YARALI

589 59 72
                                    


İyi okumalar. 🩷

"Hewara'm gihîştî ezman!
Birîndar im, birîndar im..."

"Haykırışım göklere ulaştı!
Yaralıyım, yaralıyım..."

Dudakları, hunharca öpülen genç kız duvar ile kocasının arasında harap olmaya şimdiden başlamıştı. Zoraki kocası tarafından öpülen genç kız.

Ne karşılık veriyor, ne de geri çekilmesi için kocasını itiyordu. Geçen saniyeler ardından kocası kendisini bırakmış bir iki adım gerilemişti.

Genç adam parmağının kenarını sıyırmış sırıtmaya başlamıştı. "Tadın güzelmiş, karıcığım."

Gözleri boncuk boncuk olam genç kız hayretler içerisinde kocasına baktı. "Bana dokunma hakkını sana kim verdi!?"

"Karım değil misin? Dokunamaz mıyım?"

Karısıydı elbet, zoraki karısı...

"Eğer bir daha bir daha...."

Genç adam karısını susturmuştu. İçi boş tehditleri ile canının sıkılmasını istemiyordu. "Canımı sıkma, Hicran! Canını yakarım!" Diyerek karısını baştan aşağı süzdü. "Hem vücut hatların pek hoşuma gitmedi!"

Bu ne küstah bir konuşmaydı böyle! Bu adam aklını kaçırmıştı. Hicran bundan emindi!

Derin bir nefes alan genç kız, kafasını yana doğru çevirirken meyve tabağının üzerinde ki meyve bıçağını gördü.

Atik bir hareketle meyve bıçağını alam Hicran, sert bir hareketle elini havaya kaldırıp kocasının yüzüne çizik atmıştı. Çizik derin değildi, fakat biraz kanatmıştı.

Her şey kaşla göz arasında, hızlı bir şekilde olmuştu. Ejder ne olduğunu anlayamamıştı bile.

Acıyı hissettiğinde yüzünü ekşitmiş, elini acıyan yanağına götürmüştü. Ah bir sıvı hissettiğinde yanağının kanadığını anlamıştı.

Genç adam karısında baktı. "Reflekslerin iyiymiş güzelim, fakat senden daha iyisini beklerdim!"

Ah, bu adam gerçekten küstah bir adamdı.

Genç kız yüzünün kanadığını gördüğünü ileri gittiğini düşünmüştü. Ama karşısında küstahça konuşan kocasının her şeyi hak ettiğini düşünmüyor değildi.

"Ya sen ne utanmaz ne arlanmaz bir adamsın? Yüzün kan içinde hala benimle inatlaşma peşindesin! Git yüzünü yıka, bir pansuman falan yap."

Genç adam dudaklarını sahte bir şekilde süzmüş, karısına yaklaşmıştı. "Ne yani biraz ağlasam, bana pansuman yapar mısın?"

Nefretle baktı, Hicran kocasına. Akıllanmıyor aksine daha saçma haller alıyordu kocasının küstahlıkları.

Genç kız gözlerini kısmıştı. "Çölde susuz kalsam bir damla su vermem sana! Neyin pansumanından bahsediyorsun sen?"

Genç adam göz altarını sanki ağlamış gibi silmişti. "Kırılıyorum ama..."

Göz devirerek banyoya doğru ilerlerlerdi genç kız. Bu adamla biraz daha yan yana kalırsa sonu akıl hastanesi olacaktı.

Karısının gittiğini gören genç adam, karısına seslendi; "Yarın hazırlığını yap. Halam, Dilan Çirhan ve ailesi bize yemeğe davetli! Kızlarının evine dönüşünün şerefine bir yemek vereceğim!"

KADINLARIN MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin