5

131 18 15
                                    

"Eve girmeden önce senden çok sessiz olmanı rica edeceğim. Annemler uyuyor ve onları uyandırmak istemeyiz." Winter Calum'dan bir cevap beklemeden elini tuttu ve kapıyı açıp içeri girdi. Her şeyi sessizce hallederek Winter'ın odasına girdiler.

"Bir zamanlar müzikle uğraşıyordum o yüzden odamı ses geçirmeyecek şekilde yaptırdılar. Bu da demek oluyor ki, şu andan itibaren ses çıkarmakta özgürsün." Güldü.

"Hala uğraşıyor musun? Yani müzikle."

Winter, başını salladı ama bir şey dememiş olması Calum'ın içindeki şüphe duygusunu harekete geçirdi.

"Bana bir şey çalmayacak mısın? Ya da söylüyor muydun?" Ufak bir gülücükle odada gözünü daha ayrıntılı olacak şekilde gezdirdi.

"Zamanı geldiğinde öğrenirsin." Gülümseyip gözlerini kendisine sabitlemesini sağladı. "Şimdi sadece birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyor. Söylesene en sevdiğin yemek ne?"

Calum dün yaptığı gibi Winter'ın dolabının önünde onu bekledi. Bu sefer dün olduğu gibi umutsuz değildi. Dün geceden sonra dediği gibi birbirlerini daha iyi tanımışlardı. Bu da bir çeşit güven duygusunun doğmasını sağlamıştı. Calum'a pek de iyi davranmayan bir duyguydu ama yine de Winter'ı gördüğü zaman yaşadıklarını unutmaya ve ona güvenmeye hazırdı.

"Şimdi anladım. Burası buluşma yerimiz oldu, değil mi?" Calum bir yanıt verme zorunluluğu hissetmeden onu izledi. Dudaklarında kendisi hariç herkes için anlamsız olan bir gülümseme vardı. "Sanırım buraya gelmemle şoka girip dilini yuttun." Winter her ne kadar durumu şakaya vurmaya çalışsa da Calum o gülümsemeyi büyüterek kaba sayılacak şekilde bileğinden tuttu ve kimsenin görmeyeceğini düşündüğü bir köşeye götürdü.

"Bu gece benimle telefonuna göndereceğim adreste buluşmak ister misin?" Gülmek üzereydi ama Winter'ın vereceği cevap üzerine endişelenmekten bunu erteliyordu. Böylece normalde olduğundan daha gergin gözüküyordu.

"Bunun gerçekleşmesi için telefon numarama sahip olman gerekmez mi?" Winter elini Calum'ın ön cebine atıp telefonunu aldı. Numarasını kaydettikten sonra kendisini aradı, telefonu onun kulağına dayadıktan sonra oradan ayrıldı.

"Beni almaya gelmezsen buluşmaya gelemeyebilirim. Bugün tembel günümdeyim." Winter arkasını döndüğünde birbirlerine gülümsediler ve Calum bir şey söylemese de onu almaya geleceğini ikisi de biliyordu. Sanırım artık bazı şeyleri anlatmak için kelimelere gerek yoktu.

Heaven In Hiding :: HoodWhere stories live. Discover now