gıcıkpic - minsung

rezil jisung aq

Bugün günlerden favori günüm, cumartesi. Okul yok ve yarın pazar? Haftanın en iyi günü cidden.
Saat 1'e kadar uyuyorsun kimse bir şey demiyor. Mis.

Yine 1'de annem tarafından uyandırıldım. Ama bugün her cumartesinden farklı olacaktı. Minho hocanın evine gidecektim çünkü.
Tüm enerjimle üzerimi değişip mutfağa gittim. Açtım ve babam evde değildi. Babam evde olmadığı zamanlar yemeğin tadını çıkarabiliyordum sadece. Güzelce yemeğimi yapıp annemin yıkadığı ceketi aldım ve evden çıktım. Evini biliyordum çünkü okuldaki kızların bazıları onu takip edip öğrenmişti ve bize söylemişlerdi.

Uzaktı evi. Yolda tekrardan sokak arasındaki kedileri beslemeye durdum. Bel çantamdaki mamaları kaplara döktüm. Onlar yemeklerini yerken ben yumuşacık tüylerini okşuyordum. Hepsi birbirinden güzeldi.

Fazla oyalandığımın farkına vardıktan sonra ayaklanıp üzerimi çırptım ve yola devam ettim. Aslında içimde ufak bir heyecan vardı çünkü ilkokul öğretmenimden başka hiçbir hocamın evine gitmemiştim ki zaten o evliydi.
Ama Minho hocanın hem ilişkisi yok hemde tek yaşıyordu. Üstelik tek başıma gitmemde yeterli bir sebepti bence.

Issız denilebilecek bir yerde yaşıyordu, evi müstakildi. Etrafında toplasan 10 komşusu falan vardır. Evin ziline bastıktan sonra derin bir nefes aldım.

Takım elbiseli falan açmasını beklerken,gri eşofman üzerinde oversize bir t-shirt ve elinde ( ne olduğunu bilmediğim) bir şeyi yerken açmasını beklemiyordum. Bir an ikizi falan sansamda Minho hocaydı.
Çok savunmasız ve tatlı gelmişti gözüme.

Biz öğrenciler okuldaki haline alıştığımız için garipsemiştimde.
Gülümsememin yüzüme yayılmasını engelleyemedim.
O ise hala elinde ki şeyi yemeyi bırakıp konuştu.

"Hoşgeldin"

Eli ile içeriyi işaret ettiğinde yüzüne baktım. Eve girecek miydim? Sanki vücudum titremiyormuş gibi gülümseyerek eve girdim.

Girer girmez ayağıma sürtünen -şey- ile hafif bir çığlık attım.

"Ananı sikeyim!"

Bir iki adım gerilediğimde kedi olduğunu görüp, daha ilk dakikalardan rezil oluşuma içimden küfür ettim.

"Korkuyor musun?"

Yemin ederim aptalın tekiyim. Bak şu hayatta benden daha rezil bir insan varsa(yok) gelsin elini öpeceğim amk.

"Hayır, hayır severim! Aniden şey yapınca korktum beklemiyodum"

Yere eğilip kediyi sevmeye başladığımda duvara yaslandığını gördüm. Ardından etrafımı saran iki kedi ile gözlerim olabildiğince açıldı.

"Üç kediniz mi var?"

Sesim çocuksu çıkmış olabilir. Olmayabilirde. Kedileri seviyorum tamam mı?

Başı ile beni onayladığında istemsizce yüzümdeki gülümseme daha da genişledi. O içeriye doğru giderken arkasından evi inceleyerek sanki bir ördekmiş gibi pıt pıt onu takip ettim.

Durup arkasına baktığında yüzüne "ne"
der gibi baktım. Adamın evindeyim hala üste çıkmaya çalışıyorum intihar edicem.

"Aç mısın?"

Bir süre birbirimize baktık. Misafirliğe gidersinizde anlaşmanız için sizi bir odaya koyarlar ama asla konuşmazsınız ve sadece birbirinize mal gibi bakarsınız ya, şuan öyleydik.

Başımı sağa sola salladığımda elindeki her ne boksa artık onu ağzına atıp eli ile 1 dakika beklememi işaret etti.

Koca evde ortada öylece dikilecek değildim takip ettim arkasından. Biliyordu ve bir şey demedi. O yüzden takip etmeyi bırakmadım, tam arkasındaydım zaten.