2

258 21 24
                                    

Günün yarısı bitmiş ve Winter hala İnsan'ın kim olduğunu çözememişti. Bunun için gerçek kaynaklı dedikodu merkezleriyle bile konuşmuştu fakat İnsan işinde profesyonel bir seri katil gibi ardında hiçbir iz bırakmamıştı. Belki de bu kadar zeki olduğu için sevinmeliydi. Sonuçta ilk defa beyni olan birine aşık oldu? Tabii buna aşk demek doğru olursa.

Bu kadar düşünmek bünyesinin alışkın olduğu bir şey değildi. O yüzden okulun içinde dikkat dağıtabileceği tek yer olan basketbol sahasına gitti. Bu doğru bir fikir miydi emin değildi çünkü basketbol oynayamıyordu bile. Yine de o yazıdan başka şeylerle meşgul olmak istedi. Kendini rezil etmek gibi şeyler.

Köşeye atılmış topu avuçlarının arasına aldı birkaç kez beceriksizce sektirdi. Ardından isabetsiz atışlar yaptı.

Tüm bunları okulun basketbol takımı kaptanının izlediğini düşünürsek oldukça utanç vericiydi. Ve Winter da yaptığı şeyler yüzünden utanabilecek son kişiydi. Sanırım uyumluydular.

Basketbolcu çocuk Winter'ın elinden topu aldı ve onun aksine çok daha iyi bir atış yaptı.

"Ciddi misin? Kendine uğraşacak başka bir şey bul." Winter topun peşinden koştuğu sırada top kaptan tarafından alınmıştı. Gözlerini devirdikten sonra ona doğduğundan beri sahip olduğu donuk bakışlardan gönderdi. Bir numaralı bakış?

"Oynayacaksan doğru şekilde oyna. Yaptığın tüm hareketler yanlış." Bu gece gündüz NBA maçları izleyen birine hakaretti.

Başını onu anlamıyormuşçasına salladı. "Çünkü ciddi bir maçta değilim. Hatta maçta bile değilim."

Basketbolcu güldü fakat bu daha çok kahkaha gibiydi. "Oynamayı bilmiyorum demenin başka bir yolu, ha?" Winter cevap vermedi çünkü düşünürken konuşmak onun için biraz zordu. Pekâlâ, belki birazdan fazlaydı. Bir aslanın kurbanına atladığı gibi turuncu topa atlarken karşısındaki kişinin bir basketbolcu olduğunu unutmuş gibiydi. Topu alamaması da bunun kanıtı oldu.

"Bu arada, ben Calum."

"Ben de Winter. Artık anlaştığımıza göre bana o topu verip yalnız bırakır mısın? Şu an en yakın arkadaşımın bile yanımda olmasını istemiyorum."

Calum ona şüpheyle baktı. Daha sonra öyle bakmayı kesti çünkü gözlerini kıstığı için hiçbir yeri göremiyordu. "Şu anonim kişi senin de mi güvenini sarstı?"

"Anonim kişi?"

"Anonim kişi." Winter ona yüzünü buruşturarak baktıktan sonra Calum topu potaya atamamış gibi yüzünü ekşitti. "Üzgünüm. Dün okulun dedikodu sayfasında paylaşılan yazıdan bahsediyordum. Birçok kişi yanındaki kişilerin iyiliğini yoklamaya başlamış diye duydum"

"Tanımadığım biri güvenimi sarsamaz."

"Aslında tanımadığın kişiler güvenini sarsar." Winter, söylediği şeyin doğru olduğunu fark ettiğinde gözlerini kırpıştırdı. İdrak etmesi zor olacak gibi görünüyordu.

Yine de Calum'ın Winter'ın ne düşündüğünü bilmesine gerek yoktu.

"Bu senin için geçerli."

"Genelde böyle inatçı biri misindir?"

"Evet. En sevdiğim özelliklerimden biri."

Calum güldü. "Ben de sevdim."

Gerçekten sevmişti ve bu şaşırtıcıydı. Hem de fazlasıyla.

Yine de ikisi de bu cümleyi umursamayıp basketbol oynadılar. Kazanan Calum'dı. Çünkü o bir basketbolcuydu ve mantıklı olan da buydu? En azından Winter kendini böyle avutmuştu.

Hikayeye ilginiz için çok çok çok çok teşekkür ederim awww

Heaven In Hiding :: HoodWhere stories live. Discover now