6.

1.8K 122 54
                                    


Keyifli Okumalar!

Diana💎

Koltuğa uzanmış geniş ekranlı televizyona pür dikkat odaklanmıştım, kucağımda meyve tabağı duruyordu. Arada kesip dilimlediğim meyvelerden ağzıma atarken heyecanla dizimi izlemeye devam ediyordum. Ayaklarımın üzerine pike örtmüştüm, ev sıcak olmasına rağmen bugün fazla üşüyordum.

Dizi... Beni sanki öldürmek istiyormuş gibi ağlatıyordu. Klinikten eve döndüğümden beri fazla yorgun olduğumdan ev halime geçiş yapıp direkt kendimi koltuğa atmıştım. Yemek bile yapamamıştım, Taehyung'un gelmesine daha vardı. Bu yüzden sonra yapabilirdim. Ama oturup şu diziyi izlemeye başladığımdan beri ağlıyordum. Niye böyle olmuştu, hiçbir fikrim yoktu ama başrollerin ayrı düşmesine çok üzülmüştüm.

Aniden kapının çalmasıyla irkildim ve birkaç saniye kocaman açtığım gözlerimi kapıya diktim. Taehyung'un daha geç gelmesi gerekiyordu. Kapı birkaç kez daha çalmaya devam ettiğinde hızla elimin tersiyle gözlerimi kuruladım ve meyve tabağını düşürme tehlikesini atlattıktan sonra kapıya koştum.

Kapıyı açtığımda görmeyi beklediğim manzara kesinlikle bu değildi. Jungkook, Taehyung'un koluna girmiş onu zar zor taşıyordu. Taehyung'un gözleri ise kapalı gibiydi, ya da fazla kısık olduğundan gözbebeklerini göremiyordum. Her neyse! Bu koku da ne...

Jungkook, yüzümü buruşturduğum sırada, "Sarhoş," diye kısa bir açıklama yaptı. "Yardım etsene Diana. Niye öylece bakıyorsun? Hadi!"

"Kötü kokuyor..." Dirseğimle burnumu örttüm. "Tanrım, neden bu kadar içti? Siz ne yaptınız Jungkook?"

"Cidden kapıda şimdi bunu mu tartışalım Diana? Kocan hayvan gibi, bıraktığım an yere sızacak. Kaslarım uyuşmaya başladı... Aishh!" Jungkook daha fazla bekleyemeyip beni kenara ittirerek kendi Taehyung'u içeriye götürdü.

Hala arkalarından hayretle bakmakla meşguldüm. Taehyung, içmesinden nefret ettiğimi biliyordu. Yine de neden içmişti bu kadar? Jungkook'la takılacaklarını söylemişti Ha Neul, bilgim vardı ama Taehyung'u asla böyle görmeyi beklememiştim.

Jungkook, silik küfürler mırıldanırken Taehyung'u koltuğa bırakmıştı sonunda. Alnındaki ter damlalarını görebiliyordum, kahkülünü ıslatmıştı. Doğrulup Taehyung'un tepesinde dikilirken bana baktı. O sırada ben de Taehyung'un uzandığı koltuğa, hemen yanına oturmuştum.

"Niye bu kadar içti?" diye sordum Taehyung'un vücut ısısını ellerimle kontrol ederken. "Şu haline bak... Neden kendini bu hale getirmiş?"

Taehyung birden yanaklarında ve alnında gezdirdiğim ellerimi tutup beni üzerine çekti. Bedenine doğru eğilmek zorunda kalmıştım.

"Diana..." derken beni göğsüne bastırdı. "İşte buradasın..."

Jungkook, bizi izlerken derin bir nefes verdi ve eliyle yüzünü gergince ovaladı. Taehyung'tan tam ayrılmadan Jungkook'a döndüm.

"Neler oldu Jungkook? Anlat." dediğimde ellerini yüzünden çekti ve kafasını salladı. Zaten anlatmaya niyeti varmış gibi duruyordu.

"Taehyung," derken kolları arasından sıyrıldım bu sefer. Gerçekten, kokuya tahammül edemiyordum. "Birazdan duşa gireceğiz, sonra sana kahve yapacağım. Sakın uyuma, tamam mı?"

Sözcükleri tane tane sıralamıştım anlasın diye ama o şapşal şapşal gülüyordu.

"Taehyung..." dedim sakin olmaya çalışarak. Eve sarhoş gelmesi beni sinirlendirmişti. "Tamam mı, dedim?"

"Birlikte duşa mı gireceğiz?" Gülüşü katlandı bu sefer. "Saçlarımı sen şampuanladığında yumuşacık oluyorlar."

Bizim hakkımızda garip bir gerçeğe şahit olan Jungkook'tan fazlasıyla utanarak gözlerimi yumdum. "Tae... Tamam, sus."

Love Affair: Upside Down Where stories live. Discover now