Bölüm 58: el ele tutuşmalar ve şarkılar

4K 353 54
                                    

Günün ikinci bölümüyle geldim! Elli yedinci bölümü henüz okumadıysanız önce onu okumayı unutmayın.

Keyifli okumalar!

⚡️

Bugün günlerden cumartesiydi ve Doğu'yla beraber şirkette buluşacaktık. Onu en son bize geldiklerinde görmüştüm. Yalın bizi saçma bir şekilde yakalamasaydı daha iyi olacaktı. O sahneyi tamamıyla aklımdan çıkarmak istiyordum.

Babamlar şirketteydi ve önemli bir dosya unutmuşlardı. Cahit amca da aynı şekilde gerekli olan dosyayı getirmemişti. Bizde Doğu'yla beraber şirkette anlaşmıştık. Ama henüz Yamaç abime ve Yalın'a söylememiştim.

Üzerimi aynadan son kez kontrol ettikten sonra hazırladığım çantamı da alarak odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde Yamaç abim ve Yalın'la salonda karşılaştım. İkisi de telefonlarıyla uğraşıyordu.

Yamaç abim beni gördüğünde kaşlarını kaldırdı ve duvardaki saate baktı. "Hayrola? Nereye bu saatte?"

Saat yediyi geçiyordu. Şirketteki işleri uzadığı için bu saate kadar orada kalmışlardı. Eve gelip tekrar gitmek vakit kaybı olduğu için biz götürecektik.

"Babamlara bir dosya lazımmış. Onu götüreceğiz." Dedim çantamı azıcık havaya kaldırarak.

Kaşları daha da çatıldı ve oturduğu yerde doğruldu. "Götüreceğiz?"

Çantamı ellerimin arasında sıkarak yerimde sallandım. "Doğu da bir dosya getirecek. Şirkette buluşacağız."

"Buluşacaksınız?" Dedi söylediklerimi tekrar ederek.

Başımı salladım ve sabırla cevapladım. "Evet."

Bana birkaç saniye daha baktıktan sonra omuz silkti ve tekrar telefonuna döndü. "İyi, öyle olsun."

Yalın ve ben bu haline şaşkınlıkla baktık. Abimin normalde sinirlenmesi ve Doğu'ya laf atması gerekiyordu. O ise sadece omuz silkmekle yetinmişti.

Emin olamayarak dış kapıya giden koridoru gösterdim. "O zaman ben gidiyorum. Babam Kamil abiye haber vermişti."

Yamaç abim yandan yandan bana baktıktan sonra koltuktan fırladı ve yanıma koşturdu. Kollarını etrafıma sardıktan sonra beni sağa sola salladı. "Şu tatlılığına gelemiyorum! Sana hiç kızılır mı be!"

Kahkahalarla ellerimi sırtına koydum ve abimin yaptığı gibi ona kocaman sarıldım. Bu hali beni çok mutlu etmişti.

Yanaklarımı sıktıktan sonra üzerlerine hafif öpücükler kondurdu. "Git hadi. Bende gelirdim ama Yalın'la bir işimiz var."

Bir abime birde Yalın'a bakarak merakla sordum. "Ne işi?"

"Sürpriz." Dedi Yalın sevgiyle gülümseyerek.

Benimle ilgili olan bir şey olduğunu sezdiğim için onlara düşünceyle baktım. "Merak ettim şimdi."

Yamaç abim eğlenerek yanaklarımı tekrar çekiştirdi. "Biraz daha bekle."

Ellerini geriye ittim ve koridoru gösterdim. "O zaman ben gidiyorum."

"Git de sevgilin daha fazla ağlamasın." Dedi Yalın eliyle beni kışkışlayarak.

Gülerek arkamı döndüm ve koridora girip dış kapının önüne gittim. Hava çok soğuk olmadığı için üzerime bir ceket almadım ve dışarı çıktım. Zaten bir hırka giymiştim ve içeride olacaktım.

Kamil abinin şoför koltuğunda oturduğu arabaya bindiğimde arabayı çalıştırdı. Yola koyulduğumuzda peşimizden bir arabanın daha geldiğini gördüm. Bu artık standart bir prosedürdü.

Yalnızlığımı alamaz Where stories live. Discover now