BÖLÜM:2

33.6K 803 190
                                    


İyi okumalarr🫀

Bir dakika. Yanındaki annem mi?

"Bora Bey hanımefendi sizinle gö-" Afra konuşurken sözünü kesip ayağa kalktım.

"Ne işin var senin burada?" Diye diklendim karşımda duran anneme.

"Oğlum dur beni bir dinle" o kadın konuşurken ben Afra'ya dönüp sinirle baktım. Korkmuştu.

"Bana niye haber vermiyorsun Afra. Birisi gelmeden önce bana ulaşıp haber vereceksin , görevin ne senin burada!" Diye bağırdığım da yutkundu.

"Bora Bey ben... ben söyledim ama dinlemedi. Müsait olmadığınızı dile getirsem de hızla sizin yanınıza gelince koşarak yetişmeye çalıştım ama sizinle acil konuşmak istediği için bişey yapamadım. Özür dilerim." Başını eğerek konuşuyordu.

"Çık dışarı!" Ben her ne kadar çık desem o anneme bakıp "bişey içer miydiniz?" Diye sorunca daha da sinirlendim.

"Afra çık dedim sana!" Bağırınca kafasını hızla sallayıp odadan çıktı.

"Ne istiyorsun benden. Noldu yine paraya mı sıkıştın? Söyle ne kadar istiyorsan vereyim,sonra da defol git buradan. Bir daha da karşıma çıkma." Tek nefesle konuştuğum da o kadın ağlayarak bana sarılmaya çalıştı. Ama sadece çalıştı. Kendimi geriye çekip masama geçtim.

"Geç otur" diyince başını bir sağa bir sola salladı.
"Oturmayacağım. Seninle buraya birşey konuşmaya geldim. Şirketi satacağını öğrendim oğlum , yapma. Burası babandan sana kalan tek miras. Burayı satarak hayatını mahvetme oğlum." Sinirle bir kahkaha attım.

"Ne zamandan beri oğlunu düşünür oldun, Piraye Hanım. Buraya gelme sebebin bu mu sadece gerçekten. Bak kendinde söylüyorsun, babam burayı bana bıraktı, bana. Bırak da şirketi satıp satmayacağıma ben karar vereyim."

"Hayır!" Diye bağırdı.

"Satamazsın Bora. Elinde bir işin olmazsa ben de parasız kalırım. Senin bana karşı nefretin yüzünden benim kalacak yerim yok,cüzdanım da beş kuruş param yok. Emin ol şu sefil halimle bile burayı satmana asla izin vermeyeceğim, böyle birşey asla olmayacak duydun mu beni? Asla!" Diye bağırınca hızla ayaklanıp kolunu sıkıca tuttum.

"Senin gibi bir katile hala para vermeye çalışıyorsam bana kurban ol. Sen benden babamı aldın, Piraye Hanım. Ama bu senin niye umurunda olsun ki tek derdin para. Utanmadan karşıma geçip şirketi satmana izin vermem diyorsun bir de. Kimsin sen lan!" Diye bağırdım ve kolunu bırakmadan kapıyı açıp kulağına fısıldadım. " Bu seferlik sana birşey yapmadığıma şükret Piraye Hanım. Bir daha bu kapıdan adımını atarsan , annemsin demem öldürürüm seni." Kolundan fırlattım ve yere düştü.

"Alın bu kadını ve asla bir daha bu şirketten adım atmasına izin vermeyin, anladınız mı beni?" Diye bağırdığımda çalışanlardan biri tamam diyip kadını yerden kaldırdı. Yanımdaki odada duran Afra bana korku içinde bakıyordu. Kapısı açık olduğu için net bir şekilde görebiliyordum.

"Afra , sert bir kahve söyle bana. Çabuk ol." Masasının başından hızla kalkıp kafeteryaya doğru gitti.

Afra'nın ağzından

Bora'nın bir kadına karşı bu tavırı beni korkutmuştu. Her ne kadar beni ilgilendirmeyen bir konu olsa da o kadınla konuşup işin aslını öğrenmem lazımdı.

Bora Bey'in kahve istemesi üzerine kalkıp kafeteryaya gittim sert bir kahve yaptım.

Kafeteryanın camından baktığımda kadının dışarıda , kaldırımda oturduğunu gördüm. Kahveyi yapıp yanına gittim ve omuzuna dokundum. İrkilerek yüzüme bakınca yüzüme gülümseme kondurdum.

SEKRETER (+18)Where stories live. Discover now