Bölüm 26: filmler ve gözyaşları

10.2K 588 37
                                    

Sahanın sekizinde bölüm atıyorum. Hayrını görün.

⚡️

Hepimiz salonda oturmuş yemek yiyorduk. Konuyu şimdilik rafa kaldırsalar da yemekten sonra devam konuşacaklardı.

Evin içinde zil sesi yükseldiğinde irkilmeden edemedim. Aniden duyunca ürkmüştüm. Sanki her köşeden izleniyor gibiydim.

Koridora en yakın olan kişi Dinçer abi olunca pidesini kartonun üzerine bırakıp ellerini silkeledi. Ayağa kalktı ve kapıyı açmaya gitti.

Bir iki dakika sonra Dinçer abi salona girdiğinde yanında tanımadığım bir adam vardı. Kırklı yaşlarındaydı ve esmerdi. Elinde iki tane çanta tutuyordu.

Yanımda oturan Poyraz kulağıma doğru eğildi. "Alihan abi."

Demek Alihan dedikleri abi oydu. Doğu'nun amcası olmasına rağmen aralarında hiçbir benzerlik yoktu. Doğu sarıydı, bu adamsa esmer.

"Hoşgeldin Alihan." Dedi babam ayağa kalkarak.

"Hoş buldum." Mesleği gereği sert bir yüz ifadesine sahipti. Bakışları beni bulduğunda yüz ifadesi değişmedi ve bir baş selamı verdi.

"Çalışma odama geçelim. Ellerimi yıkayıp geliyorum." Babam salondan çıktı ve mutfağa gitti.

Serkay elinde tuttuğu pideyi havaya kaldırdı ve ağzı dolu bir şekilde konuştu. "Sende ister misin Alihan abi?"

"Yok Serkay, afiyet olsun size." Ayakta duran amcalara baktı. "Yukarı çıkalım da bilgisayarı falan kuralım."

Amcalar onu onayladığında bize sırtını döndü ve merdivenleri çıkmaya başladı. Abiler de ayağa kalkmıştı peşinden gitmek için.

Kayhan ve Yamaç abim aynı anda kalktı ve aynı anda konuştu. "Bizde gelelim!"

"Hayır." Dedi Engin amca sert bir sesle.

Yamaç abim pes etmeyerek diretti. "Bizim de bulduğunuz şeyleri bilmeye hakkımız var."

"Ne kadar az şey bilirseniz o kadar iyi. Lafımı ikiletmeyin." Engin amca bunun üzerine başka bir söz söyletmedi ve yukarı çıktı.

Babam mutfaktan çıktığında o da merdivenlere adımladı ve yukarı çoktı. En küçük kuzenler olarak kalmıştık salonda.

İştahım birden kapandığı için elimdeki pideyi bıraktım ve ellerimi yıkamak için mutfağa doğru adımladım. Kapıyı arkamdan aralık bırakıp ellerimi yıkamaya başladım. İşimi bitirdiğimde arkamdaki sandalyeye kendimi attım ve ellerimle yüzümü kapatarak düşünmeye başladım.

O notta yazanlar her aklıma geldiğinde içim ürperiyordu. Bu işin şakası olmazdı, adamın ciddi olduğunu hepimiz biliyorduk.

Annemi öldüren adamın beni de onlardan kopardığına inanıyorlardı. Şahsen bende öyle olduğunu düşünüyordum.

Üç sene önce annemi öldürmüştü ve o günden beri suskundu, öyle söylemişlerdi. Ailem beni bulduktan sonra tekrar harekete geçmişti.

Ama anlamadığım bir şey vardı. Beni neden ölü göstermişti ve ölü gösterdikten sonra neden yıllarca susmuştu? O yıllar içinde ne olmuştu da annemi öldürmeye karar vermişti?

Bizimle derdi neydi anlamıyordum. Babam ve amcalar zengindi ve düşmanlarının olması büyük bir ihtimaldi. Ama bu daha farklı bir şeydi. Annemle ve benimle olan bir problemdi sanki.

Beynim allak bullak olmuştu. Her ihtimali düşünüyor ama hiçbir şey bulamıyordum. Ailemden birine zarar verecek ya da beni onlardan tekrar ayıracak diye korkuyordum.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now