~1.Bölüm~

5.1K 425 134
                                    

O gün her zamanki gibiydi. Sıradan, boş ve anlamsız...

O günü yaşayana kadar her şeyin sıradan olduğunu düşünüyordum. Herkesin tek tip duygu ve düşüncelere sahip olduğuna inanırdım.
Ancak o zaman Pan'i tanımıyordum.

~Geçmiş~

Aylardan temmuzdu. Ayın sonuna yaklaşıyor olmamızdan ötürü güneş fazlasıyla yeryüzünü ısıtıyordu. Beyaz tenim tıpkı ruhum gibi güneşli havayı sevmiyordu.

Kim sıcak havayı sevebilirdi ki?

Kavurucu güneş, bitmek bilmeyen uzun günler, vücudunun sırılsıklam olmasına neden olan nem... Kesinlikle hayatımın en berbat ayıydı temmuz.
Rutin olarak neredeyse her gün şehrin ortasındaki parka gelirdim.

Merkezin ortasında kalan park her gün tıklım tıklım dolu olurdu. Bugün de bu koca park rutin kalabalığından ödün vermemişti.
Yürüyüş yolu ile geniş bir alana yayılan parkta her kesim insan bulunurdu. Yaşlısından gencine herkes buraya gelirdi. Bazıları banka oturur birkaç saniye soluklanır, bazılarıysa parkın orta kısmında kalan havuzun yanında otururlardı. Havuzun içerisinde yüzen ördeklere yem vermek için sıraya giren insanları da unutmamak gerek.

Her zamanki gibi yavaş adımlarla çocuk parkının olduğu alana doğru ilerliyordum. Eski salıncağın boş oluşu gözüme çarpmasıyla adımlarımı hızlandırdım. Benden önce bir çocuğun onu kapmasını istemezdim.
Oturağı paslanmış salıncağa otururken etrafımda kaçamak bakışlar atmayı da ihmal etmiyordum.

Evet, yaş olarak büyük olabilirdim ancak içimdeki çocuğun da sallanmaya ihtiyacı vardı. İnsanların attığı anlamsız bakışları artık pek kâle almıyordum. Sonuçta parkın çevresinde, "sadece çocuklar sallanabilir" diye bir tabela yoktu.

Ayaklarımı kauçuk zemine bastırarak bir ileri bir geri kendimi sallamaya başladım. Uzun zamandan beri yağlanmayan demirler yüzünden gıcırtı sesleri etrafı kaplamıştı.
Bu ses karşısında yüzümü ekşittim. Kulağımın tırmalanması pek hoşuma gitmemişti.
Yavaş hareketlerle salıncağın oturağından kalktım.
Parkın karşısında kalan büyük halk kütüphanesine boş bakışlarımla baktım.

Birkaç yıl içerisinde yıkılacağını dair dedikodular etrafta geziniyordu. Bu dedikodular canımı sıkmıştı. O binayı her şeyden çok seviyordum.

Güneş ışınları gözlerimi rahatsız ederken halk kütüphanesinde bakışlarımı ayırdım. Birkaç saniye sonra yavaş adımlarım kendiliğinden büyük halk kütüphanesine ilerlemeye başlamıştı bile.

Rafların Arasında | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin