YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

5.9K 840 230
                                    

---Beni instagramdan takip etmeyi unutmayınn tug.cesrgl-----

Dük şarap kadehini dudaklarına götürürken yanı başında oturan kadına göz ucuyla baktı. Daha önce birkaç kere gördüğü kadına büyülenmiş gibi çekilmesini anlamıyordu. Sanki o bir adamın peşinden koşan aklı başında olmayan kadın gitmiş yerine zamanın diğer kadınlarından farklı biri gelmişti. Bundan şikayetçi değildi. Eğer daha önce karşılaşmış olsalar bile kaderleri onları bu zamanda bir araya getirmeyi uygun görmüştü.

Bir an önce kadının yatağında kendine yer açmak istiyordu. Bazen yüz ifadesine hakim olmakta zorlanıyordu. Kadına karşı hissettiği tutku damarlarında gezinen kanda, her göz kırpışında, aldığı her bir nefeste kendini belli ediyordu. Kadının bazen bunu gördüğünü düşünse de kendisinden koşarak uzaklaşmadığına göre tutkusunun boyutlarından bir haber olmalıydı.

Dük bunun için memnundu çünkü biliyordu ki kadın nereye giderse gitsin onu bir şekilde bulur yanında olması için elinden geleni yapardı.

Eğer kadının ona karşı duygusuz olduğunu sezinleseydi belki daha temkinli davranır hatta gitmesine izin verebilirdi ama hayır, kadında ona karşı tutku hissediyordu. Sadece tam anlamıyla bunun farkında değildi. Kadın her dokunuşuna istekle karşılık veriyor, kollarının arasında verdiği zevkle kıvranırken sahiplenme güdülerini de körüklüyordu. Onu kendisinden başka bir adamla düşünmek istememesi de bu yüzdendi. Onun gibi tutkulu bir kadına kendisinden başka kimse ayak uyduramazdı. Gerekirse adamların tek tek hakkından gelirdi.

Genç kadının tabağındaki yemekleri küçük parçalara ayırmasını izledi. Pek iştahı yok gibi görünüyordu. Arada düşesin ona sorduğu soruları cevaplıyordu. Diğer genç hanımların anneleri ona tepki göstermese de kötü davranmayı da göze alamıyorlardı. Bunun nedeni dükün söyledikleri olmalıydı. Yine de Helena'yı dışlamaları hoşuna gitmedi. Kadının bardağına uzanışını ve şarabı yudumladıktan sonra yüzünü bir an için buruşturmasını izledi. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmak zorunda kaldı. Onun eğlenceli olduğunu da düşünmeden edemedi. En azından varis yapmaktan zevk alacağı gibi aile yemeklerinde de onunla eğleneceğini biliyordu. İşlerinden zaman bulduğu her anı onunla geçirecek ve metres tutmayacaktı. Bu kadın onun hayatındayken başka bir kadına asla ihtiyaç duymazdı.

Ömür boyu sadece onunla olmayı düşündüğünde diğer kadınlarda olduğu gibi ruhu daralmıyor aksine taze havayı içine çekmiş gibi ferahlıyordu.

Tabağındaki etten yerken evlilik için ne kadar kısa sürede izin alabileceğini düşündü. Eğer kadın kendi rızasıyla onunla evlenmeye karar vermezse yapacaklarını o zaman düşünecekti.

***

Koyun etinin ağır kokusu midemi bulandırmaya başladı. Geçen olduğu gibi yemeğimi beğenmediğim anlaşılsın istemediğim için sanki lezzetli bir yemek yiyormuşum gibi küçük parçalara ayırmaya başladım. Dükün yanında oturmak ve masaya farklı bir açıdan bakmak tuhaftı. Şuan masada en güçlü adamın yanında olmak gerilmemin başlıca nedeni olmalıydı ama ben onun yerine bana oldukça mesafeli insanlar yüzünden gergindim. Hayatım boyunca bir yerde dışlanmamıştım bu yüzden insanlar tarafından kabul görmemenin nasıl bir his olduğunu bilmiyordum. Bunu öğrendiğimde ise hissettirdiklerinden memnun kalmadım.

Masada başka farklılıklarda vardı. William ve nişanlısı Maria masada değildi. Dükün yaptıklarından sonra kalacağını da sanmıyordum ama bu kadar çabuk ayrılacağını da düşünmemiştim. Haşlanmış havucu ağzıma atıp yavan tadının dilimin üzerinde yayılırken ondan uzakta olduğum için mutluydum.

Dük ile Beş ÇayıWhere stories live. Discover now