BÖLÜM:13 (+18)

28.9K 406 99
                                    

Arkadaşlar oylar,okunmalardan daha düşük. Sınır da koymak istemiyorum ama okuyan kişiler birer oy atsa çok mutlu olurum.

İyi okumalarr ❤️❤️

Şiddetli bir baş ağrısı ile gözlerimi yavaşça araladım. Etrafa göz gezdirdiğim zaman küflenmiş ve ağ tutmuş duvarlar görüyordum. Son olanları hayırlayınca korku içinde yerimde oturur pozisyona gelip hızlı hızlı nefesler aldım. Kaçırılmıştım.

Etrafa daha çok göz gezdirdiğim de yattığım pis yatağın çaprazında bir kapı vardı. Ayağa kalkıp kapıyı açtığım da banyo olduğunu görünce hayal kırıklığına uğramıştım resmen. Zaten beni kaçırıyorlarsa niye kapıyı açık bıraksınlar ki Afra!!

Arkamı döndüğüm de bir kapı daha gördüm. Bu büyük ihtimalle çıkış kapısıydı. Hızlı adımlarla gidip kapıyı açmaya çalıştım fakat tam da tahmin ettiğim gibi kapı kilitliydi. Kilitli kapıya vurarak bağırmaya başladım.

"Çıkarın beni burdan,aptallar! Bora beni bulursa bunu yanınıza bırakır mı sanıyorsunuz?" Dakikalarca sesim kısılırcasına bağırdığım sırada kapının açılma sesini duyduğum gibi bir adım geriye gittim. Kapı açıldığında içeriye uzun boylu, evet hatta baya uzun boylu ve korkutucu bir adam girdi. Sinirden dişleri kasılıyordu. Üzerime yürüdükçe geriye gidiyordum ama sonunda belim duvarla buluşunca korku içinde adama bakıyordum. O da pis pis sırıtıyordu.

"Hadi bağırsana,az önce havlamasını biliyordun. Noldu da şimdi kedi gibi oldun!" Gözlerimden yaşlar akmaya başlıyordu. Adamın sesi ve görüntüsü o kadar korkunçtu ki şuan şurada altıma sıçabilirdim.

"Bırakın beni,ben size ne yaptım? Para mı istiyorsunuz, söyleyin ne kadar isterseniz vereyim. Yeter ki bırakın beni." Yüzüme daha çok yaklaştı. Kafamı geriye doğru çeksem de nefesini hissediyordum. Korkudan tir tir titremeye başladım.

"Bora senin gibi güzel bir kızı bulduğu için çok şanslı." Parmakların ucunu yanağıma götürüp küçük küçük dokundu ve konuşmaya devam etti.

"Ama sen onu bulduğun için hiç şanslı değilsin, prenses. O senin hayatında olduğu sürece hep zarar göreceksin. Aynen şuan göreceğin gibi!" Diyip ellerini belime götürmesiyle refleks olarak ittim. Biraz geriye sendeledi ama tekrar yaklaşıp dudaklarımı zorla öpmeye başladı. Geri çekildiği gibi bağırdım.

"İmdaatt! Kimse yok mu?!!" Ağzımı eliyle kapatıp saçımı sertçe eline dolayıp çekti.

"Burada seni duysa duysa adamlarımdan başka kimse duymaz, prenses. Şimdi o güzel sesini boşuna yorma. İnlemelerin için lazım olacak." Pis pis güldü ve elini ağzımdan çekip kapıyı kapatarak kilitledi ve gitti. O gittiği gibi dizlerimin üstüne yığılıp bağırarak ağladım. Hiç korkmadığım kadar korkuyordum şuan.Bu pis yerden kaçmazsam resmen burada fahişe gibi kullanılacaktım. Neredesin Bora? Ne olur beni buradan bir an önce kurtar...

Bora'nın anlatımıyla

On iki saat... Evet,tam on iki saattir deli gibi aşık olduğum kızı hiçbir yerde bulamıyordum. Kadir denen o piç evimde çatışma çıkarıp, bir de üstüne sevdiğim kızı bana inat kaçırmıştı. Gidebileceği tüm mekanları aradım, kaldığı tüm semtleri delik deşik ettim. Ama yoktu... Yer yarıldı,yerin içine girdi sanki şerefsiz!

Onu bulunca canını kendi ellerimle alıcaktım. Bana yaşattığı bu acının aynısını ona dibine kadar yaşatacaktım. Ama şuan tek derdim, Afra'yı bulmak.

2 gün sonra...

Elim ayağım bağlanmıştı resmen. Sevdiğim kız onun elindeydi ve ben sadece bir parkın bankında oturmuş içmekten başka birşey yapamıyordum. Onu bulamadıkça kafayı yiyordum. Elini tutamayınca deliriyordum. O kaçırıldığından beri uyumadım, yemedim,içmedim. Sadece sigara ve içkiden başka birşey süremedim ağzıma...

SEKRETER (+18)Место, где живут истории. Откройте их для себя