aglicma

23.5K 2.7K 3.8K
                                    

Sınıfta hepimiz birbirimizle sohbet ederken Minho hocanın sınıfa girmesi ile herkes yerlerine dağıldı. Dün olanlardan sonra birbirimize dahi bakmıyorduk.

Her zamanki gibi ceketini çıkardı ve sınıfla selamlaştıktan sonra eli ile yanına gelmemi işaret etti. Önce anlamayıp etrafıma baktım. Sonra ağzımı oynatarak "ben mi?" dedim.
Başını salladığında gergince sıramdan kalkıp yanına gittim. Çantasından bir dosya çıkardı ben onun başında beklerken.

Dosyanın içindende benim sınav kağıdımı. Kağıdın üzerinde yazan 40 sayısını görmeye hazır değildim. Bu yüzden gözlerimi kapadım ve derin bir nefes aldım. Parmağı ile kolumu dürttüğünde gözlerimi hemen açtım.

Kağıda önce kendisi baktı sonra bana uzattı. Elinden alırken tekrar gözlerimi kapadım. Sanki vatan sırrını öğreniyorum amk.

İlk önce tek gözümü açıp kağıdın üzerinde ki nota baktığımda çığlık atıp bir iki adım geriledim. Tabii bununla bütün sınıfın dikkatini bize vermesi de bir oldu. Zaten bizimkiler bir an olsun gözlerini benden çekmemişti.

Ağzım şaşkınlığımla beraber açılmış bir kağıda bir hocaya bakıyordum.

"Nasıl?"

O ise hafif gülümseyerek beni izliyordu.
90 almıştım? Bu zamana kadar ingilizceden en yüksek notu 50 olan ben şimdi 90 almıştım.

"Şaka yapıyorsunuz."

Tüm ciddiyetimle söylediğimde ayağa kalktı ve eliyle kağıdı gösterdi.

"Neden öyle bir şey yapayım? Arkadaşlarına göster istersen. Doğru yapmışsın"

Tüm dikkatimle kağıdı incelerken gülümsememi tutamadım. Tekrar ve tekrar bakıyordum kağıda. Başımı kaldırıp hocaya baktığımda onunda gülerek beni izlediğini fark ettim.

"İyi çalışmıssın Jisungie"

Sessizce söylediği cümleden sonra kağıdı masasına koyup yerime geçtim. Hyunjin koluma üst üste darbeler gönderirken ben onu şuracıkta boğmamak için savaşıyordum.

"Kaç aldın kaç aldın?"

Derin bir nefes aldım ve hızlı bir şekilde ona döndüm.

"90 almışım amına koyayım sus artık"

Aniden ayağa fırlaması ile koluna yapıştım.

"OHA YUHHH! BİLDİĞİN KIYAK VAR BUNE ÖHHHH"

Kolunu çekiştirerek geri yerine oturtmaya çalışıyordum ama o inatla bağırıyordu. Hoca ikimize göz gezdirdikten sonra yüksek sesle konuştu.

"Çıkın dışarı beni bekleyin"

Hyunjin'in kolunu sertçe bırakıp göz devirdim. Onun yüzünden bi dersten kovulmadığım kalmıştı. Ben önde o arkamda hızlıca sınıftan çıktık.

"Aptalsın Hyunjin"

Kapının önünde onu azarlarken aniden kapının açılması ile sustum. Minho hoca ikimizin önünde durdu ve ellerini ceplerine soktu.

"Niye bağırıyorsun Hyunjin?"

Hyunjin ellerini önünde birleştirmiş kafasını eğmiş bir şekilde konuştu.

"Kıyak yapmışsınız saşırdım"

Elimle ensesine vurduğumda Minho hoca ile göz göze geldiğimizde hemen elimi geri çektim.

"Ne kıyağı?"

Hyunjin başını kaldırdı ve ellerini beline koydu. Prenses pozu yani.

"Bu mal" beni işaret ederek,

gıcıkpic - minsungWhere stories live. Discover now