[ÖZEL BÖLÜM-2]

1K 102 21
                                    

Yavaş adımlarla ormanda yürürken, bir yandan da gözlerim lethal smoke'u arıyordu. Bu lanet yılan iki haftadır nereye kayboldu yahu!
Hayır yani bir saniye dahi gözümü ondan ayıramayacak mıyım? Kurt mu var kıçında anlamıyorum ki, lanet yılan! Yerinde durmuyor ki kolayca bulayım onu. İki haftadır aradığım hâlde yok arkadaş, yer yarıldı içine girdi sanki.

"Lethal, bebeğim, gel kuçu kuç- dur ya o yılandı, gel tıs tıs tıs! Neredesin be!" Diye bağırınıp etrafa hızla göz atıyordum ama yok. Resmen benimle oynuyor bu yılan. Adının hakkını veriyor. Efendisi olmama rağmen peşinden koşuyorum be, benim gibi efendi başka nerede bulunur?

"Güzelim biraz dinlensek mi? Saatlerdir yılanını arıyoruz ama yok işte görüyorsun. Götümden ter akıyor be, nolur iki dakika dinlenelim!" Taehyung'un arkamdan gelen sesiyle bilmem kaçıncı isyanını dinlerken, bir yandan da yürümeye devam ediyordum. Tabii ki de onu takmamıştım. Delta ve alfa olduğu hâlde nasıl yoruldu aklım almıyor, yaşlandı mı yoksa? Yazık, çok yazık. Erken yaşta kocadı desene...

"Taehyungie biraz daha yürüyelim sonra ben sana bir güzel masaj yaparım, hm?" Diye sevimli çıkarmaya çalıştığım bir sesle homurdandığımda, arkamdan beni onayladığına dair küçük bir mırıldanma geldi ve bu yüzümde bir gülümsemenin oluşmasına neden oldu. Bana da hiç kıyamazmış.

Ama bu neşeli hâlim kısa sürdü ve tekrar sinirli bir ruh hâline büründüm. O yılanı bir bulayım, onu liderlikten atacağım! Ona kısacık bir görev vermek için arıyorum ama majestelerini(!) bir türlü bulamıyorum. Onun benim peşimde dolanması gerekirken, ona bir görev vermek için ben peşinde kuyruk gibi dolanıyorum. Şaka gibi!

"Çıldırmama az kaldı, çok ciddiyim." Diye sinirle homurdanıp, adımlarımı aniden durdurdum ve bu ani duruşum yüzünden Taehyung arkadan bana çarpmak zorunda kaldı. Onun çarpmasıyla öne doğru sendeleyip, düşmek üzereyken beni belimden sıkıca kavrayıp kendisine yasladı.

"Dikkat et bebeğim, ayrıca niye aniden durdun?" Kulağımın hemen dibinden gelen kalın sesiyle tepeden tırnağa titremiştim. Üzerimdeki etkisi bu kadar fazla olmamalıydı. Beni tek bir sözüyle dahi önünde diz çökeceğim bir kıvama getirmemeliydi. Ama etkisi buydu işte, Kim Taehyung etkisi...

"Durmamın sebebi aklıma dank eden bir gerçek. Ben neden emrimdeki yaratıklardan birini yollamayıp, bu ayak işini kendim yapıyorum? İşte bu düşünce durdurdu beni." Diye söylenerek Taehyung'un kolları arasından sıyrıldım ve bir adım ileri atıp, ona doğru döndüm. Göz göze geldiğimiz an içimi sıcak bir his kapladı. Tüm sinirim anında uçmuştu.

"Geri dönelim Taehyungie, zaten seni de çok yordum. Özür dilerim sevgilim."

"Önemli değil kook. Biliyorsun ki ne istersen yapmaya hazırım. Bu kadar yorgunluk bana koymaz. Ama istiyorsan o zaman hadi geri dönelim güzelim." Dedi ve elimden tutarak beni de beraberinde götürmeye başladı. Elinden yayılan sıcaklıkla üşüyen ellerim ısınmaya başlamıştı.

O sırada yanımızdaki çalılıktan hışırtı sesleri yükselince aynı anda durduk ve ikimizde sese konsantre olduk. Ben hissettiğim enerji ile anında rahatlarken, Taehyung hâlâ tetikte bir şekilde çalılığa bakıyordu.

"Sorun yok sevgilim. Lethal smoke beyefendisi sonunda teşrif etti." Dememle birlikte çalıların oradan sinsi yılan çıktı ve gözlerini benden ayırmadan yanımıza doğru sürünerek gelmeye başladı.

"Hiç gelmeseydin yahu? Ben yarına kadar, hatta haftaya kadar da beklerdim seni. Zaten iki hafta beklemişim, bir haftacıktan daha ne olur ki, değil mi?!" Dediğimde Taehyung yanımda kıkırdarken, lethal smoke istifini bozmadan bize yaklaşmaya devam ediyordu. Tek kelime etmeden ve gözlerini benden ayırmadan yaklaşmasıyla anında ciddi hâlime büründüm. Bir şey olmuş. Kahretsin ki bir şey olmuş!

Dark Lord Cyrus || TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin