3 - Kraliçe Eli

147 27 11
                                    

"İsminin birincisi, Andalların, İlk İnsanların, Rhoynar'ın ve Yedi Krallık'ın Kraliçesi, Ejderha Kayası Prensesi, Diyar'ın Leydisi Kraliçe Vaella Targaryen." Adam Vaella'nın kafasına gösterişsiz, altından bir taç takarken Vaella hareket etmedi. Herkes ona diz çökerken Vaella kıpırdamadan durmakta zorlandı.

Vaella tahtına oturdu. Demir Taht'ta küçük bir kızken oturduğu günleri hatırladı. Burada bir kraliçe olarak oturmanın nasıl olduğunu düşünürdü. Şimdi bu hissi yaşıyordu. O kraliçeydi ve ölene kadar hüküm sürecekti.

Lordlar Vaella'ya diz çöküp bağlılık yemini ediyordu. Vaella tüm bu sıkıcı şeylerden sonra ayağa kalktı. Üstünde zırhı ile tahta çıkmıştı.

Aegon kendisine diz çökmeye geldiğinde Vaella sırtını dikleştirdi. Aegon, eski kraliçe Salin Targaryen'in kuzeniydi. Prens Rhaegon'un kardeşiydi.

"Majesteleri," dedi Aegon diz çökerken. Üstünde siyah kıyafetler vardı. Oldukça yakışıklı bir prensi.

"Prens Aegon," dedi Vaella. "Burada olmanız bir şeref."

"Benim için de öyle." dedi Aegon. "Bir süre burada kalacağım. Eğer benim için bir yeriniz varsa." Vaella hafifçe gülümsedi.

"Elbette, burası büyük bir saray, burada kalabilirsiniz." dedi. Aegon kafasını yana yatırdı.

"Peki hangi sıfatla kalacağım?" dedi. "Bir Prens? Bir Kanun Başı? Bir Kraliçe Eli?" Vaella şaşırdı. Aegon'un ne hakla kendisinden böyle bir talepte bulunduğunu anlayamadı.

"Konseyin bir üyesi olarak." dedi Vaella. Prens Aegon'u karşısına almak istemiyordu. Aegon güçlü bir adamdı ve şuan tahtı için bir tehditti. Şuan taht sırasında birinci olan Aegon, daha sonra Rhaenys idi. Sonra Gaella ve Cassandra. 

Aegon diz çöktü ve çekildi. Vaella, kız kardeşi Rhaenys'i gördü. Yanında Gaella vardı.

"Majesteleri," dedi Rhaenys diz çökerken. Vaella kız kardeşine baktı. Halk tarafından oldukça sevilen, sevimli kız kardeşi. Yanında ise piç doğumlu Gaella vardı.

"Abla," dedi Gaella, düzgün bir şekilde diz çökmemişti.

"Kraliçen önünde diz çök," dedi Vaella. "Aksi takdirde bunun cezası ölümdür."

Gaella sırıttı. Vaella ondan daha da nefret etmişti. Üstünde siyah, dantel bir elbise vardı. Gümüş saçları beline iniyordu.

"Akraba Katili olamayacak kadar korkaksın," dedi Gaella. Rhaenys şaşkınlıkla Gaella'ya baktı ve uyarmak için kolunu sıktı. Rhaenys Vaella'nın sinirlendiğini anlamıştı ancak Gaella geri adım atmadı.

Kraliçe tahtından indi ve kız kardeşinin tam karşısında durdu. "Ne yazık, değil mi? İkimizde bir kralın kızıyız. Ancak birimiz kraliçe, diğeri ise bir Su." Kral Topraklarında doğduğu ve piç olduğu için Gaella bir Su idi. Sonradan Targaryen olması hiç bir şey değiştirmemişti.

Gaella sinirlendi. "Ah, biz piç doğumlular. Bir kralın piçleri olabilir. Peki bir prensesin bir piç kız doğurması? Bundan ayıp ne var?"

Vaella tüm gücüyle Gaella'ya tokat attı. Kız geriye düşerken hiç ses çıkarmadı. Rhaenys kızı kolundan tutup kaldırdı.

"Leydi Gaella'nın tüm nedimelerini alıyorum. Odasından uzun bir süre çıkmasın. Aile yemeklerinde bile yüzünü görmek istemiyorum."

Askerler Gaella'yı götürürken Gaella bir küfür savurdu. Vaella tekrar tahtına otururken babasına içinden lanetler okuyordu. Annesinden sonra nasıl başka bir kadından çocuk sahibi olabilmişti?

Torrhal Vaella'nın yanına geldi. "İyi misin?" diye sordu telaşla. "O fahişenin dilini kesmeme izin ver." dedi.

"Gaella yarı Targaryen. Ona bunu yaparsam konseyi karşıma almış olurum." dedi Vaella. "Onu evlendireceğim ve uzağa yollayacağım. Şansım varsa doğum sırasında ölür." diye ekledi.

"Aegon ne olacak? Senin tahtını istiyor." dedi Torrhal. 

"Aegon konseyde Kanun Başı olacak. Gözümün önünden ayrılmayacak." 

"Aslında Rhaenys ve Aegon evlenebilir," dedi Torrhal. "İkisi de Targaryen. Varisin olarak onların çocuklarını seçebilirsin." dedi.

"Hayır," diye karşı çıktı Vaella. "Rhaenys'in soyunun tahta geçmesine izin vermem." dedi. "Annemin hizmetçisinden doğan piçler." diye küfür etti.

"Rhaenys meşru doğumlu." dedi Torrhal. "Bu da onu taht sıralamasında önemli bir yere getiriyor. Aegon'a bir şey olursa, taht Rhaenys'e geçer."

"Bunu konuşmak istemiyorum," dedi Kraliçe. Tahtından indi ve odasına gitti. Buraya yıllardır gelmiyordu. 

Yatağı, masası, köşede duran ok ve yayı bile aynıydı. Sanki hiç zaman geçmemiş gibiydi. Masasında annesinin ona verdiği kolye duruyordu. Ucunda gümüş bir ejderha olan kolye. Vaella parmaklarını kolyede gezdirdi. Annesini çok özlüyordu. Annesi her zaman kızının destekçisi olmuştu.

Vaella kolyeyi boynuna taktı. Aynada kendine baktı. Saçlarını örmüştü. Kafasında altın şerit bir taç vardı. Zırhı ile tam bir savaşçıydı. Başka türlü olmayı bilmiyordu. Doğduğundan beri elbiselere, şarkılara veya dansa ilgisi yoktu. Kılıçlara, oklara ve dövüşmeye bayılırdı. Babası bunu anladığında onu eğitmesi için şövalyeler tutmuştu. Vaella kendisinin babası gibi olduğunu düşünürdü.

Ancak Vaella'nın babasına olan hayranlığı, annesinin ölümü ile sona ermişti. Annesinin ölümü ile tüm krallık yasa boğulmuştu. Kraliçe Visaerra'nın öldüğü güne Ağlama Günü denmişti. Ancak babasının ağlaması çok uzun sürmemişti. Kraliçenin ölümünden dokuz ay sonra, eski kraliçenin nedimesi Balleria bir kız doğurmuştu. Babası kızını kabul etmiş ve ona Gaella adını vermişti.

Vaella bundan sonra babasından nefret etmişti. Balleria ile evlenmiş, iki çocukları daha olmuştu. Balleria Vaella'ya nazik davranıyor, ona kızım diyordu. Ancak Vaella'nın tek bildiği, bu kadının annesinin yerini çaldığıydı.

Vaella sadece Balleria'dan değil, onun soyundan doğan herkesten nefret ediyordu. Prens Maegar, evliliklerinden bir yıl sonra doğmuştu. Ancak iki aylıkken ölmüştü. Daha sonra Prenses Rhaenys doğdu. Babası bu ismi Fatih Aegon'un eşi olan Rhaenys'in ve Zalim Kraliçe Rhaenys'in adına koymuştu.

Gaella'dan nefret ediyordu çünkü Gaella her zaman Vaella'nın sahip olduklarını istemişti. Kral kızına Gümüş isimli, gerçekten de gümüş rengi eşsiz bir at hediye ettiğinde, Gaella kendisi de aynı atı istemiş, tüm gün ağlamıştı. Vaella Cassandra'yı doğurduğunda artık tek aşağılanan piç ben olmayacağım, demişti. Bunun üzerine Vaella ona tokat atmış ve burnu kanayana kadar dövmüştü. Babası bu olayda Vaella'yı haklı görüp Gaella'yı annesiyle bir geziye yollamıştı.

Balleria öldüğünde Gaella daha hırslı ve nefret dolmuştu. Konseyde aleni bir şekilde Rhaenys'in varis olmasını, bir piçi olan prensesin tahtta oturmasının mide bulandırıcı olduğunu söylediğinde Vaella konseyi terk eder, babası her şeye rağmen varisi olarak Vaella'yı korumıştu.

Rhaenys ise Kralın ikinci meşru kızıydı. Doğduğundan beri kadınların sevdiği her şeyi sevmiş, çok güzel şarkı söylemiş ve dans etmişti. Naif olması sebebiyle babası onu inanca Septa olması için vermişti. Rhaenys halkın gözdesiydi. Kral ne zaman kızları ve yeni eşi ile halka karışsa, Rhaenys onlarla sohbet eder ve para dağıtırdı. Bu da onu sevilen bir prenses yapmıştı. 

Kapı tıklandığında Vaella düşüncelerinden sıyrıldı. Gelen Torrhal'dı. Torrhal Vaella'ya yaklaşıp ellerini beline koydu. 

"Kraliçem," dedi gözlerine bakarak. Vaella elinde tuttuğu şeyi kaldırdı ve Torrhal'ın yakasına taktı.

"Torrhal Stark. Seni Kraliçe Eli ilan ediyorum." Torrhal gülümsedi ve dudaklarını Vaella'nın dudaklarına bastırdı.

SWORD OF QUEEN. (Kraliçe #4)Where stories live. Discover now