Cehennemde ki Ağıt

1.9K 98 141
                                    






"Bir kış sabretmişsin de tam çiçek açacak iken, dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat..."


Bir kadının iki halinden korkulur. Biri ihanet edilen kadın iken bir diğeri ise aşk acısı çeken kadının halidir. Hamdolsun Lawiy Karabaş bir gecede hepsini yaşamıştı. Kabullenir bir şey miydi bu? Lawiy gelen resmî nikahlı kumayı kabul edebilir miydi? Karşısında ki kocasına karşısında ki sevdiği adama herşeyden önce karşısında ki adama boyun eğecek miydi Lawiy Karabaş? Şüphesiz ki Welat Karabaş kendisine baş kaldıran herkesin başını ezen bir ağaydı. Kıyabilecek  miydi Welat Ağa sevdiği kadına? Gelen kumayı baş göz üstüne kalbullenebilecek miydi Lawiy Karabaş?

Gözyaşları damla damla düşmüştü Lawiy'in gözlerinden, bir kez daha lanet etmişti herkes içinde göz yaşı döktüğünde. Ama kabullenmezdi Lawiy bu kadını. Bu konağı yıkar bu koca dünyayı yakardı ama bu kumayı asla kabullenmezdi Lawiy.

Dilleri lal olan ev halkı hayretler içerisinde bakıyordu genç adama. Gözler Raperin, Welat Ağa ve Lawiy'in üstündeydi. Kürdistan hanım bile iç yanaklarını dişlemişti. O da biliyordu, Lawiy gelen kumayı ölse kabul etmeyecekti.

Şoktan çıkan ilk insan aynı zamanda Kürdistan hanım olmuş idi.

"Oğlum, sen ne dersin? Bu kadın..." artık kelimelerin hiç bir anlamı kalmamıştı. Welat Karabaş'a söylenecek tek bir söz bile yoktu. Bütün sözler Lawiy'e aitti.

"Bu kadın benim resmî nikahlı karım. Herkes böyle bilsin."

Karım demişti. Welat Ağa, karısının kalbinde ki bu lanet olası cehennem ateşini bir kez daha körüklemişti. Lawiy durmazdı, Lawiy durmayacaktı!

Bu pis konuşmalara daha fazla katlanamayan genç kadın olduğu yerden fırlayıp odasına çıkmıştı bu Konak ona artık cehennemdi. İçinde ki bu lanet ateş sönmese Lawiy bu konağı yakacaktı.

Lawiy de dediğimde dik bir kadındı. Ne üzerine yok yere kuma getiren Welat Ağa ne de yıllarca burnundan getirdiği Kürdistan hanım tutabilir idi  artık bu kadını.

Kürdistan hanım yan tarafına baktığı gibi Lawiy'i görememişti. Gitmişti Lawiy bu olanlara bir salise bile dayanamadan gitmişti. Lawiy Karabaş daha da huzurla barınmazdı bu konakta.

"Çalışma odasındayım Welat karını yerleştir gel." diyerek bakışlarını konaktakilere çevirdi. "Hepiniz odanıza çıkın! Bu gece İrşad ve Şer, Rıdvan  ve Ferhat'tan başka bir Allah'ın kulu dışarıya çıkmayacak" diyerek çalışma odasına çıktı yaşlı kadın.

Kürdistan hanım 30 yılını geçirdi Nazenin Hamım ile. Onlar iyi anlaşmış olsa bile Lawiy'den kuması ile birlikte bir ömür boyu iyi geçinmeyi beklemezdi. Kıskanç bir kadındı Lawiy sevdiği adamı kimselerle paylaşmazdı.

Bu düşüncelerden sıyrılmaya çalışırken odaya Welat Ağa girmişti. Kürdistan Karabaş tüm nefretini kusacaktı şimdi karşısında ki adama.

"Sen naparsın? Sen delirdin mi Welat! Nasıl o kadını karım diye getirirsin bu konağa! Sen bilmez misin Lawiy bunu kabul etmez!"

"Edecek ister güzellikle edecek ister zorla. O kadın benim karım ve yanı da benim yanımdır. Herkes gibi gelen kadını Lawiy'de kabul edecek."

Sabah karısı  ile aşk yaşayan bu lanet adama şimdi ne olmuştu böyle? Nasıl ihanet ederdi şimdi aşkına? Bunların bir bedeli vardı tabii. Welat Ağa sevdiği kadının yüreğinde başlattığı yangının ortasında cayır cayır yanacaktı.

"Sen karını bilmezmiş gibi konuşuyorsun! Sende biliyorsun ki Lawiy durmayacak. Bu kadını kabul etmeyeceğini çok iyi bilmen gerek senin Welat Ağa."

KADINLARIN MATEMİWhere stories live. Discover now