VİCDAN

351 45 16
                                    



Evet uzun süre yoktum. Umarım beni unutmamışsınızdır. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Hepinize iyi okumalar diliyorum. Eleştirel yorumlarınıza bile açığım, çünkü sizleri gerçekten
özledim! 🥹🩷

"İşev şeva çîroken baskşikesti!"

"Bu gece kanadı kırık hikayelerin gecesi!"

Ölüm, daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştı. Helen Karabaş ölümün nefesini ensesinde hissediyordu. Sırtımı kocasına çevirdiği gibi ölüm fermanı yazılacak bir kurşun ile kocası tarafından imzalanacaktı, kocası, zoraki kocası.

Duydukları ses ile Helen ağır ağır yutkunmuş, iri gözyaşları akmaya başlamıştı. Ölmeyi hak ediyor muydu bilmiyordu, ölecekse de ölümün bu adam tarafından olmasını istemezdi.

Lawiy ise olduğu yerde sıçramış, kayın biraderinin ateş saçan irislerini görmüştü. Bu adamla göz göze gelmek şuanda istediği en son şeydi.

Duydukları genç adamda şok etkisi yaratsa da bu pek uzun sürmedi, nitekim sinirleri buna izin vermemişti. Arkası dönük olan kadının dedikleriyle beyninden vurulmuşa döndü Şer.

Bu kadın ne diyordu? Bu kadın ne saçmalıyordu!

Küfreder gibi bir kere daha kükredi karısına "Helen!"

Genç kadın 2. Uyarıya boyun eğerek ağır adımlarla kocasına doğru döndü. Buğulu gözleri kocasının sinirden kızarmış gözleriyle buluştu. Alnında ki damar Helen'in dikkatini çekmişti. Bu adam onun katili olacaktı o an anladı Helen gelin.

Bekledi Şer. Gözlerini karısına dikerek bekledi. Bir şey desin istedi. İnkar etsin istedi. Fakat Helen ürkekçe bakmaktan başka hiçbir şey konuşmuyordu.

Genç adam bir kaç adım attı karısına. Lawiy kızgın boğa gibi karısının üstüne yürüyen kayınbiraderini görünce kendini hızla Helen'in önüne attı.

"Şer...Şer bremin sakin ol..."

"Yenge çekil önümden!" Yengesine bakmamış, gözlerini bir an olsun karısından çekmedi Şer. "Bu mesele seni aşar, Jınbira! Çekil, dedim."

Ellerini göğüsüne koyarak var gücüyle Şer'i ittirdi Lawiy. Şuan burdan kavga edilmeden çıkılması gerekiyordu. "İçeride misafirlerimiz var, Şer. Şuan burda hiçbir şey yapamazsın. Bu geceyi atlatalım, sonra hep birlikte konuşacağız."

"Siz bu konuya karışmayacaksınız, yenge! Ben bu kadını burdan alıp şimdi babasının evine götürüp kapıya atacağım, ağabeyini gözünün önünde öldürüp kardeşimi geri alacağım!"

Ağlaması şiddetlendi Helen'in abisi için her şeyi göze almışken kocasının bu söylediklerinin hiç biri olmazdı. "Şer..." titrek sesiyle kocasına seslendi Helen. "Önce bir konuşalım..."

"Neyi konuşacağız ulan! Abinle bir olup hem benin hemde kardeşimin hayatını nasıl mahvettiğinizi mi konuşacağız! Eğer şimdi benimle gelmezsen sana öyle şeyler yaparım ki aklın, hayalin, ruhun, kalbin dayanmaz!"

Helen Lawiy'in arkasından çıkarak kocasının karşısına geçti. "Gelemem... O eve dönüşüm demek, abimin ölümü demek... yapamam... bunu yapamam..."

Şer tam konuşacakken Lawiy tekrar araya girdi. "Şer! İçeride misafirlerimiz var. Onları gönderdikten sonra konuşulacak ve bir karar verilecek. Ama şimdi burda ne Ejder'e ne de Helen'e tek başına hüküm giydiremezsin"

"Yenge-"

"Şer içeri git, misafirlerle ilgilen. Bende Helen'i toparlayıp yukarı çıkartacağım. Yeter ki şimdi bir sorun çıkarma..."

KADINLARIN MATEMİOn viuen les histories. Descobreix ara