23.

1.2K 94 22
                                    

Keyifli okumalar!


Ha Neul⭐️

''Unnie!''

Aniden duyduğum ses ile irkilip gözlerimi diktiğim kağıtlardan kaldırdım. Aslında kağıtlarla ilgilenmiyordum bile sadece boş boş onlara bakıyordum. Son birkaç saattir eve gitmemek için burada oturuyordum zaten. Birkaç gün öncesine kadar eve gitmek için saniyeleri bile sayardım.

''Sana en sevdiğin bitki çayından yaptım. Dakikalardır sesleniyorum ama burada değilsin herhalde.''

Elindeki bardağa baktıktan sonra gözlerimi yüzüne çıkardım tekrar. Belli belirsiz bir tebessüm ile kafamı eğip uzattığı bardağı iki elimle aldım.

''Teşekkür ederim, Eunji. Kağıtlara çok dalmışım, üzgünüm.''

Masamın karşısındaki koltuğa otururken tek elini yanağına koydu.

''Unnie, o gün Bay Jeon ve arkadaşınız arasındaki problemden dolayı mı böylesiniz?'' dedi. ''Arkadaşınız pek iyi bir şekilde çıkmadı odadan...''

''Oldu bir şeyler, Eunji.'' dedim kısaca. Onu kırmak istemiyordum ama bunu hatırlamak beni anlamadığım bir psikolojiye sokuyordu. Hala Jungkook ile tam olarak barışmamışken tekrar ve tekrar hatırlamak istemiyordum.

Eunji konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki eğilip odamdan çıkarken telefonum çalmıştı. Jungkook arıyordu.

''Efendim?'' dedim bir yandan bilgisayardan saate bakarken. Her gün arayıp eve geçerken beni alıyordu, ilk böyle yaptığında tamamen barıştık sanmıştım ama anladım ki yalnızca barıştık süsü vermek için bunu yapıyordu. Aramızda büyük bir soğukluk vardı ve bu geçmiyordu.

''Birazdan orada olacağım.'' dediğinde aklıma yaptığım planım gelince, görmeyecek olsa bile kafamı sağa sola salladım.

''Bugün işim var, direkt eve geç.'' dedim ve kaşlarım çatılırken ekledim. ''Erken değil mi? Bugün daha 4 saat duracaksın diye biliyordum.''

''İzin aldım.'' dedi. Kolay kolay izin almıyordu fakat o geceden beri her gün izin alıp çıkıyordu.

''Anladım,'' dedim. Konuşmamızı uzatmanın hiçbir imkanı yoktu. ''Sen git. Evde görüşürüz.''

''Görüşürüz.'' diyerek karşılık verdiğinde aramayı sonlandırdım.

Telefonu bıraktıktan sonra evlilik yüzüğümü parmaklarımı aralayıp inceledim iyice. Problem yok havası verip beni kandırmaya çalışıyordu güya ama anlıyordum. Çoğu gece yataktan gidiyordu, evde olduğumuz vakitler karşılaşmamamıza özellikle dikkat ediyor gibiydi. Anlıyordum...

Planladığım buluşmanın saati gelince çantamı aldım ve odamdan çıktım. Eteğimi düzeltip bankadan çıktığımda kol saatimden saati kontrol ettim. Çoktan kafeye gitmiş olmalıydı ama bankaya yakın bir yer seçtiğimden yetişirdim nasılsa.

Kafeye girdiğimde gözlerimi mekanı tarayıp içeride göremeyince bahçe kısmına bakındım. Köşedeki masada oturuyordu, bahçede tek tük insanlar olduğu için orayı seçmiş olmalıydı, içeride insanlar birbirini duyabilmek için bağırıyordu resmen ve bu daha çok ses yapıyordu.

Bahçe kısmına çıkıp oturduğu yere ilerlediğimde beni görmesiyle birlikte bir süre bakmış ve ayağa kalkmıştı. Nasıl selamlaşacağımızı bile bilmiyordum. Konuyu nasıl açacağımı bile bilmiyordum. Ona çok sinirli olmama rağmen sinirimi nasıl gösterecektim bilmiyorum.

''Hoşgeldin.'' dediğinde sandalyeyi çekip kafamı salladım.

''Çok beklettim mi?'' diye sordum yerime otururken.

Love Affair: Upside Down Where stories live. Discover now