3. Bölüm (Başlangıç )

24 7 0
                                    

İnsan bir yerden sonra hayatı anlamak için çok çaba sarf ediyor. Oturup düşündükçe bu Evren'in sadece insanlar için yaratılması çok saçma.

Gerçekleri öğrenmek için yollar denemeye başladım. İçimdeki enerji çok güçlü ve bunu hissediyorum. Beni arayışıma sürüklüyor.

Ben Umay 16 yaşımdan beri gerçekleri öğreniyorum buna ailemin de çok büyük katkıları oldu. Ailem çok uzun yıllardan beri spritüel konularla ilgileniyor. Bana öncü oldular. Aslında bana ilk önce çoğu dini iyi ve kötü yanlarıyla anlattılar. Kendime yol çizmemi ve o yolda ilerlememin beni her açıdan rahatlatacağını anlattılar. Çevremdeki herkes beni aşağıladı, buna meraklı sorular yöneltip sonra benden üstün olduğunu düşünen hocalar da dahil. Şahsen onların canını acıtmak çok da zor olmadı. Sonuç olarak Pagan olma kararı aldım. Günlük tutmak hiç bana göre değil sevgili günlük bu kadar yeter. Umarım tekrar görüşürüz.

Annemin önerdiği daha doğrusu zoruyla yazmaya karar verdiğim günlüğü kaldırdım ve meditasyon yapmak için tütsü yakıp güzel bir frekans açtım. Geceyi bu kadar güzel kapatmak bana ayrı bir huzur verdi. Hayatıma Pagan olarak devam etmek benim bir yerden başlamamı sağlamıştı. Annem ve abim de Pagan ama onlar Tanrıça Hecate ile çalışıyorlar ama ben bir Tanrı seçerek onunla çalışmak zorunda hissetmiyorum kendimi. Bir boşluk var içimde emin olamadığım. Yarın ilk işim bir Tanrı ya da Tanrıça listesi oluşturmak olucak sanırım.

Sabah uyandım ailem daha iyi koşullarda okumam için beni Fransız okuluna yazdırdı ve bugün Perşembe olmasına rağmen okul yoktu. Canım annem kahvaltı hazırlamış olucak ki " kalk artık gününü yatakta öldürme" diye seslendi. Yataktan zor kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim mutfaktan mis gibi krep kokusu geliyordu. Annem'e gene döktürmüşsün diyerek yanağından öptüm. Kahvaltımı yaptım ve üzerimi değiştirmeye odama çıktım annem arkamdan " gene nereye küçük" dedi, "ufak bir dini aktivite". Hemen hazırlandım ve anneme yakınlarda olucağımı söyledim. Yakınlarda kimsenin uğramadığı bol ağaçlı bir piknik yeri vardı kimse olmadığı için doğa ile baş başa kaldığım bir yerdi her zaman oturduğum yere geçip oturdum. Yanıma birsürü kitap aldığım için kendime kızmam bittikten sonra okumaya başladım. Çok fazla Tanrı ve Tanrıça vardı ama çoğu bana insanların ihtiyaç uğruna uydurması gibi geliyordu. En iyisi sadece kadim iyiler ve kadim kötüleri araştırmak diyerek Zeus (en güçlü tanrı olarak bilinir) onunla başladım. Yıldırımlar, doğal olaylar, uçkuruna düşkün, narsist bir Tanrı. Hades, yer altının tanrısı yer altındaki ruhların bizim Dünya'mızda yer almasını engelliyormuş. Zeus'dan sonra saygı duydum. Gaia, kutsal anne, düzen, hayat. Liliht ilk feminist gurur duydum. Diğer Tanrı ve Tanrıçalar beni çok etkilememişti ama Liliht' in bilinen hikayesi beni derinden sarstı ve daha çok araştırmak için kenara not aldım. Ne kadar çok kitap alsam da yetersiz hissetmeye başladım. Bunu fark ettiğimde saat 15.00'a geliyordu eşyalarımı toplayıp eve döndüm. Kapıdan içeri girdiğimde annem evde tütsü yakmış evimizi arındırıyordu.

Sandal ağacı kokusunu içime çektikçe huzur buluyordum. Derin bir nefes çektim annem beni fark etmiş olucak ki bana döndü " hoşgeldin güzelim, erken geldin", "evet annecim kitapları fazla almışım ama merak ettiğim şey burda değilmiş" dedim. Çalışma odasını göstererek " sen geç güzelim işim bitsin hemen geliyorum" dedi. Başımla onaylayıp çalışma odasına geçtim. Dört duvarı da kitaplarla dolu odanın içinde nasıl bulucam istediğimi diye düşünüyordum o anda annem odaya girdi. Kafasıyla işaret ettiği yöne baktım "aradığın şey orda" dedi "anneeee" diye uyaran bir tonla seslendim. Annem gerçekten usta bir empat. Teslim olmuş gibi ellerini havaya kaldırdı "son bir şey diyim o zaman orafta işine yarayacak kitaplar var ama sen Tanrıçanı seçmedin unutma o seni seçti, sana yolunda yarımcı olucak buna eminim güzel kızım" dedi ve odadan çıktı. Arkasından tebessümle bakakaldım. Kitapları karıştırdıkça gerçekten de sanki aramızda bir bağ varmış gibi hissetmeye başladım. İçimdeki gücün kaynağı sanki Lilith'di.

Tüm akşamı araştırarak geçirdim. Annem katı kuralları olan biri değil aslında ama uyku düzeni onun için önemli olan birkaç şeyden biri. Abim de bende bunu yıllarca anlamamıştık ta ki Din seçimleri konusunda bizimle açıkça konuşana kadar. Akşamları biz uyurken o da kendi ritüellerini yaparmış. Yıllarca fark etmemiştik. Bize bir gün beni anlayacaksınız ve o zaman uyku size bir sorun teşkil etmeyecek diyordu. Abimin artık böyle dertleri yoktu ama anneme göre hala tamamen olmamıştım. Bu yüzden saate bakıp odama geçtim. Arkamdan annem " Umay bu ne hal, yarın burayı sen toplayacaksın küçük hanım" diye sitemle seslendi. Odama geçtim ve yatağıma uzandım beynimin içinde çok garip sesler vardı. Anlamlandıramadığım sesler eşliğinde uyuya kaldım.

Işık yolumuzu aydınlatsın güzel okurlarım...

BİR TANRIÇA'NIN DOĞUŞUWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu