23: "Seni seviyorum"

1.5K 135 14
                                    

Heyoooo👋🏻

İyi okumalar💖
________________

(3 saat sonra _savaş bitti_)

Savaşı biz kazandık. Çok fazla yaralımız var ama bizden ölen olmadığı için çok mutluyum. Girdiğim ilk savaşı elime yüzüme bulaştırmadan kazandım. Daha doğrusu kazandık.

Yara almayan yaratıklar yaralıları taşıyıp onları iyileştirmek için sağsu'ya götürüyorlar. Oranın su'yu büyülüymüş. İçine gireni dakikalar içinde tamamen iyileştiriyormuş. Ben daha gitmedim oraya ama yakında gidicem çünkü çok merak ediyorum cidden büyülü mü diye.

Neyse işte ben de şu an Taehyung ile yuvada oturuyorum. En son konuşmamız savaş ile kısa bir süreliğine kenara atılmıştı ama şimdi bu konuşmadan kaçabileceğimi sanmıyorum ve konuşmaya ilk benim başlamamı istediğini de biliyorum.

Aslında ne diyeceğimi az çok biliyorum ama dedikten sonra ne olacağını kestiremediğim için söyleyip söylememek arasında gidip geliyorum. Kalbim ile aklım arasında kaldım.

Küçükken babam bana ne olursa olsun kalbinin sesini dinle demişti şimdi kalbimin sesini dinlesem ne kaybederim? Hiçbir şey.

"Taehyung..." diye mırıldandım. Kafamı eğdiğim için onu göremesem de konuşmam ile bakışlarının bana döndüğünün farkındayım ve bu beni biraz geriyor...

Boğazımı temizleyip hislerimi en başından anlatmaya başladım:

"Seni öpmeden önce hissizdim. Yani kalbim ölü gibi çok yavaş atıyordu ve Hiçbir şey düşünmüyordum ama öptükten sonra kalbim oluru varmış gibi çok hızlı atmaya başladı, ellerim bile anlık titredi ve zihnimde tek bir düşünce vardı: dudaklarının yumuşaklığı ve tadı. Şimdi dile getirince kendimi sapık gibi hissettim... neyse işte o gün sana olan düşüncelerimin değiştiği zamandı. İlk zamanlar senden nefret eden ben şu anda nefret kırıntısı bile taşımıyorum. Çünkü..." Konuşmama kısa bir ara verdim ve gözlerimi kapatıp son sözümü söyledim: "Seni seviyorum." 

Sessizlik. Benim nefes sesim dışında bir ses yok. Taehyung'un nefes sesi bile yok. Öldü mü acaba? Hemen söylemesemiydim? Kalbine indi sanırsam...

Bir kaç dakika geçmesine rağmen hâlâ bir ses gelmeyince gözlerimi açıp Taehyung'a baktım. Ben ölmesini bile beklerdim ama dolan gözleri ile ağlamamak için kendini tutan Taehyung'u beklemezdim.

"Taehyung ne oldu?" Sesimin telaşlı ve endişeli çıkmasını engelleyemedim. Onu ilk defa ağlarken görüyorum ve bu bana iyi gelmiyor.

Ellerimi kaldırıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve baş parmaklarım ile akan gözyaşlarını nazikçe sildim.

"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Sanki bunu dememi bekliyormuş gibi ağzından bir hıçkırık kaçtı ve hızla kollarını bana doladı. Bana sıkı sıkı sarılırken ağlaması daha da arttı ve Yüzünü boynuma gömdüğü için gözyaşları boynuma akmaya başladı. Boynum da hissettiğim ıslaklık ile ilk başta irkildim ama sonra ben daha sıkı sarıldım. Boynuna doladığım ellerimden birini saçlarına çıkartıp nazikçe yumuşak tutamları sevmeye başladım.

"Boynumu sümük ediceksin. Sümüklü kurt." Şefkatli çıkan sesim ile sinirlenmek yerine ağzından tatlı bir kıkırdama çıktı.

"Ağlama artık koca sümüklü bebek seni." Dememle kollarını gevşetti ve kendini hafif geri çekince ben de kollarımı gevşetip uzaklaşmasına izin verdim.

Çok az uzaklaşıp gözlerime bakınca gözlerinin ağlamasından dolayı kızarmış olduğunu gördüm. Kendime engel olamadan ellerimi kaldırıp göz altlarını yavaşça sevmeye başladım.

Dark Lord Cyrus || TaeKookWhere stories live. Discover now