karanlığın Şafağı

9.2K 320 104
                                    

Londra'da Westminster'da Tothill Caddesinden doğuya doğru birkaç kilometre ilerlediğinizde sol tarafınızdaki onlarca modern yüksek yapının arasında kendini fark ettiren beyaz bina Sanctuary House olarak bilinir. Sanctuary House sırtını 19. Yüzyılda inşa edilmiş olan tarihi Queen Annes Chambers'a dayamıştır. Ancak Queen Annes Chambers'a elinizi kolunuzu sallaya sallaya girmeniz neredeyse imkânsızdır; çünkü beyaz mermere oyulmuş ufak heykellerle sarılı kemerin girişinde, tam da antrenin olması gereken yere sarıya boyanmış bir duvar örülmüştür. Üzerinde de şu yazılıdır: "Dikkat, inşaat alanı!"

Dean Farrar Street sakinleri yıllardır bu eski binanın yıkılarak lüks bir otele çevrilmesini beklemiş, bu kutlu olay bir türlü gerçekleşmeyince emlak fiyatlarının artıp evlerinin (daha da) değerlenmesini ummayı bırakmıştır. Dahası, ne zaman birileri bu binaya uzadı uzadıya bakmaya niyetlense, ani bir şekilde feci önem taşıyan bir işi çıkmış ve genelde koşar adımlarla Victoria Street'teki otobüs duraklarına doğru uzaklaşmıştır.

2 Mayıs 1998 günü sabaha karşı Dean Farrar son birkaç aydır olduğu gibi yoğun bir sisin altındaydı. Karanlık şafağa dönerken bu yoğun sis dağılmaya ve binaların duvarlarında asılı siyah demir sokak lambaları pırıl pırıl parlamaya başlamıştı. Sis dağıldığında Queen Annes Chambers'ın pencereleri aralandı ve birkaç baykuş büyük bir hızla uçarak koyu kızıl gökyüzünde kayboldu. Onları başkaları da takip etti. Dikkatlice bakan birkaç gözün bu baykuşların ayaklarına bağlı ufak kağıt parçaları olduğunu görmemesi şaşırtıcı olurdu.

 Dikkatlice bakan birkaç gözün bu baykuşların ayaklarına bağlı ufak kağıt parçaları olduğunu görmemesi şaşırtıcı olurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O sabah Dean Farrar'daki hareketlilik bununla da sınırlı kalmadı. Güneş doğduğunda işlerine gitmek için erken saatte evlerinden çıkan sokak sakinleri fark etmese de, sarı duvarın önünde bazı siluetler beliriyor, şak sesiyle yok oluyor, ardından yenileri geliyor ve bir süre sonra onlar da gözden kayboluyordu.

Aşağı yukarı 15 yıldır Queen Annes Chambers'ın karşı sağ çaprazındaki on numaralı binanın dördüncü katında yaşamakta olan Randall Perkins o sabah gözlerini açtığında çok uzun süreden sonra ilk defa keyifli ve dinlenmiş olduğunu fark etti. Bunun en önemli sebeplerinden biri hemen solundaki penceredeki manzaradan açık seçik anlaşılabileceği gibi Londra'yı aylardır sarmış olan yoğun sisin yerini parlak ve güneşli bir havaya bırakmış olmasıydı. Whitehall merkez caddedeki şarküteri, konfeksiyoncu ve hatta kalan hemen hemen herkes tarafından şu suratsız dondurmacı olarak bilinen Perkins için bu durum çok iyiydi tabi. Bir süredir özenle üretip spesiyalitesi olarak sunduğu ahududulu dondurmanın satışlarının beklediği patlamayı yapamamış olmasından dolayı endişe duyuyordu çünkü.

Banyosunu yapıp ayna karşısında ince bir makasla pos bıyığını düzeltirken bu sıra dışı keyifli hali devam etti. Hatta televizyon karşısında kahvaltısını ederken de. Gazetesini okurken göz ucuyla takip ettiği haber bülteninde garip giyimli, coşkulu bir kalabalığın kutlama adı altında sokak ortasında taşkınlık yaptığına ve sivil meskende havai fişeklerin atıldığına dair bir şeyler duydu. İş kıyafetlerini üzerine geçirirken giyinme odasının St. James Park'a dönük penceresinden baktı ve o gün ikinci defa sıra dışı bir şeyi fark etti; dışarıda tam bir baykuş panayırı sahneleniyordu. Boz, beyaz, kahverengi, tür tür ve renk renk baykuş havada uçuşuyordu. Sokaktaki binaların pencere pervazları şimdiden baykuş pisliğiyle dolmuştu bile. Dean Farrar'ın göbeğinde öyle yoğun bir hava trafiği vardı ki baykuşlardan ikisi kafa kafaya çarpıştı ve birinin ayağına bağlı olan kâğıt parçası kopan tüyler arasından gökyüzüne fırladı. Baykuş, kanatlarını hızla çırparak yükseldi ve gagasıyla kâğıdı kaptıktan sonra çarpıştığı hasmına kızgın bir bakış fırlattı. Ya da en azından Perkins'e öyle yapmış gibi geldi. Hemen ardından iki kuş olayı uzatmadan farklı yönlere doğru uçtular.

Harry Potter ve Kızıl Pelerin #Wattys2018 GalibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin