08

1.2K 126 30
                                    

14.03.2019

Okulda kamp olacağını duyunca hemen yanıma gelmiştin. Bazen öyle değişik buluyordum ki seni... Ruh halini, davranışlarını bir türlü anlayamıyordum. Daha geçen gün sinirli olduğun için yüzüme bakmayan sen şimdi ayağıma geliyordun. Kafanda ne tilkiler döndüğünü öğrenmek isterdim.

Gidip gitmeyeceğimi sorduğunda ters ters bakıp peşindeki kızlarla gitmeni söylemiştim. Bana seni kıskandığımı söyleyip muzipçe sırıtmıştın. Bende lafı çevirmek için bana da kız ayarlarsan kampa geleceğimi söylemiştim.

Hala neden böyle bir aptallık yaptığımı sorguluyorum ama o anda yüzündeki şaşkın şapşal ifade hala dün gibi aklımda.

Kampa vardığımızda çadırları kurarken yanıma bir kız yollamıştın. Kız sanki günlerdir aç bırakılmış gibi vücudumu süzüyordu.
Adının eun woo olduğunu öğrendiğim kıza çadırı kurmamız için yardım etmesini istedim.

Keşke istemeseydim.

Sanki başka bir şey teklif etmişim gibi yanımdan ayrılmıyor sürekli bir şekilde vücutlarımızı yakınlaştırmaya çalışıyordu. Sonunda çadırı kurduğumuzda yol yorgunluğuyla içine girdim. Kafamı yaslamış dinlenirken eun woo içeri girdi ve üzerini çıkarmaya başladı sevgilim

Beni istediğini söyledi. Yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldamaya başladı. Bunların bana zevk vereceğini sanıyordu ama tek yaptığı midemi bulandırmaktı.

Eli sütyeninin kopçasına gittiğinde kendimi nasıl dışarı fırlattığımı bilemedim.

O da arkamdan hızla gelmiş ve "Benden faydalanmak istedi" diye bağırmaya başlamıştı biliyor musun. Etraftakilerin bana bakışları öylesine tiksinçti ki.

Ve sen koşa koşa gelip bana yumruk atmıştın. Dudağım amansızca kanamaya başlamıştı ama inan biraz bile acımıyordu.
Çünkü ruhum bedenime sığmadı o an. Senin bana güvenmediğini bilmek kaldırılamazdı.
Bunu kaldıramazdım.

"Beni hiç mi tanımadın" demiştim gözlerinin içine bakarak dolan gözlerimle.

Afallamıştın. Ağzını açtığında konuşmana izin vermeden koşmaya başlamıştım. Nereye gidiyorum bilmiyordum sadece ayaklarımı hissetmeyene kadar, nefesim vücuduma yetmeyecek noktaya gelene kadar deli gibi koştuğumu hatırlıyorum.

Bir ağaç dibine oturduğumda beni takip ettiğini henüz anlamıştım. Yüzüne bakmadım, tepki vermedim, konuşmadım.

"Üzgünüm" demiştin.

Uzun sessizliği yine sen bozmuştun.
"Konuşmayacak mısın? Bağır çağır hatta sende vur ama tepki ver taehyung sessiz kalma"

Ve derin bir nefes alıp hala etkisinden çıkamadığım o şeyi anlatmıştın.

"Biz küçükken kız kardeşimle hep parkta oyun oynamaya giderdik. Ben kumdan kale yapmaya dalmıştım. O ise abisini mutlu etmek istemişti.

İleride şeker satan bir herif görmüş yanına gitmiş. İki şeker istediğini ama parası olmadığını söylediğinde adam para istemediğini söyleyip onu kucağına almış."

Kelimelerin boğazında düğümlendiğini hissettiğimde omzuna dokundum. Küçücük bedenin kocaman bir yük taşıyormuş meğerse.

"Herif onu taciz ederken ne olduğunu anlayamamıştım bile. Yanına koşup kardeşime bağırmaya başladığımda ağlıyordu. O pislik de kızı yere fırlatıp kaçmıştı.

Kardeşim o günden beri hep şekerden korktu.. Ona yardım edemedim bile. Bu yüzden bir kadın bedeni konusunda hassasım. Seni dinlemeden o tepkiyi vermemeliydim."

Sana sarıldığımda tüm kötü anılarının uçup gitmesini istedim. Kokunu zihnime kazırken acını bedenime hapsetmek istedim.

Sende beni büyük kollarınla sardığında sakinleştiğini hissedebiliyordum.

Bu an özeldi. Acılarımız karışmış hislerimiz yoğrulmuştu. Sadece basit bir sarılma değildi. Kaybettiğimi sandığım güvenin geri gelişiydi.

better • taekook ✔️Where stories live. Discover now