bekar Jisung

26.1K 2.8K 6.5K
                                    

Sabah annem tarafından uyandırıldım, bugün tatil günüm sana çok güzel kahvaltı hazırladım gel diye.

uykulu uykulu terliklerimi yere vura vura mutfağa gittim ve masaya oturdum. Babam çoktan kahvaltısına başlamıştı bile.

"Günaydın"

Cevaplamadı. Her zaman ki gibi. Alışmıştım artık, sadece ders zamanlarında "babam" oluyordu.

Kahvaltımı yapmaya başladığımda sordu "Dersler nasıl gidiyor? Şikayet almıyorum artık. Akıllandın demek."

Yediğim lokmayı boğazımda bırakmayı cidden çok iyi biliyor.

"İyi" dedim sadece. Fazlasına gerek yoktu.

Daha fazla o ortamda durmadan hızlıca kahvaltımı edip odama gittim ve hazırlanmaya başladım. Kimseye karşı böyle değildi, anneme karşı çok sevecen birisiydi. Bana soğuk yapıyordu. Öz evladı olduğumun kanıtı var amına koyayım.

Hazırlanıp, özellikle şu siktiğimin testlerini alıp evden çıktım. Otobüse daha vardı o yüzden yolda, sokak aralarında duran kedileri beslemeye gittim. Hergün olmasa bile arada besliyordum ve beni bekliyorlardı sürekli. Hepsine söz verdim, kendi evim olursa hepsini alacağım.

Çantamdaki kedi mamalarını tek tek yine benim oraya koyduğun kaplara dökerken bir yandan da onları seviyordum. Paketleri çöpe atıp bu sefer su şişemdeki suyu diğer kaba boşalttım. Dikkatlice mama yemelerini izlerken otobüs saatinin yaklaştığını fark ettim ve kedilerle vedalaşıp durağa gittim.

Otobüs geldiğinde bindim ve her zamanki yerime geçtim. Hiç arkadaş edinememiştim şu otobüste 2 yıldır.

Kızın biri aşağıya inerken diğer kızlar başına toplandı hızlıca ve onu sardılar.
Paket sesleri havada uçuşurken bir şey arar gibi etraflarına baktılar. Sonra kızın biri yanıma geldi.

"Şey... Ceketini ödünç alabilir miyiz önemli bir durumda..."

Üzerimdeki ceketi çıkarıp kıza uzattım. Teşekkür edip aldı ve diğer kızın beline sardı. Sanırım iz falan geçmişti, fazla sorgulamadan indim otobüsten.

Okula doğru yürümem gerekiyodu maalesef otobüs tam önünde bırakmıyordu. Sinir bozucu işte ne olur yanı biraz daha ileri yapsan şu durağı?
Yürürken yüzüme gelen su tanesi ile durdum. Harika... Yağmur başladı.
Ve ben kısa kollu ile ıslanıp hasta olacağım. Sonra babamdan bin ton azar. Yağmur hızlanmaya başladığında okulun bahçesine girmeme az kalmıştı, bağcığımın açıldığını gördüm. Şaka mı bu amına koyayım yeterince ıslandım zaten... Yere çömelip bağcığımı bağlarken yağmurun artık yağmadığını hissettim. Başımı yukarı kaldırdığımda Minho Hocayla karşılaştım, şemsiye tutuyordu.

"Sen cidden delisin, sırılsıklam olmuşsun."

Ayağa kalktım
"Ceketim otobüste birine lazım oldu ona verdim"

Başını yana eğip yüzümü incelerken bende ona bakıyordum. Kendisi 1 damla ıslanmamıştı. Ben ise banyo yapmış gibiydim. Şemsiyeyi elime tutuşturdu, üzerinde ki ceketi çıkardı ve bana sardı. Sonra şemsiyeyi tekrar eline alıp ceketi giymeme yardım etti.

"Hocam gerek yok"

Kendisi gömlek ile kalmıştı ve şuan cidden rezildim.

"Nasıl gerek yok? Hasta olacaksın. Daha fazla durmayalım hadi"

Eli sırtımda beni yönlendirerek yürüyordu. Ben sınıftakilere ne diyecektim. Okuldakiler konuşacaktı.
Olay bana patlayacak tabii.
Okula girdiğimizde durdum. O şemsiyeyi kapattı, ben ceketi çıkarmaya çalışırken durdurdu.

gıcıkpic - minsungWhere stories live. Discover now