Bölüm 9|• "Her Şey."

5.6K 593 228
                                    


1 hafta sonra

"Bu imkansız." Elindeki dosyaları şaşkın gözlerle inceleyen Benjamin gözlüklerini çıkarıp masaya bıraktı. Burun kemerini sıkıp derin bir nefes alırken sırtını oturduğu sandalyeye yasladı. "İşe yaramamış olmasına inanamıyorum. Hiçbir şey olmadı."

"Kimya diplomam yok ama belki içerikteki bunca etkin madde birbirinin etkisini ortadan kaldırmıştır." Omzumu duvara yasladığım loş ışıklı kontrol odasında kollarını masaya dayayıp kıstığı gözleriyle verileri inceleyen adama baktım. Serra'nın sözleri üzerine Benjamin başını iki yana salladı. "Öyle bir şey olacağını sanmıyorum. Benim de kimya diplomam yok ama birbirlerini devre dışı bırakmaları söz konusu bile olamaz. Aksine daha etkili bir hale gelmelilerdi."

Serra'nın alaycı sözlerini algılayamayıp ciddiyetle cevap veren adama karşılık dudaklarımı bürüyen alaycı gülüşü saklamak için büyük bir uğraş içerisindeydim. Serra bu halime bakıp mutlulukla gülümsedi ve Benjamin'in yanına gidip kollarını masaya dayadı, sahte üzüntüsüyle rolüne devam etti. "Hala şoktayım, bu hap büyük bir hayal kırıklığı oldu."

"Bir şeyler olmalıydı Lily. Ne olursa olsun bir şeyler olmalıydı."

Gözlerimi kısıp Benjamin'i izlemeye devam ettim. Hap hiçbir etki göstermediği için bu durumu tıpkı diğerleri gibi kendine dert edinmişti. Bu tepkinin tek sebebinin hapın doğru bir şekilde işlememesi, beklenilen etkiyi göstermemesi olduğunu düşünmüyordum. Bu fikrimi, hal ve tavırları destekliyordu. Bende reflekte camdan izlediğimiz ve yaklaşık bir haftadır gözetimde tuttuğumuz deneğin ölmesini istediği izlenimini bırakıyordu. Hatta ölmediği için üzülüyor gibiydi. Victoria'nın da buna benzer cümleler kurduğunu anımsıyordum. Deneklerin ölmeleri onların bir noktada çıkarına dokunuyordu. Burnuma hiç hoş kokular gelmiyordu.

"Her şey ortada Ben, bir hata yapmıyoruz. Verilerin üstünden üç kez birlikte geçtik."

"Belki haklısındır." Başını kaldırıp reflektörlü camdan deneğin son ölçümlerini yapan Felix'e baktı. Onun da yüzünde durumdan pek memnun olmuşa benzer bir ifade yoktu. "Dosyayı kapatalım."

Bakışlarımı camdan kontrol odasına çevirdiğimde korku dolu gözlerle Felix'i izleyen 69 numara ile karşılaştım. Beyaz tenli, kısa saçlı, hafifçe tombul erkek deneğin kahverengi gözlerinde kuşku vardı. Her an dışarıdan gelebilecek olan en ufak bir atak için korkuyla bekliyordu. Kaçacak ya da savaşacak bir durumda değildi. Büyük bir çaresizlikle kabullenmişti başına gelecek olan felaketi. Felix elindeki dosyaya yaptığı ölçümlerden elde ettiği son verileri girerken yüzü sinirle kasılıyordu, bu ifadeyi gören zavallı çocuk ise daha büyük bir korkuya bürünüyordu. Yüzü kireç gibi beyazdı ve her an ağlayacak gibi hüzünlü bakıyordu. Bir hafta boyunca o odada tek başına kalmıştı, gördüğü tek yüz ona gün geçtikçe dozunu artırdıkları ilaçları vermek ve ölçüm yapmak için odaya giren Felix ve Benjamin'indi.

Acı çekmekten korkuyordu. İlaçları değiştirdiğimiz için aldığı ağrı kesiciler beklediği etkiyi göstermiyor, korktuğu şey gecikiyor ve beklenen geciktikçe geçen süre gözünde daha da büyüyerek dayanılmaz bir ızdıraba bürünüyordu. Burada yalnızca bir hafta geçirmişti ama hissettiği kaygı, endişe ve korkuyla bu sürenin ona yıllar gibi hissettirdiğini yüzünden ve ürkek bakışlarından görebiliyordum.

Felix dosyadan başını kaldırıp bize doğru baktı, arada olan camdan ötürü o bizi göremese de biz onu çok net görüyorduk. Yüzünde durumdan hiç memnun olmayan bir ifadeyle başını iki yana salladı. Benjamin aldığı onayla birlikte önündeki dosyaya birkaç bir şey karaladıktan sonra dosyanın kapağını kapattı. "Mucizevi zayıflama hapları etkisiz. Slimmer'a geri dönüş yap Lily, test sonuçlarını rapor et."

YASAK DENEYWhere stories live. Discover now