B Ö L Ü M : 30

202 12 0
                                    

Merhabaa can içimlerimm.

Aşağıdaki yıldızlarıı boşş bırakmayalım.

Keyiflii okumalarr 💕

*

B Ö L Ü M : ÇETE

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

B Ö L Ü M : ÇETE

Hani bazı kelimeler vardır ya, insanın içinde hoş bir heyecan bırakır. O anlardan birini yaşıyordum. Yüzümü tutan eli olmasa heyecandan yere yığılacaktım. Kalbim ağzımda atıyordu. Reha'nın üzerimdeki etkisiydi bu. Dokunuşları, bakışları yetmiyormuş gibi bir de dudaklarının arasından dökülen kelimeler eklenmişti. Çok şey söylemek istedim ama bu anı bozmak istemedim.

Kendini geriye çektiğinde çivi gibi suyun içinde hissettim kendimi. Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Ceketinin iç cebinden çıkardığı yeni model telefonu uzattı.

"Yeni telefonun. İçinde numaram kayıtlı. Akşam sekizde seni almaya geleceğim." İtiraz etmeme izin vermeden telefonu elime tutuşturdu.

"Ben bunu alamam. Kendime alacağım zaten bugün." Bıkkınca nefesini verdi. Sıkılmış gibi duruyordu.

"Gerek kalmadı. Akşam sekiz unutma."

Bedenimi kapıdan uzaklaştırdığında kulağıma doğru eğildi.

"Sana dokunulmasını sevmiyorum. Buna izin verme, Mon Ange." Açtığı kapıdan çıkarken kullandığı gizemli kelimeyi düşünüyordum. Araştırıp ne olduğunu öğrenmek değil, Reha'nın ağzından duymak istiyordum. O yüzden öğrenene kadar gizemini koruyacaktı. Elimdeki telefonu cebime sokarak peşinden çıktım.

Kendimi bahçeye attığımda Arya'nın yanına gittim. Meraklı gözleri üzerime çevrilmişti. "Nerde kaldın kız sen? Deliğe düştün sandım bir an. Yardıma geliyordum." Dediklerine kıkırdadım. İçimde amansız bir mutluluk olmuştu.

Reha sayesinde.

Omuz silkerek iyice gıcık ettim. Ayaklandığında koluma girdi ve tekrardan içeri girdik. Sınıfa geçtiğimizde cam kenarına, en arka sıraya yerleştik. Çok geçmeden eksik olan öğrencilerle beraber hoca sınıfa girdi. "Herkese günaydın." Uyuklayan birkaç öğrenci hocanın gür sesiyle beraber ayılmak zorunda kalmıştı. Elindeki siyah deri çantayı masaya bıraktı ve yüzünü sınıfa döndü.

"Ben geçici olarak edebiyat öğretmeninizin yerine geldim." Sınıftaki uğultular yükselirken hoca avuç içini sertçe masaya geçirerek derin bir sessizliğe hakimiyet kurdu.

"Gereksiz yere konuşan insanlardan nefret ederim." Dedikleri gülmeme sebep olmuştu. Hocada kendimi görmüştüm. Koyu bordo rujla renklendirdiği dolgun dudakları kadar, kıvrımlı fiziği de dikkat çekiyordu. Kim burada öğretmenlik yapmak isterdi ki? Kimsenin dersleri umursadığını düşünmüyordum. Herkes farklı bir kafadaydı.

İZBE RUHLARWhere stories live. Discover now