13.Bölüm

5.2K 299 34
                                    

Barda çalıştığımdan bu yana tam bir hafta geçmişti. Ve ben bu süreçte hiç bir. Şekilde dışarı çıkmamıştım.

Cihan ve onun sözleri aklımdan asla çıkmıyordu. Sezgin abide bir terslik olduğunu farketmişti.

Bunu bana sorduğunda bir sıkıntı olmadığını iş yerinde rahat etmediğimi söylemiştim. Anlayışla karşılamıştı.

Zaten o gün abimi yanlız bıraktığım için ayrı bir suçluluk hissediyordum. Abim bana tüm olanları anlattığında göz yaşlarımı tutamamıştım.

Sezgin abi olmasaydı durumu dahada kötü olurdu. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı.

Sezgin abi benim için iş ayarlayabileceğini söylemişti fakat kabul etmemiştim. Cihandan uzak durmam benim için daha iyi olacaktı.

Ondan nefret etmiyordum sadece o sözlerinden sonra onunla birdaha karşı karşıya gelmek istemiyordum.

Bugün ise sezgin abi, abimi arayarak önemli bir şey konuşmamız gerektiğini söylemişti ve bizi restorana davet etmişti. Ve bizi almaya da o gelecekti.

Ben her ne kadar istemesemde sezgin abi ısrar etmişti bu konuda. Normal bir şekilde giyinip odamdan çıktım.

Abim zaten çoktan hazırlanmış beni salonda bekliyordu. Yanına oturup yaralı olsan elini avucumun içine hapsettim.

"Elin hala acıyormu?"

"Hayır. Sen hazırmısın?"

"Evet hazırım gidelim hadi." birlikte evden çıktığımızda sezgin abinin zaten bizi beklediğini gördüm.

Arabasına yaslanmış bir şekilde evden çıkan bizi fark ettiğinde gülümsemeye başladı. Daha doğrusu abime gülümsüyordu.

Hiç beklemeden abime sarılması ve abimin de ona sarılması çok güzel birşeydi.

Farkındamıydılar bilmiyorum ama birbirlerine aşık olduklarına adım gibi emindim. Üstelik çok yakışıyorlardı.

Onlar ayrıldıktan sonra sezgin abiyle de merhabalaştıktan sonra arabaya binmiştik.

İkisi önde sohbet ederken ben kafamı cama çevirmiş dışarıyı seyrediyordum. Cihan hiç bir şekilde aklımdan çıkmıyordu.

Kalbim onu görünce depar atarken beynim ondan uzak durmam gerektiğini uyarıyordu adeta.

Neyseki fazla sürmeden arabadan inmiştik. Geldiğimiz restoran oldukça lükstü. Buraya ayak uydurabilirdim umarım.

İçeri girdiğimizde oldukça hoş karşılamıştılar bizi. Sezgin abi tanıyor olmalılarki ilk içeri girdiğinde herkes özellikle saygıyla karşılamıştı.

Bizi en köşede ve en sakin masaya yönlendirmişlerdi. Zaten arabadan indiğimizden beri sezgin abi, abime yardımıcı oluyordu.

Birlikte oturduğumuz da ikisi karşımda ben tek oturmuştum.

Sezgin abi konuşmadan önce garsonu çağırıp menüyü istemişti.

Menüye baktığımda bir yemek fiyatıyla gözlerim şokla açılmıştı. En ucuz yemek fiyatı 1.500 idi.

Her ne kadar sezgin abi ödeyeceeğini söylesede bu tepkimi yansıtmam doğru olmazdı.

Sezgin abi, abim için bir şeyler istedi. Kendi siparişini de verdikten sonra bana bakmıştı. Durumu anlamış olacak ki.

"Meftun parayı dert etme bu restoran da bize ait"

İster istemez utanmıştım. Rastgele bir yemek söylediğimde garson onaylayıp gitmişti.

Karşımdaki ikili tekrar sohbet etmeye başladıklarında yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle bakışlarımı oraya çevirdim.

Sezgin abide fark ettiğinde önüne dönmüştü. Cihan herzamanki soğuk ifadesiyle yanımda oturuyordu. Bana baktığında. Bende ifadesiz bir şekilde baktıktan sonra bakışını ilk çeken ben olmuştum.

Yemeklerimiz geldikten sonra herşey gayet sakin geçmişti. Bir an önce sezgin abinin bize diyeceği şeyi öğrenip eve gitmek istiyordum.

"Muhtemelen ne diyeceğimizi merak ediyorsunuzdur." diye konuyu açmıştı sezgin abi.

Abim başını sallayarak onayladığında konuşmaya devam etmişti. "Ben ve cihan, keremin ameliyat parasını ödemek istiyoruz."

Bunu dediği an abime bakmıştım. Yüzünde tedirginlik vardı. Ve ben bunun neden olduğunu anlamamıştım.

"Bunu ilk size danışmak istedik. Sizden borç falanda istemiyoruz. Ama -abime dönüp ellerini tutarak- lütfen bu isteğimizi kabul et" demişti.

O an anlamıştım. Sezgin abi, abime aşıktı. Bu konuda asla birşey demeyecektim. Tüm kararı abime bırakmıştım.

Abimin yanlız konuşmak istediğini anlamıştım. Sezgin abiye dönerek "ben biraz abimle yanlız konuşabilirmiyim?" demiştim.

Bir şey dememişlerdi. Ayağa kalkıp abimin yanına gittim. O an cihana kaymıştı gözlerim. Göz göze gelmiştik.

Çok özlemiştim onu...

Abimle birlikte dışarı çıkmıştık. Restoranda ait bir Bahçeydi. Oldukça güzel bir yerdi.

Abimle orada bulunan bir banka oturduk. İkimizde sessizdik "kabul edecekmisin?" diye konuyu açtım.

"Bilmiyorum. Ama kabul etmek istiyorum. Artık görmek istiyorum. Artık bu belirsizlik canımı yakmaya başladı. Özellikle sana yük olmaktan kurtulurum." demişti.

"Abi sana hep aynı şeyi söylemekten yoruldum. Sen bana yük falan değilsin bunu ne zaman anlayacaksın?"

Konuyu daha fazla uzatmak istemedim.

"Tamam o zaman bunu sezgin abiye söylersin. Onu ne kadar görmek istediğini tahmin edebiliyorum"

Derince yutkunup "ben onu seviyorum" bu dediğine gülümsemiştim.

"Hadi gidelim bakalım sezgin abinin tepkisi ne olacak" birlikte restoranın içine girmiştik yeniden.

Aynı yerlerimize geçtik. İki kuzen özellikle sezgin abi merakla abimin cevabını bekliyordu.

"Sezgin bunu kabul edecğim fakat daha sonra ödemek şartıyla"

Sezgin abi itiraz ederse abimin de vazgeçeceğini biliyordu bu yüzden kabul etti.

Yemeklerden sonra eve gitmiştik fakat değişen birşey vardı. Sezgin abi, bana abimle yanlız kalmak istediğini söyledi ve onlar önden gittiler. Şuan ise ben cihan Birlikte gidiyorduk onun arabasıyla.

Cihan önce halletmesi gereken bir işi olduğunu söyleyip başka bir yere sürmüştü arabayı. Hiç bir şey demedim. Ne ona bakıyor nede konuşuyordum.

En sonda arabayı sakin bir yerde durdurduğunda şaşırmıştım. Burdamı işi vardı?

"Özür dilerim" bunu dediğinde şaşırmıştım. Çünkü beklemiyordum.

"Sorun değil artık eve bırakırmısın beni." demiştim ona bakmadan.

Böyle bir tepki verdiğim için sinirlenmişti. Başka birşey demeden arabayı hızlı bir şekilde eve doğru sürdü.

Eve fazla yakın değldik. Şuan o kadar hızlı sürüyordu ki olduğum yere sinip titremeye başladım.

"Yavaş sür" dedim. Fakat beni duymuyor daha da hızlı sürüyordu.

Korkudan gözlerim dolmuştu. Kolunu tutup "lütfen yavaş ol" gözlerini bir saniye bana çevirdiğinde kaşları çatıldı.

Ardından arabayı tekrar durdurdu. Derin bir nefes alıp çevirdi gözlerini "özür dilerim yemin ederim o sözlerim için pişmanım" demişti.

Göz yaşlarımı silip "sorun değil unuttum gitti. Sadece birdaha olayları tam bilmeden sonuçlar çıkarma" demiştim.

Başını sallayıp tekrar sürdü arabayı. Eve gidene kadar ikimizden de çıt çıkmamıştı.

Arabayı evin önünde durduğunda cihana baktım. Kuru bir vedadan sonra kendini eve atmıştım.

Amor  bxbOn viuen les histories. Descobreix ara