11: Kara Anka'nın Cehennemi

1.4K 144 66
                                    

"Jungkook sakin ol tamam mı?" Diyen sublime ile ona zorlukla baktım. "Bir şey yok. Sadece ara ara kalbine böyle acılar girecek ama kalbin tamamen parçasını kabul edince çok güçleniceksin. Şimdilik dişini sık ve bu acılar geçene kadar sabret. Şuan olduğu gibi..." kafamı salladım ve gözlerimi ondan çekip kafamı tekrar yere eğdim.

Şu an tam olarak olan şu; benim kalbime tekrar aynı acı girmişti.

Dumanın parçasını kabullenmek kalbim için zorlu geçecek gibi...

Nerede olduğumuza da gelirsek; duman'ın içinde Kara anka'nın yanına gidiyoruz, tam olarak 2 saattir yoldayız. Acı 10 dakika önce başladı ve hâlâ devam ediyor...

Lethal smoke ise uyuyor! Sanki ben acı çekmiyor muşum gibi uyuyor!  Kalpsiz olduğuna şu an da tam emin oldum.

"Acın biraz hafifledi gibi? Değil mi?" Sublime'ın konuşması ile kafamı yerden kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.

"Evet. Hafifledi." Dedim.

"Sevindim..." dedi ve ne o gözlerini benden ayırdı ne de ben... (tekrar bir hatırlatma! Fic yeminle taekook. Vallahi taekook fici✊🏻❤ skcjskckakcksk ama subkoo yapmamak için zor duruyom ㅋㅋㅋㅋ)

"Ne kadar yolumuz kaldı?" Aramız da olan sessiz bakışmamızı bölerek konuştum ve gözlerimizi ayırıp dışarı bakmaya başladım.

"3 saatimiz var hâlâ. Uyu istiyorsan? Dinlenirsin. Hem uykun da yarım kaldı." dediğin de onu bir baş sallamasıyla onayladım ve yavaş haraket ederek yattım.

"İyi geceler jungkook." Sublime'ın zihnimden fısıldadığı cümleye, "iyi geceler Sublime." Diye karşılık verip gözlerimi kapadım ve kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Taehyung~

"Hâlâ bulamadınız mı o omegayı?!" Diye gürledim ve sesim ormanın ortasında yankı yaptı.

"D...Delta ü...üzgünüz ama henüz bulamadılar." Önüm de eğilmiş kekeleyen beta'ya iğrenircesine baktım ve tekrar bağırarak konuşmaya başladım;

"Herkes o siktiğimin kulağını açsın ve beni iyi dinlesin! Neredeyse 2 hafta oldu ve bana hâlâ o omega'yı bulamadınız! Ya 3 gün içinde bulursunuz ya da tüm sevdiklerinizle birlikte sizi de diri diri yakarım! Anladınız mı?!"

Önümde duran kurt bozuntuları kafalarını salladı ve tek tek dağıldılar.

Beni duyacaklarını bildiğim için tekrar bağırarak konuştum;

"Hele bir bulamayın hepnizin hayatını sikerim!"

Sinirli bir nefes çektim içime ve hep gittiğim gölün kenarına doğru yürümeye başladım.

Ne zaman sinirlensem orası bana iyi geliyor.

Yolda ilerlerken arkamdan gelen bir çıtırtı ile arkamı döndüm ve yabancı bir sürünün varlığını hemen arkamda hissettim.

"Teke karşı 20? Oldu mu bu ama Jackson? Hiç sana yakıştıramadım. Tch tch tch." Cıklayarak kafamı iki yana salladım.

O sırada çalıların arkasından çıkan Jackson ile göz göze geldim.

"Nasıl anladın!? Siktiğimin yerinde o kadar sürü varken benim olduğumu nasıl anladın!?"
Dediğinde ona alayla güldüm.

"Cidden mi? Senin karşın da kim var sanıyorsun? Seni bir bakışımla bike öldürebilecek birisiyim ben jack." Sinirlendiğini anlamıştım ama bu sikimde bile değil.

"Kendine bu kadar çok güvenme sebebin ne? 20 kişiyiz Taehyung!" Bu ciddi mi ya?

"Delta ve Alfa'yım ben jack? Sürün full betalardan oluşuyor ve tek alfa sensin? Sence neyime güveniyorum? Bence arada şu beynini kullan ve düşün. Olur mu?" Deyip arkamı döndüm. Tam gidecekken tekrar konuştu tipine soktuğum...

Dark Lord Cyrus || TaeKookOnde as histórias ganham vida. Descobre agora