"Tesadüfler, hikayelerin tam da başladığı yerlerdir."
___________
"Hırsız ! Buldum seni." Kapının önünde beni suç üstü yakalayan sarışın çocukla göz göze geldiğimde donup kaldım.
Ne yapacağımı bilemeyerek hiç düşünmeden gözlerimi kapatıp kendimi yere attım.
Evet baygın taklidi yaptım.
Zemine düştüğümde sertçe yere çarpan ve sızlayan kolumu umursamadan hareketsiz durmaya çalışıyordum.
Bayılma taklidi yapmak fazlasıyla riskliydi. Bunu biliyordum fakat çantasını neden ve nasıl çaldığımı sorduğunda verecek hiçbir cevabım yoktu.
Kahretsin diye geçirdim içimden
Milyon kez kahretsin!
Adım sesleri yavaş yavaş arttı. Yanıma geldiğini hissettiğimde durdu ve iki parmağını boynuma dayayarak nabzımı ölçtü. Sonra ise hızlı adımlarla uzaklaştı. Yardım çağırmaya gidiyor olmalıydı.
Ne yapacağımı bilmeden hızlıca ayağa kalkıp mahkumların yanına gittim. Una noldu dercesine kaşlarını çattığında bir çırpıda konuştum.
"O sarışın adam beni hırsız zannetti ve baygın taklidi yaptım. Şimdide yardım çağırmaya gitti. Bir şeyler yapın."
"Seni niye hırsız zannetti?" Magnus'un sorusuna cevap veremeden üst kattan gelen sesleri duymamla odaya dönüp aynı şekilde tekrar yere uzandım.
Mahkumların arkamdan seslendiklerini işittim fakat cevap vermedim. Birden odaya doluşan seslerle kalp ritimlerim hızlandı. Sarışın adam sağlık görevlilerini çağırmış olmalıydı. Görevliler hiçbir şeyim olmadığını görüp taklit yaptığımı anladıklarında ne yapacağımı bilmiyordum fakat şimdilik sadece bekledim ve hareketsiz kaldım.
Görevlilerden biri nabzımı ölçtükten sonra beni bir sedyeye yatırdılar. Sedyede ilerlerken Una'nın "Kardeşime ne yaptın." diyen ince sesini işittim.
Bana kardeşim demişti. Gerçek olmasa da kardeşim demişti. Bu his gerçekten çok güzeldi. Ablamın hayatta olup bana bir kez kardeşim demesi için her şeyimi feda edebilirdim.
"O senin kardeşin mi?" diye sordu biri. Tam emin olmasamda bu sesin sahibi sarışın adam olmalıydı.
Sedyenin durmasıyla zindandakilere bir şeyler söyleyeceğini anladım.
"Ona ne yaptın ?" diye bağırdı Una. Benim için endişelenmesi çok hoşuma gitse de bunun rol icabı olduğunun farkındaydım.
"Onu çabuk buraya getir." diye bağıran Darcy oldu bu sefer.
"Kardeşimi öldürmüş." dedi ağlamaklı bir sesle Una.
"Eğer ona bir şey olduysa-" diye hiddetle söze girdi Darcy. Ama lafını yarım bıraktı. Bana bir şey olursa o gardiyan hiçbir şey yapamayacakları gerçeğini anlamış gibi.
"Seni öldürürüz." dedi tükürürcesine Magnus. "Anladın mı ? Seni öldürürüz !" Una'nın bir kaç ağıtı eşlik etti Magnus'un cümlelerine
Onlarla çıkarlarımız için bir ekip olmuştuk. Bana bir şey olacağı için değil, bana zarar gelirse bu zindandan kaçamayacakları içindi bağırışları.
"Ona bir şey yapmadım." dedi sarışın adam. Sesi şaşırmış çıkıyordu. Şaşırması normaldi.
"Onu öldürmeye çalıştığını bütün saray öğrenince onlara da aynı şeyi söylersin Bay Adolfo."dedi Magnus.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ ÇİÇEĞİ
FantasyNikerofya'nın her yerinde çıkan yangınların bir tesadüf olmadığını herkes biliyordu. Halk huzursuzdu. Kral Barnaby öfke doluydu. Karanlık ateşin kaynağının öylesine ihtimaller olmayacağını anlayabilecek kadar zeki bir adamdı. Kara büyü. Güç her zama...
