3.0/D.Y

2.9K 207 89
                                    

Biraz ateşli geçen otobüs yolculuğundan sonra bize göz kulak olmak için gelen 3 hoca bizi sıraya dizmiş yoklama almıştı. Şimdide burayla hiç ilgisi olmayan ve neden geldiğini anlamadıgım İngilizce hocası konuşmaya başladı.

Harbi ne alakaydı bu hoca aq. Biz çalışmak için gelmemiş miydik bu kampa. İngilizce mi çalışıcaktık. O kadar dersin içinden. Bari matematik hocası gelseydi. Ekibe bak ingilizceci, bedenci, biyolojici. Bu ne be.

"Evet çocuklar. Beklendiğinden az katılım olduğu için her eve 4 kişi kalıcak şekilde ayarladık. İsim listesini fatih bey okuyacak birazdan iyi dinleyin. Kampımız 1 hafta sürücek. Bu süre boyunca çokça etkinlik yapmayı düşünüyoruz ki kampımız eğlenceli geçsin."

Konuşmasının sonunda bedenciye yani fatih hocaya bir bakış atıp isim listesini okumasını rica etti. Tek tek isimler sayılırken ben içinden selim ile kalayım diye dualar okuyordum.

"Ali, melis, selim ve caner 10 numara sizin. -"

Ali koşa koşa hocanın yanına gidip anahtarı alırken omuzlarım düşmüştü. O kadar da dua etmiştim.

"Hangi selim hocam?"

Göremedigim bir yerden ses gelince kaşlarımı çattım. Bir tane daha mı selim vardı bu okulda aq.

"Selim Can korkmaz"

İçim öyle rahatlamıştı ki anlatamam. Hâlâ şansım vardı. Bu gergin bekleyişimden Selim'e odaklanamasam da yandan kıkırdadıgını duyuyordum. Sen gül bakalım selim efendi bir aynı odaya çıkmayalım da o zaman bu kadar gülebilecek misin??

"Açelya, bahar, efe ve selim özkan 15 numara sizin. "

İçimden sevinç çığıkları atarken kızlardan biri anahtarı almıştı hocadan. O kadar sevinmiştim ki şuan her boku siktir edip Selim'in kucagına atlıyabilirdim. Ben aklımdan Selim'in başrolde olduğu (fesat algılamayın alklkslkd) senaryolar kurarken hoca isim listesini bitirmişti.

"İsmi okunmayan varmı? ... Güzel. Herkes evlere dagılsın yerleşe bildiğiniz kadar yerleşin, yarım saat sonra akşam yemeği yiyeceğiz. İsteyen uyuyabilir. Zorunlu değil."

Herkes dagılırken ben hâlâ olduğum yerde durunca artık selim sürüklüye sürükleye evimize götürmüştü. Ay evimiz mi demiştim ben. O da olur bir gün inşallah!!!

Bungalov eve geldiğimizde kızlar etrafı kurcalama ya başlamıştı bile. Aralarındaki samimiyete bakılırsa tanışıyorlardı muhtemelen.

Kızıl saçlı kızın gözleri bizi bulunca konuşmaya başladı.

"Hah geldiz. Benim acayip uykum var o yüzden hemen yatakları karalaştıralım mı?"

"Olur. Efe ben bu arada. "

"Bende açelya bu da bahar. "

"Tanıştıgıma memnun oldum. "

Hiç beklemediğim şekilde elini uzatınca bende tutmak durumunda kaldım. Diğer kıvırcık saçları tabiri caizse 'erkek' gibi kesilmiş kızda soğuk görünüşünün aksine gülümseyip elini uzatmıştı.

İki kızın da gözleri Selim'i bulunca o hiç umursamadan bahar denen kızla birleşik olan ellerimize kitlenmiş bakıyordu. Elimi bahradan çekip Selim'i gösterdim.

"Bu da selim. Kendisi biraz keko. "

Bana göz devirip bayık bakışlarla etrafı taradı.

"Ee yataklar nerde? "

"Birisi yukarıda diğeride merdiven altındaki odada."

Nasıl yani iki tane mi yatak vardı.

Açelyanın ardından bahar konuştu.

"Şey diye düşündük biz. Baharla biz odada kalalım siz yukarıda nasıl fikir. "

İki tane yatak vardı ve birinde kızlar digerinde selim ile ben?? Nasıl ya. Aynı yatakta mı uyuycaktık.

Selim onaylayınca gözler bana döndü. Burdaki durumu tek ben mi garip karşılamıştım aq.

Kafamla belli belirsin onaylayıp titreyen ellerimle velizimi yukarı tanışımaya başladım. Bir yanım yanlış anladıgım ve yukarı çıktıgımda iki ayrı yatakla karşılaşıcagını düşünürken diğer yanım uyurken çaktırmadan nasıl sarılırım diye planlar yapmaya başlamıştı bile. Temennim ikincisi olması yönündeydi.

Ve beklediğim gibi oldu. Tek büyük bir yatak...

Kalbimin sıkışması normal miydi. Selim de valizini bir köşeye atıp yer yatagına attı kendini. Aşağıdan kızların biz yatıyoruz demesiyle aslında aç olduğum halde yemeğe gitmemeye karar verdim. Sebebini söylememe gerek yoktu sanırım.

"Ee ne dikiliyon orda. Gitcen mi yemeğe. "

"Yok aç değilim. "

"İyi bende. "

Birden üstünü çıkarıp bir kenara fırlattı. Nasıl ya. Valizini açıp sıfır kollu tşört ve eşofman çıkardı. Ben put gibi kalmış izlerken o üstünü geçirip ayağa kaktı. Eli eşofmanın lastik kısmından gittiğinde gözleri bana döndü.

"Dönsene arkanı ne bakıyon. "

"Hı? Ha şey pardon. Birden şey olunca şey oldu. "

Daha fazla rezil olmadan aşagı indim. Susamıştım. Küçük mutfaga yakışır küçük buzdolabını açıp içinden suyu alıp depeme diktim. Sakinleşmem lazımdı. Aptal aptal hareketler yapmamalıydım.

Bir kaç dakika nefes alış verişi mi düzenlemesini bekleyip yukarı çıktım. Selim yatağa uzanmış telefona bakıyordu. Valizden giyeceklerimi alıp ışıgı kapattım. Karanlıkta bir çırpıda üstümü degiştirip kendimi Selim'in yanına attım.

Onun gibi telefonumu alırken bu sahne daha öncede yaşamış olmamız gülümsetmişti. Babama konumu atıp çıktım. Hemen görüldü olmıştu ama bir şey yazmadı.

İnstagram'a girip storylere bakmaya başladım. Hâlâ niyeyse takip ettiğim begümün st'sini görünce onunda burda olduğunu anladım. Kafam sürekli farklı yerlerde olduğu için fark etmemiştim.

Sıkılıp telefonu bıraktım. Selim'e bakınca twitter da dolaştıgını gördüm. Çok garip bir ortam olduğu için ortam yumuşasın diye konu açmaya çalıştım.

"Aynı yatakta olmamız bana mı garip geliyo sadece. Sen çok tepki de vermedin. "

"Daha öncede birlikte yatmıştık zaten. "

"Doğru."

Tekrar sessizleşen ortamda sonunda telefonu bırakıp bana çevirdi kafasını ve konuşmaya başladı.

"Yastıga veya her hangi bir şeye sarılmadan uyuyamıyorum. O yüzden sana bir anda sarılırsam korkma. "

Ne korkması be istersen yastıgın bile olabilirim. Her gün bana sarılarak uyuyabilirsin.

"Sorun değil. "

İçimden neler neler geçsede sesime yansıtmak istemedim. İlk günden korkutmamam lazımdı.

Ben ne bileyim uyurken iç güdüsel bir şekilde sarılır falan diye düşünürken birden bana sarılınca napıcagımı şaşırdım. Bu kadar ani beklemiyordum.

Rahat edememiş olucak ki bir bacagını üstüme atıp, boyun girintime de kafasını sokmuştu. Bütün akşam rahat edebileceği o pozisyonu bulmanın keyfiyle mırıldanmıştı. Boynumda nefesini hissdiyordum.

Heycanlanmamın getirişiyle yerimde kıpırdatınca selim bey rahatsız okumuş ki bana sardıgı kolu sıkılaşmıştı.

"Sorun yok dedin efe. "

Bir şey diyemedim. Öylece durdum. Selim direkt uyku moduna geçince uyumak için kendimi zorlasam da olmadı. Bana sarılan kollarını, üstüme attıgı ayagı, boynumdaki nefeslerini görmezden gelerek uyumak çok zordu.

×××××
Çok mu yavaş gidiyoruz???

Küçüktür işareti üç

Efulim ~bxb~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin