~5.Bölüm~

2.6K 347 98
                                    

Ruhumun derinliklerine işleyen erkek sesi karşısında bir ürperti düşmüştü benliğime.
Yakalandığıma inanamıyordum. Oysa bir saat önce burayı herkesin terk ettiğine o kadar emindim ki.

Yüzümü örten kıvırcık saçlarımın ardına sakladım simamı. Keşke daha uzun saçlarım olsaydı  da ruhumuda onun arkasına saklayabilseydim. Utanmıştım, yaptığım bu hata beni fazlasıyla utandırmıştı.

Yere bakan yüzümü havaya kaldıramazken dudağımın kenarını kemirmeye başladım. Kalp atışlarım anın stresiyle hızlanırken aynı erkek sesi tekrar kulaklarımı doldurdu.

"Düşerken dilini mi yuttun? Oysa ben sadece bacağını çarptığını sanmıştım."

Duyduğum sesin sahibini görebilmek için zemine sabitlediğim gözlerimi hafifçe havaya kaldırdım. Kulaklarım iyi duyardı ve bu sesin sahibi kesinlikle Arif Abi değildi, burada çalışan hiçkimsenin sesiyle de bağdaşmıyordu. Etrafımı attığım hızlı bakışlar ile çevremde kimseyi göremedim.

"Ah, ne yazık. Bütün gece dilini yutmuş biriyle bu yerde ne yapacağım ben şimdi."

İkinci katın balkonundan gelen hayat dolu ses karşısında bakışlarımı oraya yönelttim. Tırabzanların üzerinde oturan bir silüet gözüme çarptı. Bacaklarını boşluktan aşağıya sarkıtmıştı. Ayın soluk ışıkları ayak uçlarına yansıyordu. Yüzü karanlığın ardına gizliydi.

Ellerimi soğuk zemine bastırarak kafamı havaya tam kaldırdım ve ardından sızlayan bacağımı zemin üzerinde sürükleyerek karnıma doğru çektim. Zeminin üzerinde oturmaya çalışırken sesin sahibi oturduğu yerden kalktı ve balkonun iç kısmında ilerlemeye başladı.

"Sıkıcı bir gece bizi bekliyor desene."

Sesi uzaklaşırken merdivenlere yöneldiğini anımsadım. Naif adımlarını ahşap merdivenin gıcırdayan basamaklarından anlamıştım. Sakin adımları birbiri ardınca ilerlerken ne yapacağımı bilmiyordum.

Belki de bir an önce bacağımın ağrısını unutup var olan gücümle buradan kaçmaktı. Ancak sadece kaçabilirdim, bu eski kütüphanenin bütün kapıları kilitliyken buradan çıkmam imkansız bir şeydi. Tanımadığım birisiyle yakalamacılık oynamak hayatımda istediğim en son şeydi sanırım.

Yavaş adım sesleri bulunduğum alana yaklaşırken gözlerimi sıkıca yumdum.  Tanımadığım birisiyle yüzleşmek korkmama ve utanmama sebep olmuştu.

Sonra sessiz adımları kesildi, önümde dikildiğini hissedebiliyordum. Göz kapaklarımı titrek hareketlerle açarken ilk başta ayaklarını gördüm. Sonra yavaş bir şekilde bakışlarımı yukarıya doğru kaydırdım ve  o muhteşem gözlerini gördüm. İçinde birden fazla hayata ev sahipliği yapan o bakışlarını.
Ayın parlak ışığı bulunduğumuz alanı aydınlatırken yüzündeki samimi gülümseme arttı. Ardından elini bana doğru uzattı ve naif ses tonuyla konuştu,

"Ben, Pan!"

Rafların Arasında | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin