Calum
Garip bir gündü. Üç yıldır beraber okuduğum ve varlığından haberdar bile olmadığım insanla bugün tanıştım. Okul kapanana kadar basketbol oynayarak bedenlerimize aynı türden yorgunluğu yaydık.
Nasıl biri olduğunu merak etmiştim çünkü beni dinleyen nadir insanlardan biriydi. Bu yüzden onu sevmiştim. Yeni tanışan iki insana göre biraz fazla sevmiştim bu nedenle de eve gider gitmez ismini sahip olduğum tek sosyal medyada aratıp takip etmiştim. Muhtemelen onu takip edenin ben olduğumu bile fark etmedi ama yine de geri dönüş yapmıştı.
Ona yazmak istedim fakat cesaretlilik seviyem buna yetmiyordu. Cesaretlilik seviyemin yettiği şey anonimden soru sormaktı. Öyle yaptım.
Yarım saat sonunda onun hakkında her şeyi öğrenmiş ve beni yarı yolda bırakıp bırakmayacağını ölçmeye çalışmıştım. Emin değildim. Bu, onu daha yakından tanımak istememi sağlamıştı. Ona daha yakın olup en güçsüz anında elinden tutmak istedim. Çevremdeki kimse bunu bana yapmamıştı ama iyi hissettirdiğinden emindim. Onun da iyi hissetmesini istedim. İyi hissettirenin de ben olmasını istedim.
Yanlış bir şey mi istedim? Emin değilim.
YOU ARE READING
Heaven In Hiding :: Hood
FanfictionYıllardır hayalini kurduğu, kitaplarda okuduğu ve filmlerde izlediği aşk belki de bu kişi için bekliyordu. Bilgisayarının parlayan ekranındaki sözcüklerin sahibini bekliyordu.