1.1-D.Y

6K 380 66
                                    

Alarmın sesiyle uyandıgımda göğüsümdeki ağırlığın izin verdiği kadar telefonumu cebimden çıkarıp alarmı kapattım. Hareketlendiğim için rahatsız olan göğüsümde yatan beden sızlanıp garip sesler çıkararak bana iyicene sokuldu.

Odanın karanlıgında yüzüme yansıyan telefonumun ışıgına alışmaya çalışırken aklıma gelen anılarla gözlerim büyümüş ve elindeki telefondan saate baktım. Şarjımda 6 kalmış.

22:12

Anskm

Selim'i dürtüp kaldırmaya çalıştım ama o sanki bana inat yaparmış gibi daha da sıkı sarılıyordu bedenime. En sonunda dayanamayıp flaşı acıp yüzüne tuttum.

"N'oluyo amk yaa. Bir rahat vermedin. "

"Uyan lan. Uyuya kalmışız. "

"Saat kaç? "

"22'i 14 geçiyo. "

"Hassiktir."

Hızla göğüsümden doğrulup telefonunu aradı. Bende kalkıp muhtemelen uykulu halimle çıkardıgım ayakabımı giyip ayağa kalktım. Yattıgımız pozisyonu şimdilik görmezden gelecektim.

"Ee napıcaz şimdi. "

"Kapıları kilitlemişlerdir. Önce sınıfa gidelim de çantaları alalım sonra çıkıcak bir yer buluruz. "

Selim'i onaylayıp odadan çıktım. Utandıgım için şuanlık yüzüne bakamıyordum. Sınıfıma çıkıp ki dediğim gibi sınıf en üst kattaydı bodrum katıyla tam 4 kat çıkıp indimiştim. Afedersiniz ama ebem s*kilmişti. Belki bir ihtimal diyerek çıkış kapısını zorladım ama açılmadı. Zaten açılmasını da beklemiyordum.

"Hayatımda gördügüm en boş çabaydı bu arada. "

Arkamdan gelen sesle irkildim.

"Biliyorum. Ee nerden çıkıcaz. "

"Gel benimle. "

Selim'i takip edip 1. Katta koridorun sonunda bir sınıfa girip pencereyi açtı. Yerden atlabileceğimiz kadar yüksekteydi. Önce selim sonra da ben atlayıp pencereyi de arkadan kapatabildigimiz kadar kapattık.

"Demirlerden atlayabilir misin. "

"Yani, sanırım atlarım. "

"Güzel."

Çıkış kapısındaki demirlere yürüyüp atletik bir hareketle üstünden atladı. Bende tek omzuma taktıgım çantamı diğer omzuma da geçirip nasıl atlayabilecegimi hesapladım kendimce.

"Seni tutmamı ister misin? "

Alaylı sesine göz devirip homurdandım. Benimle dalga geçiyordu. Yavaş hareketlerle demirlerden atladıgımda hafif sendeleyip Selim'in göğüsüne çarptım. O da refleksle belimin iki yanında tutmuştu.

Boyu benden bir kaç santim küçük olduğu için nerdeyse dudaklarım burnuna degicekti. Bir kaç saniye kalakalmıştım. Sonra başımı iki yana sallayıp kendimi geriye çektim.

Selim de ellerini belimden çekip bakışlarını kaçırarak ensesini kaşımıştı. Bende bu garip atmosferi dagıtmak için yalandan öksürüp zar zor bulduğum sesimle konuşmaya başladım.

"Ee buraya yakın mı oturuyosun? "

"Hayır. Arabayla gelirim normalde de işte okulun otoparkında kapalı kaldı. "

"Hmm. Gidicek başka bir yerin yoksa bana gel istersen. "

Gözlerimin içine bakıp ciddi olup olmadıgı anlamaya çalıştı. Bu soruyu bende benden beklemiyordum. Sonra gözlerini kaçırıp omuz silkti.

"Tamam gel o zaman. "

Evim zaten okula 10 dakika uzaklıktaydı. Sessiz bir yürüyüşün ardından apartmana girip asansöre yöneldim. Civciv gibi beni takip eden selim'le kahkaha atmak istesemde gülüşümü zar zor bastırdım.

"Ailen bir şey demez mi? "

"Babam evde değil merak etme. Ev boş"

"Annen? "

"Boşandılar."

"Kusura bakma bilmiyordum. "

"Saçmalama aq. "

Bu sırada eve gelmiştik çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım ve içeri geçtim. Selim'in de geçmesi için kapıyı tutum.

İçeri geçip ayakkabısını çıkarmasını bekledim. Sonrasında Selim'i salona yönlendirip mutfağa geçtim. Çantamı da odama atmıştım.

"Kahve ister misin? "

"Olur."

Kahve suyu koyup salona geçtim. Selim de bu sırada deri çeketini çıkarıyordu. Televizyon kumandasını alıp kendimi koltuğa attım. O da kendini yanıma atıp bu seferde okul formasının kravatını çıkarıp beyaz gömlegin ilk iki dügmesini açtı.

"Sen okula serbest gidince niye bir şey demiyorlar? "

"Bilmem. Çogu kişi giymiyor ki forma. Bir enayi sensin galiba. "

"Normalde bende giymem de babam zorluyor. "

"Rahat kıyafetler ister misin? "

Sessiz kalınca başımı Selim'e doğru döndürdüm. Yüzünde anlamadıgım bir ifade vardı. Benim ona baktıgımı farkedip bana baktı. Bir süre yüzümü inceleyip kısık bir sesle;

"Olur." dedi.

Yerimden kalkıp elimdeki açmadıgım televizyonun kumandasını kucagına atıp odama geçtim. Dolabımın karşısındaki aynadan kendime bakınca üstümdeki beyaz sweati çıkarmadan altıma bir şort geçirdim.

Selim'e de bir sweat ve eşofman alıp yatagın üstüne attım. Mutfaktan ketılın sesini duyunca mutfağa geçerken ve Selim'e seslendim.

"Odamda degiştirebilirsin üstünü. "

"Tamam da odan nerde? "

"Sağdan ilk kapı. "

"Tamam. Teşekkürler. "

"Ne demek. "

Kahveleri hazırlayıp içeri geçtim. Sonra aç olabileceği ihtimali aklıma gelince hafiften bende acıktığımı hissettim. Tekrar mutfağa geçip buzdolabından ne yapabileceğine baktım. Sonra aklıma noodle stoğum gelince ocağa su koyup noodle yapmaya başladım.

Selim benim verdiğim kıyafetlerle mutfağa gelince ben onu süzerken o da beni süzmüştü. Kıyafetlerim onun üstünde daha bi güzel gelmişti gözüme. Bana yandan bir sırıtış gönderip yanıma adımladı.

"Sweatin güzelmiş. "

Üstümdeki beyaz sweate bakıp bir şey demeden önüme döndüm. Bu sweat sanırım bana şans falan getirmişti.

"Teşekkürler."

"Ne yapıyorsun?"

"Noodle. Sever misin? Başka bir şey yapmaya aşırı üşendim. "

"Çok severim. Aslında pek aç değildim ama neyse. "

"Ahh kahveler içerde kaldı. "

"Ben getiririm. "

"Tamam saol. "

Kahveleri getirip noodle lar olana kadar mutfak masasına oturup sohbet etmiştik. Noodle lar oluncada bol yoğurtlayıp salonda saçma bir film açıp dalga geçerek yemeğimizi yemiştik.

Sanki bu yaptıklarımız bir rutinmiş gibi ikimizde hiç sorgulamıyorduk aramızdaki samimiyeti. İkimizde uykumuzu aldıgımız için bir de yarın okul olmadıgı için 6'ya kadar salak salak filmler izleyip gülmüş sıkılıncada oyun konsolundan oyun oynamıştık.

Hayatımda geçirdigim en iyi akşam olabilirdi. Ve ben hayatımın geri kalanını bugünü tekrar tekrar yaşayarak geçirebilirdim...

×××××

Bu kitap benim iradem dışında ilerliyo aq imdattttttt

Efulim ~bxb~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin